Gündem Hastası olunacak doktor!

Hastası olunacak doktor!

11.07.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Hugh Laurie, namı diğer Dr. House, önceki akşam 21. İstanbul Caz Festivali kapsamında Harbiye Açıkhava sahnesindeydi. Şovun ön planda, müziğin bir tık daha geride olduğu konser, teatral disiplinle kurgulanmış başarılı bir gösteriydi

Hastası olunacak  doktor

‘House’ dizisindeki Dr. House karakteriyle tanınan İngiliz aktör, komedyen, müzisyen ve yazar Hugh Laurie; önceki akşam 21. İstanbul Caz Festivali kapsamında Harbiye Açıkhava’nın ev sahipliği yaptığı en kalabalık, en coşkulu konserlerden birini verdi. Sahne dekoru, müzisyenlerin birbirleriyle olan iletişimleri itibariyle aşırı teatral disiplinle hazırlanmış konser, aslen müziğin geride olduğu şovun ön planda olduğu bir gösteriydi. Unutulmayacak bir konser değil, unutulmayacak bir sahne gösterisiydi; Laurie’yi diziden tanıyanlar için de fazlasıyla yeterliydi.
Hugh Laurie ve The Copper Bottom Band sahneye ‘Iko Iko’ ile çıktı. İlk şarkı olmasına rağmen konserin ortasında gibi sıcak ve yüksek bir enerjiyle başladı gece ve hep aynı güzel tadda ilerledi. Ta ki konserin son şarkısı (Pulp Fiction’dan hatırlayabileceğimiz Chuck Berry şarkısı) ‘You Never Can Tell’de kadın hayranların ayağa kalkıp çılgınca dans edip, hunharca selfie çekmeye çalışmalarına kadar. Gece yüksek başlayıp çok yüksekte sona erdi.

‘25 dakika önce yazdım’
Hugh Laurie ve beraberindeki The Copper Bottom Band, ‘çok çok’ eski şarkıları çaldı. ‘Let Them Talk’ (2010) ve ‘Didn’t It Rain’ (2013) gibi iki albümü olan Laurie, daha çok müzik dünyasının tarihi koridorlarında dolaştı. ‘Weed Smokers Dream’, ‘You Dont Know My Mind’, ‘I Hate A Man Like You’nun içinde olduğu kendi yazdığı şarkıları ve ‘Kiss of Fire’ (Louis Armstrong), ‘I Wish I Knew How It Would Feel To Be Free’ (Nina Simone), Green, Green Rocky Road (Dave Van Ronk), ‘Such A Night’ın da (Elvis Presley’in yeniden canlandırdığı şarkı) içinde olduğu karma bir programla 1930’lardan günümüze geldi. Her şarkıya “Şimdi çalacağımız şarkı çok çok eski” diye başladığı için konserin ortalarında “Şimdi çalacağımız” dedikten sonra seyircilerden birinin “Çok çok eski şarkı” demesi üzerine “Hayır bu şarkıyı 25 dakika önce yazdım” diyerek espri yaptı. Seyircinin reaksiyonuna cevaplar verdi, bol diyaloglu geçti, hoplaya zıplaya piyano çaldı. Konserin ortasında kulisten elinde tepsiyle bir görevli geldi. Tepsideki shot bardakları müzisyenlere ‘gaz’ niteliğinde tek tek dağıtıldı.
İngiliz mizahının yetenekli müzisyenlerle harmanlandığı gecenin yıldızların biriyse; sahneye kafasında (belliki gündüz Kapalı Çarşı’dan alınmış) fesle çıkan kontrobasçıdan ve hatta yer yer Laurie’den bile rol çalan Elizabeth Lea (trombon) idi. Vokallerdeki performanslarıyla Gaby Moreno ve Jean McClain’i de atlamamak gerek tabii. Sahnenin erkek müzisyenlerinin mikrofon başında toplanıp akapella yapması da yine görülmeye değerdi.

Uzuner anı topladı
Dizideki şöhretini akıllıca kullanarak önceki akşamki gösterisiyle dünyayı dolaşan Laurie ile konserden sonra sahne arkasında tanışma fırsatımız oldu. Bu kısa tanışma faslında dikkati en çok çeken, yazar Buket Uzuner’in Hugh Laurie’ye olan hayranlığını sahne arkasında da gizlememesiydi. Çok heyecanlı olduğu gözlenen Uzuner, bolca imza alıp anı topladı.
Akasya Acıbadem gösteri sponsorluğundaki konserde, eve gelen arkadaşlarına çalıyormuş gibi sade ama bir o kadar coşkulu davranan Hugh Laurie, kuliste kendisini bekleyen biz basın mehsuplarına aynı sıcaklıkta davrandı. Ardından ‘doktor’, Harbiye Açıkhava’nın sanatçı çıkış kapısında bekleyen 20’ye yakın ‘hastasının’ yanından geçip gitti.