Gündem ‘Çocuk gelin’e 47 bıçaklı son

‘Çocuk gelin’e 47 bıçaklı son

19.07.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

19 yaşındaki Mahmure, Zülfikar için 5 yıl önce evden kaçtı. Ama 15 yaşında anne olan genç kız evde sürekli şiddet görmeye başladı İddialara göre genç kadın önceki gün polisi aradı ve eşinin evden götürülmesini istedi. Ancak bu gerçekleşmedi... Zülfikar Mahmure’yi katletti

‘Çocuk gelin’e 47 bıçaklı son

İstanbul dün Balat’ta nikahsız yaşadığı Zülfikar Bakır tarafından iki çocuğunun gözleri önünde 47 bıçak darbesiyle öldürülen 19 yaşındaki Mahmure Karakule cinayeti ile uyandı. Katil zanlısı Bakır, karakoldaki ifadesinde cinayeti eşinin “fuhuş yaptığı” iddiasıyla kıskançlık krizine girerek işlediğini öne sürdü.
Olaydan sonra suç aleti bıçakla Şehit Tevfik Fikret Polis Merkezi’ne teslim olan Zülfikar Bakır, karakola giderken iki çocuğunu da yanına aldı. Polis sorgusunda uyuşturucu bağımlısı olduğunu söyleyen zanlının uyuşturucu madde satmak ve hırsızlık suçlarından kaydı olduğu ortaya çıktı. Mahmure Karakule’nin kısacık hayatı, Esnaf Localı Sokak’ta üç katlı bir binanın en üst katındaki arka odada son buldu. Ancak hikayesi Bursa’da başlıyor. Hikayesini Bakır’ın çoluk çocuk sokakta oturan akrabalarından dinliyoruz.

Mahalleli şokta
Mahmure Karakule ile Zülfikar Bakır, Bursa Karacabey’de tanışmış. Aynı mahallede oturan gençler, aşık olunca evlenmek istemişler. o zaman 14 yaşında olan Mahmure ailesi evlenmesine izin vermeyince çareyi sevdiğine kaçmakta bulmuş. Ailesini geride bırakarak soluğu sevdiği adamla İstanbul’da alan Mahmure, biri kız biri erkek iki çocuk dünyaya getirmiş.
Mahalleli, cinayetin şokunda. Çiftin aile yaşantısı hakkında çeşitli söylentiler var. Zülfikar Bakır’ın akli dengesinin yerinde olmadığı yönündeki iddialar da bunlardan biri; “Adamın psikolojisi bozuktu. Deli raporu var diyorlar. Galiba karısı da hamileymiş. Sıkıntılı insanlardı. Buradakiler hep öyle zaten...”
Genç kadının hamile olduğu kulaktan kulağa dolaşıyor. Ancak Adli Tıp’ın verdiği ön rapora göre, hamile olmadığı ortaya çıkıyor.
Uyuşturucu kullandığı söylenen Zülfikar Bakır’ın gece geç vakitte pencereden etrafa küfürler savurması çevredekileri rahatsız edermiş. Anlatılanlara göre, genç kadın da uzun süredir nikahsız yaşadığı Bakır’ın derdinden usanmış. Adam “arıza” çıkardıkça mahallelinin şikayeti üzerine polisler bazen uğrarmış. Birkaç gün önce de bir vatandaşın “Akli dengesi bozuk biri sokak ortasında kadın dövüyor” ihbarı üzerine polis mahalleye gitmiş. Ancak bir işlem yapılmamış.

‘Polise gitti ama’
Polisin verdiği bilgiye göre, Mahmure’nin koruma talebinde bulunduğuna dair resmi kayıt yok.
Fakat Bakır’ın akrabaları, kocasının kendisini öldüreceğini söyleyerek defalarca Fatih Polis Karakolu’na giden genç kadının kaale alınmadığını iddia ediyor. Son gidişinde polis memurları tarafından azarlanarak “ağza alınmayacak laflar” işittiği de söylentiler arasında.
İddialara göre genç kadın, cinayet günü akşam saatlerinde hem hastaneye hem de karakola telefon ederek eşinin iyi durumda olmadığını, evden götürülmesini istemiş. Ambulans gelmiş, polis gelmememiş. Karakoldan gelen olmayınca da ambulanstaki yetkililer yardım edememişler. Cinayetin akabinde olay mahaline gelen polislere bazı komşuların, “Niye ölmeden gelmediniz? İş işten geçti” diyerek sert çıkması da bundan.
Mahmure’nin “ağırbaşlı” ve “hanımefendi” olduğunu anlatılıyor. Sessiz sakin, kendi halinde bir kadınmış. Sabahları poğaça aldığı pastane sahibi, olayı iş yerine gelince öğrenmiş:
“Genç bir hanımdı. Müşterimdi. Arada bir gelir, çocuklarına pasta börek alır giderdi. Sabah duydum. Şoktayım. Vah gidene kızım, vah gidene...”

Haberin Devamı

‘14 YAŞINDAN BERİ ÇİLE ÇEKİYOR’
Genç kadının cenazesi evden çıkartılırken bir komşu kadın, “14 yaşından beri çile çekiyor, işkence görüyor. Belki mezarında rahat eder” dedi. Nikahsız yaşadığı Mahmure’yi öldüren Bakır adliyeye çıkarıldı.

Cinayet çocukların dilinde
Vahşi cinayet, evin önünde volta atan çocukların da dilinde. Kimisi ‘meraktan’ daireye bile çıkmış. En küçüğü beş yaşında bir grup çocuk, biz sormadan anlatmaya başlıyor:
“Adam eşini kesmiş”, “Her yer kan gölü”, “Tavanlar bile kan”, “Abla, pencereye bak. Kanlı el izini görüyor musun?”
Çocuklara göre, genç kadın öldürülmeden önce can havliyle bağırarak kendini pencereye atmış. Penceredeki el izi ondan...
Eve giriyoruz. Yerlerde kanlı ayak izleri var. Salonun duvarında içi boş, kalp şeklinde üçlü fotoğraf çerçevesi. Çerçevenin üzerinde bir yazı: “Güzel annem, yakışıklı babam ve ben”. Kapının arkasında genç kadına ait olduğu anlaşılan lacivert, beyaz ve lila renginde üç hırka. Ayak izlerinin öte yanlarında boş sigara paketleri. Mutfakta yıkanmayı bekleyen bardaklar. Bir de taze fasülye ve yarım ekmeğin bulunduğu bir tepsi. Arka odaya ilerliyoruz. Odanın girişinde bir bıçak, az ötede bir balta. İki dolaptan çocuk kıyafetleri yerlere taşmış. Odanın ortası kan gölü. Olaydan sonra eve giren bir komşunun dediği gibi: “Sanki koyun kesmişler.”