Gündem19 Mayıs’ta 2 saatte 2. Tümen eriyip gitti

19 Mayıs’ta 2 saatte 2. Tümen eriyip gitti

25.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Saldırı cephesi 600 metre ve İstanbul’dan getirilen gönüllüler gençlerden oluşan 2. Tümen’in mevcudu 9 bin kişi ve bir kişiye düşen yer 18 cm idi. Bunun anlamı şudur: Hücum çok sık saflar halinde yapılacaktı

19 Mayıs’ta 2 saatte 2. Tümen eriyip gitti

Her yıl olduğu gibi bu yılda 25 nisan günü 8 bini aşkın Avustralyalı, Yeni Zellandalı; geçmişin Anzaklarının torunları ülkemize geldiler. Gelibolu’daki dedelerinin mezarlarını ziyaret ettiler, tören yaptılar. Bizim de görsel ve yazılı basınımız bu etkinliklere özel ilgisini her yıl olduğu gibi fazlasıyla gösterdi.
Her yıl olduğu gibi bu yılda 25 Nisan’ın bizimle ilgili bölümünden tek satır ve görüntü yoktu. 25 Nisan tek taraflı yalnız azakların mı önemli bir günü idi? Bizi ilgilendiren bir şey yok muydu? Neydi bu 25 Nisan?
Sadece 18 Mart değil
Tarihçiler ve özel ilgi gösterenlerin dışında pek çok kimse Çanakkale Savaşları denince yalnız 18 Mart’ı hatırlar. Oysa 18 Mart Müttefik Deniz Güçleri’nin Çanakkale Boğazını deniz yoluyla geçemeyeceklerini anladıkları gündür. Bu deniz savaşlarının başarısız olması kara savaşlarını gündeme getirir. 18 Mart deniz savaşından 38 gün sonra Müttefikler yine güçlü donanmalarının desteğinde yüzbinlerce askerini kıyılara çıkartmaya başlar. Aylarca süren kara savaşları başlamıştır. O günkü savaşta tümüne yakını yok olan 26. Alay, daha sonra ona yardıma gelen 25. Alay, 27. Alay harp tarihinde mümtaz bir yeri olan mevcudunun tümüne yakını şehit olan 57. Alay daha sonra altın ve gümüş madalyalarla onurlandırılmışlardır. 57. Alay’ın komutanı Binbaşı Avni bey şehit olmuş, öldüğü gün albaylığa yükseltilmiştir. Eski hava kuvvetleri komutanlarından Orgeneral Tekin Arıburnu’nun başıydı. O gün, Gelibolu’nun çıkartma yapılan muhtelif yerlerinde, her biri sayfalarla anlatılacak kahramanlık menkıbeleri cereyan etmiştir. Bizim görsel ve yazılı basınımızın bir dahaki 25 Nisanları iletirken bu hususları da unutmamalarını ümit ederim.
25 Nisan’dan sonra kara savaşları irili ufaklı muharebelerle 20 Aralık 1915’e kadar sürmüş ve bu arada her iki taraftan binlerce kişi bu topraklara gömülmüştü. Bu savaşlar içinde bir tanesi ve bizim için en ağır zaiyatlarla sonuçlananlardan birisi İstanbul Üniversitesi’ni de ilgilendiren 18 Mayıs Kanlısırt muharebeleridir. Bu muharebelerden Birkaç gün evvel, 11 Mayıs’ta Başkomutanvekili Enver Paşa Çanakkale cephesine gelerek cepheyi denetledi. Daha sonra ordu komutanları ile birlikte Arıburnu cephesinde büyük bir taarruzla düşmanı denize sürmeyi öngören bir plan yaptılar. Bu taarruzun başarıya ulaşması için siper içine gizlenerek canını koruma kaygısına düşmemiş taze kuvvetlere ihtiyaç olduğu düşünülerek İstanbul’dan gönderilen 2. Tümen cepheye sevk edildi. 16 Mayıs’ta Akbaş İskelesine getirilen 2. Tümen 18 Mayıs akşamı taarruz edecekleri siperlere yerleştirildiler.
Bu tarihten 1 ay evvelki bir toplantıya dönelim.
İstanbul, Nisan ortası. Yer: Bugünün İstanbul Üniversitesi merkez binası ve ön bahçe yüzlerce darülfünun talebesiyle dolu. Konuşmacı: Harbiye Nazırı Enver Paşa. Konu: Çanakkale’de sürmekte olan savaş. Dakikalar süren ateşli konuşmalar sonunda darülfünun talebelerinin hepsi cepheye gitmek için gönüllü başvuruda bulunmuşlar. Bu konuşmayı izleyen son sınıf İstanbul Erkek Liselerinden 55 kişi de tıpkı ağabeyleri gibi gönüllü olurlar. Yukarıda ismini verdiğim 2. Tümenin çoğunu bu talebeler teşkil eder.
Baskın taarruz
