Gündem Kuma olmamaları için eğitiyoruz

Kuma olmamaları için eğitiyoruz

02.01.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Suriyeli kadınların Türkiye’de resmi nikâh olmaksızın yaşadıkları evliliklere karşı önlem aldıklarını anlatan İslam, “Bu durum bizim misafirperverlik anlayışımıza da sığmaz” dedi

Kuma olmamaları için eğitiyoruz


Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Milliyet’e yaptığı açıklamada, savaştan kaçan Suriyeli kadınlarla, “kuma” olarak gayriresmi biçimde evlenilmesine tepki göstererek, “Bu toplumsal bir sorun, hiç olmaması gerekir, üstelik bizim misafirperverlik anlayışımıza da sığmaz. Kamplarda kalan Suriyeli kadınları buna yönelik eğitiyoruz. Kendi ülkelerindeki bazı alışkanlıkları sürdürmemeleri gerektiğini, iki ülke arasında yasal birtakım farklılıklar olduğunu, bizde çoğul evliliklerin yasal olmadığını, evlilik yaşının 18 olduğunu bu kadınlara anlatıyoruz. Bunun için 1 milyon broşür dağıttık” dedi. Yurtdışında yaşayan Türk ailelerin çocuklarının yabancı ailelere verilmemesi için yurtdışında bakanlığına bağlı temsilcilikler açılacağını açıklayan İslam, Konya’da 16 yaşında bir çocuğun 2 gün tutuklu kalmasıyla ilgili olarak da, “Çocukların suça yönelmesi ve suçun mağduru olması bunların sonucunda da tutuklanması çok ciddi bir sorun. Çocukların gözaltına alınmasını, tutuklanmasını kimse istemez” diye konuştu. İslam, ailelerde yaşanan sorunların çözülmesine yönelik bir programın önümüzdeki hafta açıklanacağını ifade ederek, “Her aile için uzman görevlendirilecek. Program aile hekimliğine benzeyecek. Ancak görevliler mobil çalışacak. Uzmanlar sosyal hizmetler ve sosyal yardımlar alanındaki her soruna eğilecek” dedi.
İslam, Milliyet’in sorularına şu yanıtları verdi:

Kadına yönelik şiddet neden önlenemiyor?

Tüm dünyada toplumsal şiddette, aile içi ve kadına yönelik şiddette bir artış var. Bu günümüze taşınmaması gereken bir sorundu ama ne yazık ki 21. yüzyıla olanca vahametiyle taşınmış durumda. Tüm dünyada şimdiye kadar alınan tedbirler maalesef şiddeti ortadan kaldırmaya yetmedi. AB üyesi 28 ülkede yapılan bir araştırmaya göre 15 yaşından sonra fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalan kadınların oranı yüzde 33. Başka bir araştırmaya göre ise 2013’te sadece Almanya’da 303 kadın cinayeti işlenmiş. Aynı yıl Türkiye’de cinayet kurbanı kadın sayısı 176. Bizde de bu rakam ne yazık ki yüksek. Türkiye’de biz şiddetin sebebini anlamak ve tümüyle ortadan kaldırmak için, mağduru korumak için çalışmalar yapıyoruz. Zor bir süreç. Sadece bir bakanlığın üstesinden gelebileceği bir iş değil. Birlikte çalışılması gerekiyor. Çok kapsamlı bir duyarlılığa ve zihniyet dönüşümüne ihtiyacımız var.

Jandarmada ders olacak
Şiddete yönelen erkekler için neler yapıyorsunuz?

