Hayat gerçekten sürprizlerle dolu. Bursalı Gürol Sağıroğlu’nun (34) başına gelenler bunun en güzel örneği. Gürol Sağıroğlu’nun hayatı 20 yaşında tesadüfen tanıştığı Flavio-Annalisa Baroncelli çifti sayesinde tamamen değişti. Baroncelli ailesinin evlat edindiği Gürol Sağıroğlu, artık 80 milyon dolarlık büyük bir mirasın da tek varisi.
HALICIDA TANIŞTILARUludağ Üniversitesi Matematik Mühendisliği öğrencisi Gürol Sağıroğlu, 1988 yazında ağabeyinin halı mağazasında çalışıyordu. Cenova Üniversitesi Felsefe Bölümü Başkanı Prof. Flavio Baroncelli ve biyolog eşi Annalisa Baroncelli, aynı yıl tatil için Türkiye’ye seçip, Bursa’da, Sağıroğlu’nun mağazasına uğradılar. İşte bu tesadüf üçünün de hayatını değiştirecek gelişmelerin başlangıcı oldu. Annalisa Baroncelli, "Gürol bize Bursa’da sürekli eşlik etti. Başta ondan biraz sıkıldım ama sonra çok alıştım. Biz İtalya’ya döndükten sonra, dostluğumuz mektuplar aracılığıyla sürdü" diyor.
GECE YARISI YETİŞTİBaroncelli çifti, ertesi yıl da motosikletle Karadeniz turuna çıktı. Sonrasında yaşananları Flavio Baroncelli anlatıyor: "Samsun’un Çarşamba ilçesinde bir kaza geçirdik. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldık. Yanımızdaki arkadaşımız Gürol’u aradı. Gürol 04.00’te hastaneye ulaşmıştı. Hastanede kaldığımız günler boyunca bizi hiç yalnız bırakmadı. Sanırım bu olay aramızdaki bağın temelini oluşturdu." Çift tedavilerinin tamamlanmasının ardından ülkesine döndü. Bu sırada Sağıroğlu da okulunu bıraktı. Aynı yıl babasını kaybetti. Baroncelliler bir süre sonra Sağıroğlu’nu İtalya’ya davet etti.
‘MİMARLIK DEYİVERDİM’Flavio Baroncelli, Sağıroğlu’nun çok zeki olduğunu, mutlaka eğitimini sürdürmesi gerektiğini söyledi. İtalya’da okuması için destek vereceklerdi. Ve Sağıroğlu, bekleneni başardı. Sağıroğlu, o günlerde yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Aklımda hiç yoktu ama birden ‘Mimarlık okuyacağım’ dedim. Flavio Baroncelli bana İtalyanca çalıştırdı. Cenova Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ne dereceyle girdim. Baroncelli ailesiyle yaşamaya başladım." Annalisa Baroncelli, Sağıroğlu’nu aileden saydıklarını belirterek şöyle diyor:
SONRA REDDETMEK YOK"Okulunu hep iyi derecelerle geçti. Bu arada artık onu Türk oğlumuz diye tanıtıyorduk. Bizim çocuğumuz olmadı. İtalya’da yeni doğan nüfus çok az. Evlat edinmek çok zor. 1997’de uzun uzun düşünüp Gürol’u nüfusumuza geçirmeye karar verdik. Bu kolay bir karar değildi. Çünkü İtalyan yasalarında ‘evlatlıktan reddetmek’ yok. O bana anne dediğinde, biz ona oğlumuz dediğimizde yaşadığımız o müthiş duyguları anlatmak inanın hiç kolay değil."