Gündem Hukuk soykırımı

Hukuk soykırımı

20.01.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Meslektaşları, Abdi İpekçi'nin katledildiği yerde Ağca'nın tahliyesini değerlendirdi. Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, 'Karar Yargıtay'dan dönerse, sorumlular bedelini ödemeli' dedi

Hukuk soykırımı

Kanal D'de önceki gece canlı olarak yayımlanan Abbas Güçlü'yle Genç Bakış programına katılan gazeteciler, Milliyet Genel Yayın Müdürü Abdi İpekçi'yi öldüren Mehmet Ali Ağca'nın tahliye kararını, İpekçi'nin 27 yıl önce katledildiği cadde üzerinde eleştirdi. İpekçi'nin meslektaşları, tüm dünyada şaşkınlık yaratan skandalın bir an önce düzeltilmesini istedi. Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk de, tahliye kararının vahim bir hata olduğunu belirterek, Adalet Bakanı'nın bu kararı verenler hakkında inceleme ve soruşturma başlatma yetkisi olduğunu açıkladı. Nişantaşı Abdi İpekçi Caddesi'nde, Şişli Belediyesi'nce yaptırılan Abdi İpekçi Anıtı'nın önünde önceki gece Ağca isyanı vardı. Dondurucu soğuğa ve yağmura rağmen ilk kez sokaktan yayımlanan programa İpekçi'nin öldürüldüğü dönemdeki çalışma arkadaşları Doğan Heper, Hasan Pulur, Sami Kohen, Mehmet Ali Birand, Tufan Türenç'in yanı sıra, Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, Güneri Cıvaoğlu ve eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk katılarak, hem İpekçi'yi andılar hem de şaşkınlık yaratan kararı eleştirdiler. Konuklar, canlı yayın öncesi İpekçi'nin anıtına kırmızı karanfiller bıraktılar. Heper, Kohen, Pulur ve Türenç, İpekçi'nin öldürüldüğü gün Milliyet'te yaşananları anlattılar.Kohen, Ağca'nın serbest bırakılmasının dünya medyasında şaşkınlıkla karşılandığını ve Türkiye'nin imajına ciddi zararlar verdiğini belirtirken, "Bugün dünya basınındaki yorumların, haberlerin başında, 'Papa'yı vuran adam Türkiye'ye döndü ve serbest bırakıldı' cümlesi yer alıyor. Türkiye'ye akın eden yabancı gazeteciler, 'Nasıl oluyor da serbest bırakılıyor? Başka güçler mi var?' sorusunu yöneltiyorlar" diye konuştu. Dünyayı şaşırtan karar Pulur, "Papa, kendisine suikast yapanı ancak 20 yıl sonra affetti. Biz ne yaptık? Abdi İpekçi'yi öldüreni, iki gaspa ve yaralamaya karışanı 5.5 yılda affettik" derken, Cıvaoğlu, Ağca'nın yeniden hapishaneye gönderilme ihtimalinin yüksek olduğunu, kaçabileceğini zannetmediğini belirtti. Ağca'nın tahliyesinin kamu vicdanını yaraladığını savunan Türenç ise, "Bundan politikacıların büyük ders alması lazım. Böyle uluorta aflar çıkararak kamu vicdanında kapanmayacak yaralar açmaya hakları yok" şeklinde konuştu. Tahliyenin, kendi dönemlerinde çıkan Şartlı Salıverme Yasası'yla ilgili olmadığını savunan Türk ise Ağca'nın en erken 2014'te tahliye olabileceğini savunarak, "Adalet Bakanı'nın şu yetkisi var, bu kararı verenler hakkında inceleme, gerekirse soruşturma başlatabilir. Karar kesinleştikten sonra da Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu gerekçeli disiplin kararını verir. Burada çok açık vahim hata yapılmıştır" dedi. Yabancı medya soruyor Milliyet Ailesi'nin büyük bir infial içinde olduğunu belirten Ergin ise şöyle konuştu:"Tanık olduğumuz olay bir hukuk soykırımıdır. Türkiye'deki yargı sistemi bize maalesef bir kâbus yaşatıyor. Abdi Bey'in katili olan şahıs cezasını çekmeden bugün elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Belki bugün bir köşede bu programı da izliyor olabilir. Türkiye'de büyük bir utancı yaşıyoruz şu anda. Yargıya olan güvenin ne kadar zemin kaybettiğini biliyoruz. Bu olayla, güven kaybı biraz daha derinleşmiştir. Kâbus yaşıyoruz Birbiri ardına aflar çıkaran siyasilerimiz de bu noktaya gelmemizde büyük bir sorumluluk taşıyorlar. Bütün muteber hukuk otoritelerinin yorumları ve Yargıtay'dan gelen duyumlar, Kartal Savcılığı'nın kararına katılmadıklarını gösteriyor. Yargıtay Ağca'nın yeniden hapse girmesini isterse, çok garip bir durum ortaya çıkacak. Türkiye boşu boşuna zaman kaybetmiş olacak. Ancak gayri ciddi ülkeler zaman ve enerjilerini boşa harcarlar. Bu takdirde, bu yanlış kararı alıp ülkenin gündeminin bu kadar uzun süre böyle bir tartışmayla meşgul edilmesine yol açanların, bedelini ödemeleri gerekiyor. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu sorumlular hakkında gereğini yapmalı. Kim oldukları da kamuoyuna açıklansın." Siyasiler de sorumlu Ağca'nın evine gazeteci akını Milliyet Genel Yayın Müdürü Abdi İpekçi'nin katili Mehmet Ali Ağca'nın Malatya'da yaşayan annesinin evine geleceği söylentileri üzerine, gazeteciler buraya akın etti. Bu arada Ağca'nın annesi Müzeyyen Ağca'ya tansiyonu yükseldiği gerekçesiyle serum takıldığı öğrenildi. Ağca'nın bir yakını, "Bizi sürekli arayıp 'Biz Adalet Bakanlığı'ndan arıyoruz. Ağca nerede? Kimlerle görüşüyor?' gibi sorular soruyorlar. İsimlerini alıyoruz. Araştırıyoruz ki, bakanlıkta böyle birileri yok" dedi. Aynı kişi, Mehmet Ali Ağca'yla hiç görüşmediklerini, nerede oldugunu kendilerinin de bilmediğini söyledi. Kazan'dan dilekçe: Ağca yakalanmalı Milliyet Genel Yayın Müdürü Abdi İpekçi'nin katili Mehmet Ali Ağca'nın yurtdışındaki mahkûmiyetiyle cezaevinde geçirdiği süreye ilişkin hiçbir resmi belge bulunamadığını belirten avukat Turgut Kazan, Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği dilekçede, Ağca'nın yakalanması için müzekkere çıkarılmasını istedi. Kazan dün verdiği dilekçesinde, Üsküdar 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nce çok açık bir şekilde maddi hata yapıldığına, bu hatanın aynı mahkemece acilen düzeltilmesini gerektiğine işaret etti. Dilekçede şu görüşlere yer verildi: "Bir kere hükümlü İtalya'da 20 yıl değil, müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. Dolayısıyla 20 yıl hapis cezasına çarptırıldığı yolunda resmi belge olamaz. İkincisi, yurtdışındaki eylem tarihi 13 Mayıs 1981. İade tarihi ise 13 Haziran 2000'dir. Yani yakalandığı günden iadeye kadar geçen süre 20 yıl değil, 19 yıl 1 aydır. Bu apaçık gerçeği 11 Ocak 2006 günlü telgrafımızda savcılığınıza bildirmemize rağmen hükümlü salıverilmiştir. İnfaz hesabının bu bölümü açık bir maddi hataya dayanıyor." 20 yıl yatmadı TCK'nın 16. maddesi ile 4771 ve 4616 sayılı yasaların birlikte uygulanmasına ilişkin hukuka aykırılık nedenine dayalı bozma başvurusunun sonucunun beklenemeyeceğinin kaydedildiği dilekçede, "Hatanın, hata yapan mahkeme tarafından derhal düzeltilmesi gerekir. İnfaza ilişkin mahkeme kararları mutlak bir kazanılmış hak sağlamaz. Eğer açık bir maddi hata varsa düzeltilir ve gereği yapılır. Hukuk devleti böyle bir hataya seyirci kalamaz. Bu nedenle hükümlü için ivedilikle yakalama müzekkeresi çıkarılması gerekir" denildi. Hata düzeltilmeli Gül: Bayraklı karşılama 70'leri hatırlattı Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Mehmet Ali Ağca'nın cezaevi çıkışında bayraklarla karşılanmasının kendisine 1970'lerdeki çatışma dönemlerini anımsattığını belirtti. Resmi ziyaret için Brezilya'ya giderken uçakta Ağca'nın tahliyesini değerlendiren Gül, kendisinin de bir dönem öğrenciler arasındaki çatışmaları yaşadığını ifade etti. Gül şunları söyledi: "Beni en çok rahatsız eden şudur: 70'lerde öğrencilik yaptım. Beraber derse girdiğimiz birçok arkadaşımız o dönem boşu boşuna gittiler. 5 bine yakın Türk genci heba oldu. Kardeşin kardeşi kırdığı ve yok ettiği, insanların sokağa çıkmadığı bir dönemdir. O günlere hiç dönmememiz lazım. O yıllarda birçok ülke kalkınma hamlelerini gerçekleştirdi. Türkiye kendini yedi. Bunları hatırladım ve çok üzüldüm." Gül, Ağca'nın durumuyla ilgili nihai kararı Yargıtay'ın vereceğini anımsatarak, "Kanunlar insanlara göre değil herkese göre eşit davranmayı gerektirmektedir. Özel uygulamalar söz konusu değildir. Çok önceden çıkan af yasaları, birçok şeyi dejenere etmiştir, suçu teşvik etmiştir. O açıdan her türlü affa karşıyız. İnsanlar cezalarını çekeceklerdir" dedi. 'Her türlü affa karşıyız'