18 Mayıs gecesi Yarbay Hasan Askeri komutasındaki askerler, daha evvelki satırlarda bahsettiğim gibi, siperlere yerleştirilmiştir. Kurmay Yarbay Hasan Askeri komutasındaki 2. Tümen İstanbul’dan yola çıkarak 16 Mayıs’ta Akbaş İskelesi’nde toplanmış ve taarruz için hazırlanmıştı. Plana göre düşman donanması ateşinden korunmak için taarruz 18 Mayıs’ı 19 Mayıs’a bağlayan gece 03.30’da baskın şeklinde başlayacaktı. Harekata kuzeyden itibaren Yarbay Mustafa Kemal komutasındaki 19. Tümen, Albay Hasan komutasındaki 5. Tümen , Yarbay Hasan Askeri komutasındaki: (İstanbul) tümeni ve 16. Tümen katılacaktı. Taarruzun başarısı düşmanın baskına uğratılmasına ve taze bir kuvvet olarak gelen 2. Tümen’in dar bir cephede tüm kuvvetiyle hücuma geçerek düşmanı yarmasına bağlıydı. 18 Mayıs’ta Türkler düşmana karşı sayıca üstündüler. 4 tümenli Kuzey Grup Komutanı Esat Paşa’nın 50 bini bulan askerine karşı General Birdwood’un 18 bin askeri vardı. Türkler genellikle daha hakim sırtlarda, Anzaklar çukurlardaydı. Ama neylersiniz ki sayı ve daha yükseklerde bulunmak pek mana taşımıyordu. Bir defa düşman uçak ve balonlarla Türklerin bu cephede bir faaliyet içinde olduklarını saptamış ve Anzaklar bugün için taarruzu bekler olmuşlardı. Sonra çoğu talebe olan 2. Tümen gece 12’de siperlere yerleşirken çok sıkı tembihlere rağmen eğitim ve tecrübe eksikliğinden çok gürültü çıkarmışlardır, (siperler birbirine metreler ile ölçülecek şekilde yakındı.) Anzaklar 3 km genişlik ve 1 km derinlikteki araziyi dantel gibi işleyip köşe başlarına makineli tüfekler yerleştirmişler ve ışıldaklar koymuşlardı. Doktorların tavsiyesine göre herkes temiz çamaşırlarını giymiş ve gece 12 ‘de siperlere gitmişlerdi. Saldırı cephesi 600 metre ve 2. Tümen’in mevcudu 9 bin kişi ve bir kişiye düşen yer 18 cm idi. Bunun anlamı şudur: Hücum çok sık saflar halinde yapılacaktı.
Ve hücum zifiri karanlıkta 18 Mayıs’ı 19 Mayıs’a bağlayan gecede 03.30 ‘da Anadolu’nun cephesinde hep birlikte başladı. Ne bir ateş açılmış, ne hücum borusu çalınmış, ne o Türklerin yüzyıllardır bilinen meşhur Allah Allah sesleri duyulmuştu. Sadece öğrenciler önde subaylarının olduğu sırttan aşağı dalagalar halinde ileri atılmışlardı. Kızılca kıyamet o anda kopmuştu. Tükleri bekleyen Yeni Zelandalı ve Avustralyalı askerler tüm silahları ile büyük bir cayırtı koparttılar. Bir anda makineli tüfek ve bomba sesleri birbirine karıştı. Baskın kaybolmuştu. Şimdi öğrenciler hücum borularını bir oyunda iniş gibi çalıyorlar, Allah Allah sesleriyle koşuyorlardı. Bu arada şiddetli ateş altında korkunç zaiyata rağmen düşman siperlerine koşuyorlardı. 2. Tümen bandosu vatan maaşını çalmaya başladı.
- Annem beni yetiştirdi bu ellere yolladı
- Bu sancağı teslim etti, Allah’a ısmarladı
- Boş oturma çalış dedi, hizmet eyle vatana
- Sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana.
Taarruz 2 saat sürdü. Tan yeri ağarırken Türk taarruzu durdu. Sonuç korkunçtu; Türklerin ölü ve yaralı sayısı 10 bini bulmuştu. O kadar yol kat ederek İstanbul’dan gelen büyük ümitler bağlanan çoğu öğrenciden oluşan 2. Tümen eriyip gitmişti. 19 Mayıs 1915 günü Çanakkkale savaşlarının en kanlı, en kayıplı günlerinden biri olarak tarihe geçecekti.
Bir nesil gömüldü
Çanakkale savaşında 600 bin yabancı (İngiliz Fransız sömürgeleri), 400 Bin Türk askerinin savaştığı bir cephe, bize 59 bini aşkını cephede olmak üzere 213 bin 882 kayıp ve şehide mal olmuştur. İngilizler 205 bin, Fransızlar 47 bin kayıp verdiler. En büyük kayıp Türklerindir. Şehitliklere baktığımızda 18-30 yaş arası nesilimizi Çanakkale’ye gömdüğümüzü görürüz. Çoğu ilim, irfan sahibi olan gençlerimizi Çanakkale’de feda etmişizdir. Bu ileride genç Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunda ihtiyacı olan genç nesilin tüme yakınının kaybıdır. Bu kaybın acısını genç Türk Cumhuriyet’i çekmiştir.
Mezun verilemedi
İstanbul Tıp Fakültesi ve diğer fakültelerde 1915 yılında bazıları hiç, bazılar çok az mezun verdi. O gece, 2. Tümen’in içinde çok sayıda asker şehit oldu. Hepsi şehit olan bu ağabeylerimiz arkadan gelen biz kardeşlerine şanslı bir isim ve gurur verdi. Bugün biz küçük kardeşler yüzyıl sonra onların şehit düştükleri yerde her yıl onları anıyoruz.

KEŞFETYENİ
Acun Ilıcalı'ya seslendi! 'Survivor'a geri dönsün'
Acun Ilıcalı'ya seslendi! 'Survivor'a geri dönsün'

Cadde | 02.05.2025 - 14:46

Poyraz'ın şaibeli elenmesinin ardından gelen tepkilere Nagihan Karadere de katıldı.

Yazarlar