Gündem Adeta öldüresiye yargılama yapıldı

Adeta öldüresiye yargılama yapıldı

13.10.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde dün devam temyiz duruşmasında, toplam 23 yıl hapse mahkûm edilen eski İnönü Üniversitesi Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu savunma yaptı.

Adeta öldüresiye  yargılama yapıldı

Kronik hastalıklarına rağmen hayati tehlikesi bulunmadığı gerekçe gösterilerek 5 yıla yakın Silivri Cezaevi’nde tutuklu kalan, trafik kazasında kaybettiği oğlunun mezarını Anayasa Mahkemesi’nin tahliye kararıyla ziyaret edebilen Hilmioğlu, Ergenekon davasını ve Silivri cezaevini anlattı.

Haberin Devamı

Ankara’daki terör saldırısında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyen Hilmioğlu, terör örgütlerinin faaliyetleri dururken, kendilerinin, “hayali terör örgütü” kurmakla suçlandıklarını söyledi. Hilmioğlu, 7 yıl süren yargılama boyunca savunma haklarının kısıtlandığını, yaşam haklarının ihlal edildiğini savunarak, yargılamada cinsel tacizcilerin, teröristlerin tanık olarak dinlendiğini ifade etti. Bu süreçte hastalanan insanların gerekli tedavileri görmesinin engellendiğini öne süren Hilmioğlu, “Bazı sanıkların hastalıkları ilerleyerek geri dönülemez duruma gelindi. Sanıklardan birisi benim de bulunduğum duruşmada kan kustu. Kan kusturan bir hukuk sistemimiz var” dedi.

Hilmioğlu, süreçte, birçok kişinin hastalandığını, hayatını kaybedenler olduğunu hatırlatarak, “Süreç devam etseydi daha pek kişinin hayatını kaybedeceğini bir hekim olarak söyleyebilirim. Yaşam hakkı göz ardı edildi, adeta öldüresiye yargılama yapıldı. Sanıkların ölmelerini sağlamayı amaçlayan bir savcılık makamı vardı” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Emekli Orgeneral Şener Eruygur’u YÖK tasarısı nedeniyle ziyaret ettiği için suçlandığını belirten Hilmioğlu, o dönem Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in de Genelkurmay Başkanıyla bu konuda en az iki görüşme yaptığını, bu görüşmelerin suç teşkil etmesi halinde diğer isimlerle ilgili de işlem yapılması gerektiğini dile getirdi.

Cezaevindeyken oğlunu kaybetti
Hilmioğlu, Ergenekon soruşturması kapsamında 17 Temmuz 2009’da tutuklandı. Kronik hepatit B ile karaciğer sirozu hastalığı ve bu hastalıklarının hayatı için kesin tehlike teşkil edeceğine yönelik hastane raporlarına rağmen Adli Tıp ve Adli Tıp Genel Kurulu’nun, “cezaevi şartlarında hayati tehlike oluşacağına dair tıbbi bulgu tespit edilemediği” şeklindeki raporları uyarınca tahliye edilmedi. 2012 yılında trafik kazasında kaybettiği oğlunun cenaze törenine izinle gidebildi.