29.12.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
GÖKHAN KARAKAŞ - İSTANBUL
Kadim bir denizci geleneği olan yolculuk öncesi denizcinin ayakkabısını karada bırakmasını ilk olarak 1986 yılında çıktığı dünya turunda gerçekleştiren Tanıl Tuncel (72), Kelebek isimli yelkenlisiyle 7 yıl boyunca tek başına denizde kalmıştı. Sadun Boro ile Cumhur Gökova’nın ardından teknesiyle dünyayı dolaşan üçüncü Türk denizci olan Tuncel, bu seyahati sırasında Afrika kıtasının en uç noktası olan Ümit Burnu’nu dolaşan ilk Türk olma unvanına da erişmişti.
İlk dünya turunun ardından 1997’de yeniden denize açılan Tuncel, seyahate çıkmadan önce bu kez bir çift ayakkabısını yine geleneğe uygun olarak Marmaris Limanı’nda kendisini uğurlamaya gelen 22 yaşındaki dalgıç Ahmet Cemil Şener’e bıraktı. Tuncel‘in ikinci dünya seyahati biraz daha uzun sürdü. Tuncel bu kez, Büyük Okyanus’u geçme fikrinden vazgeçerek gittiği limanlarda uzun süre konaklamayı seçti. Denize kıyısı olan çok sayıda dünya ülkesinde 16 yılını geçiren Tuncel, son durağı Malezya’da geçtiğimiz Ekim ayında teknesini satarak dünya seyahatini sonlandırdı.
‘Akbil ile dolaşmak da güzel’
Türkiye’ye dönerek Bodrum’a yerleşen Tuncel’in 16 yıl önce Marmaris’te bıraktığı bir çift ayakkabı Şener tarafından geçtiğimiz günlerde kendisine teslim edildi. Şener’den ayakkabıları İstanbul’da alan Tuncel, yıllar önce geride bıraktığı ayakkabılarına kavuşunca büyük bir mutluluk yaşayarak, ‘Dünya Gerçekten Yuvarlakmış’ adlı kitabını Şener için imzaladı.
Denizde geçirdiği yaklaşık 50 yılda açık denizde 120 bin kilometre mesafe kat eden Tuncel, şimdi Bodrum’da yerleşik hayata alışmaya çalışıyor. Yine denizden kopmadan yaşamını sürdüreceğini anlatan Tuncel, gördüğü yüzlerce ülkeye rağmen Türkiye’nin çok özel bir ülke olduğunu söyledi.
Tuncel, “Türkiye yabancı deniz seyyahları tarafından dünyanın en güzel yeri olarak tanımlanır. Benim de değişik nedenlerle beğendiğim pek çok ülke var ama ülkemiz hakikaten çok güzel. Devamlı içinde yaşadığınızda size normal gelenler, uzun seyahatler sonrasında çok güzel gözükebiliyor. Örneğin Kadıköy İskelesi’nden denizi seyretmek şahane bir duygu. Akbil ile İstanbul’u dolaşmak Singapur’u gezmek ayarında güzel. Ama tek beğenmediğim Uzakdoğu’ya meydan okuyan kalabalık” dedi.
‘Bugün gezmek eskisinden zor’
Dünyanın çevresini ikinci kez dolaşma fikrinden Hint Okyanusu’nda yelkenli teknelere saldıran korsanlar nedeniyle vazgeçtiğini anlatan Tuncel, “Dünyayı dolaşma fikri herkeste vardır. Benimki ise bir yaşam tarzı. Kendini ‘Dünya turu yapacağım’ diye sınırlandırırsan bu geçici hayatın en önemli unsuru olan hürriyeti yitiriyorsun. 30 yılda dünya üzerinde değişim çok hızlı ama deniz yine aynı deniz. Aslında belki de bugün gezmek eskisinden daha zor. Kıyılarda eskiden istediğim gibi demirlediğim koylar, elimizden alınarak otellere, marinalara, balık çiftliklerine dönüştü. Gittiğimiz yerlerde bir maceraperest olarak gıptayla bakılırken şimdi para sızdırılacak turistler olarak görülüyoruz” diye konuştu.
‘Bu maceraya ortak olmaktan mutluyum’
Tuncel’in ayakkabılarını 16 yıl boyunca saklayan dalgıç Ahmet Cemil Şener, “Geleneği tamamlamak güzel. 16 yıl önce uğurladığım denizciyi tekrar görebilmek ve onunla seyahatlerini konuşmak daha da güzel. Tanıl Abi benim de içimde var olan keşfetme ve öğrenme duygusunu Türk insanına gösterdi. Bu maceraya ortak olmaktan dolayı mutluyum” dedi.