‘Dokun Bana’ eziyet mi, eğlence mi?ÇAPRAZ ATEŞBİRSEN ALTUNTAŞ - SERDAR BENLİHer gün birbirinden farklı yarışmalar ekranlara geliyor.
Son günlerde, "Dokun Bana" tarzında yapılan yarışmalar daha çok tartışma konusu oluyor. Yarışanların geçici bilinç kaybına uğradıklarına, fenalaştıklarına tanık olanlar, yarışmaları kıyasıya eleştiriyor. İzlenme oranı çok yüksek olan bu yarışmaların, sadece bir eğlence mi olduğunu, yoksa insan haklarını ihlal eden, yarışmacıların zayıflıklarından yararlanan programlar mı olduğunu sorduk. İşte görüşler...
Müjdat Gezen (Sanatçı)Çiviye de oturtacaklar Bu yarışmaların başlıbaşına bir eziyet olduğunu düşünüyorum. Bir sanatçı olarak insanı aşağılayan hiçbir şeyin yanında olamam. Katılanlara, yaşadıklarının müstehak olduğunu düşünüyorum. Çünkü bunu insanlık onuruyla bağdaştıramıyorum. Bir şeye dokunarak, ne üretiyor bu insanlar? Çok gücüme gidiyor, bayılanlar, hayal görenler oluyor. Bir anne yarışmayı bırakan kızına "Biraz daha dayanamadın mı?" diye kızıyor, kızını acı çekmeye özendiriyor. Yakında çiviye oturma yarışması yapılacak, tavsiye ediyorum otursunlar, çünkü onlara müstehak.
Cem Davran (Oyuncu, eski sunucu)Hırsı görünce üzülüyorum Bence bu tür yarışmalar, herşeyden önce izleyene eziyet. Gerçi önlem aldıklarını söylüyorlar ama bir takım sağlık sorunları yaşanıyor. Bu tür yarışmalar, katılanları bir parça sömüren buluşlar. Mesela, bilgi yarışmalarında insanlar bilgilerini sınayarak bir takım ödüller kazanıyor. Oysa bu tür yarışmalarda, sağlıkları pahasına bir şeyler elde etmek istiyorlar. Bu da toplumsal bir hırsı görüntülüyor. Maddi kazanç uğruna, tıbbi sorunlar yaşamaya razı insanları görmek üzüntü yaratıyor.
Ebru Destan (Manken)Mazoşist bir toplumuz Bu tür yarışmalara katılanlar genellikle maddi durumu zayıf insanlar. Ekranda görünmekten hoşlanıp, bu sayede yeni arkadaşlıklar kazanmaya çalışıyorlar. Ekranda önce eğlenmeye başlayıp, yarışmanın şartları ağırlaştıkça giderek zayıf düşüp sağlıklarını kaybediyorlar. Kaybettiklerinde inanılmaz hayal kırıklığı yaşadıklarını görüyoruz. İzledikçe her defasında üzüntüden kahroluyorum. Acı çekmeyi seven bir toplum olduğumuz iyice ortaya çıkıyor. Galiba biz mazoşist bir ırkız.
Acun Günay (Dokun Bana sunucusu)Çok eğleniyoruz Yarışmacılara eziyet yaptığımıza kesinlikle inanmıyorum. Eziyet, ancak birini bir işe zorlarsanız olur. Yarışmacılar, kendi isteğiyle katılıyor, üstelik kaybettiklerinde bile ne kadar eğlendiklerini anlatıyorlar. Yarışmanın dışında yarışmacılarla sohbet ediyorum ve bana "Çok eğlendik, harika günler geçirdik, bu günleri unutmayacağız" diyorlar. Eleştiri yapanların uzaktan ahkam kestiklerini düşünüyorum. Çünkü ortada, "Bize eziyet edildi" diye çıkıp konuşan bir yarışmacı yok. Ayrıca sağlık ekibimiz oldukça detaylı bir çalışma yapıyor. Yarışmacıların, daha önce bilmedikleri hastalıklarını bile bizden öğrendiği oluyor. Geçenlerde bir bayan yarışmacının
hamile olduğunu, ona biz söyledik ve yarışmaya kabul etmedik.
Fatih Aksoy (Yapımcı)Aydınlar eleştiriyor Bu yarışmaları entelektüel kesim eleştiriyor. Ama yapılan araştırmalarda bu programların en çok izlendiği kesimin yine AB grubu olduğunu görüyoruz. Bu programların temel programı olmadığını ve geçici süreyle ekrana geldiğini hepimiz biliyoruz. Bir tür eğlence ve bu bir
oyun. Ayrıca, bu yarışmalar kimsenin ruhunda derin yaralar açmadı ve kimsenin yuvasını yıkmadı. Sonuç itibariyle hiçbir yarışma, kimsenin hayatını karartmaz. Bunun örneği de hiç yaşanmadı. Eleştirilmesi de çok normal. Biz 102 ve 122 Milyon yarışmalarını yaptık, 2 ay sürdü. İnsanlara asgari ücretle de geçinilebileceğini gösterdik, ömrü geçici bir süre içindi, beğenildi ve yarışma tamamen bitti. Almanya bile bizden formatı istedi. İnsanlar bu programlara böyle bakmalı.
GÜNCEL