12.03.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
BURCU ÜNAL İstanbul
Hayatının yaklaşık 15 yılını cezaevinde geçiren 71 yaşındaki Perinçek, cezaevindeyken en çok eşini özlediğini belirterek, “Hapiste yattığım için hiçbir şey kaybetmedim. O yüzden toplam kaç yıl yattığımı da hiç hesaplamadım. Son 40 yılın 5 kuşağıyla hapislerde yattım. Bundan acı da çekmedim” diye konuştu. Perinçek, şunları anlattı:
Tahliye haberini aldığınızda ne hissettiniz?
Seçimden önce biz dışarı çıkacağımızı kestiriyorduk çünkü halk çok hareketlendi. Bizi oradan esas çıkartan orada toplanıp, barikatları yıkan onbinlerdir. Biz eşyalarımızı da çoktan toplamıştık, dün tahliyeyi bekliyorduk.
Ağırlaştırılmış müebbete çarptırıldığınızda aklınızdan neler geçti?
Hiç önemsemedim. Bu davaların çökeceğini ilk günden beri biliyoruz. Çünkü hakikaten suçsuzuz.
Hukukçu olarak tahliyeleri hukuki açıdan nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu davalarda hiçbir şeyi hukuk içerisinde anlayamayız. Bu davaların çöküşü de hukuki süreçler sonucunda olmadı. Türkiye’yi bölemeyince biz dışarı çıktık.
Önce oğlunuza ardından eşinize kavuştunuz. Dün neler hissettiniz?
Şule Perinçek: Bana bir çok yerde, “Kocan neyse de oğlun” diyorlardı. Hep düzelttim. “Niye kocam boşuna yatsın” diyordum. Türkiye’de kadınların evlilikteki bu duruşu beni yaralıyor.
Doğu Perinçek: Türkiye’de bir de kocayı özlemek ayıptır. Kocayı içinden özleyebilirsin ama dışarı vurmayacaksın. Türkiye’de evlilikte bile aşk meşru değil.