Faillere yönelik önleyici tedbirleri öne çıkarmamız gerekiyor. Şiddetin sebeplerini araştırıyoruz. Kıskançlıktan geçim sıkıntısına kadar pek çok parametre var. Çocukluğunda evinde şiddet yaşayan insanlar ergenlik sonrası şiddet uygulayan insanlara dönüşebiliyor. Şiddete yönelenlerle ilgili iki tür çalışmamız var. Bir bilinçlendirme, iki şiddet uygulayanların rehabilitasyonu. Bilinçlendirme konusunda ise aile eğitimlerimiz ön plana çıkıyor.
2013 ve 2014 yıllarında toplam 251 bin 510 kişiye aile eğitimi verdik. Şimdi jandarma er eğitimlerimizi yaygınlaştırıyoruz. Kitapları basıldı. Bu yıl ders olarak okutulacak. Ayrıca sağlık çalışanlarına, Aile Mahkemesi çalışanlarına, kamu kurum ve kuruluşları ile belediye çalışanlarına verdiğimiz şiddeti önlemeye yönelik eğitimler yüz binleri buldu. Ağaç yaşken eğilir düşüncesiyle, çocuklarımıza değerler eğitimi vermeye yöneliyoruz. Milli Eğitim Bakanlığımız da bu konuda çalışıyor. Diyanet İşleri Başkanlığımızla protokollerimiz var. Herkese ulaşmamız lazım. Medyanın da desteğini istiyoruz. Bizim önerimiz medyada şiddet vakalarının hiç yer almaması değil, yer alma biçiminin faydaya yönelik olması.

‘Kuma olmama’ eğitimi
Suriyeli kadınların sorunlarını, kuma olarak evlenilmesini, kız çocuklarının istismar edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu toplumsal bir sorun, hiç olmaması gerekir. Üstelik bizim misafirperverlik anlayışımıza hiç uygun değil. Suriyeli kadınlar geride bir hayatı bırakarak geliyorlar. Onlar için yapacağımız her türlü yardım ve hizmet karşılıksız olmalı. Bir eve resmi nikâh olmaksızın, ikinci eş olarak gitmek ve böylece bir barınak sağlamak asla bir insana reva görülmemeli. Kamplarda kalan Suriyeli kadınları eğitiyoruz. Kadına yönelik şiddet, evlilik yaşı, resmi nikâh ve kadın haklarıyla ilgili ülkemizdeki kurallar anlatılıyor. Kendi ülkelerindeki bazı alışkanlıkları sürdürmemeleri gerektiğini, iki ülke arasında yasal bir takım farklılıklar olduğunu, bizde çoğul evliliklerin yasal olmadığını, evlilik yaşının 18 olduğunu bu kadınlara anlatıyoruz. Eğitimlerin kalıcı olabilmesi için ayrıca 1 milyon broşür dağıttık bu yıl.

Kadın-erkek eşittir
Kadın-erkek eşitliliği tartışıldı, sizce eşit mi?

Bizim zihnimiz çok net. Yaratılışları açısından farklı olsalar da varoluşları itibarıyla kadınlarla erkekler eşittir, her ikisi de eşrefi mahlukattır. Hakları açısından kadınlarla erkekler eşittir. Hukuk önünde kadınlarla erkekler eşittir. Sorun fırsatlara erişimde bir eşitlik yakalamak. Biz bu konuda çalışıyoruz.

Haberin Devamı

Aile sorunlarına mobil destek

Almanya’da Türk ailelerin çocuklarının başka ailelere verilmesi gibi sorunlar yaşandı, bir çalışma var mı?

Buna yönelik yeni bir proje hayata geçiriyoruz. Türklerin yoğun olarak yaşadığı ülkelerde bakanlığımız yurtdışı temsilcilikler açacak. 2015’in başında ilk olarak Almanya’da dört merkezde başlayacağız. Bu merkezleri açınca sözünü ettiğiniz soruna daha aktif ve daha acil bir şekilde müdahale edebileceğiz. Sadece Almanya’da 4 bin Türk çocuğunun ailesinin yanından alındığını biliyoruz. Bu çok yüksek bir rakam. Şikayetler, çocukların Türk ailelerden alınması, farklı gelenek ve inançla yaşayan ailelerin yanında başkalaşarak büyüyor olması noktasında yoğunlaşıyor. Biz yurtdışında teşkilatlanmamızı tamamlayınca, ilgili ülkelerin resmi makamlarıyla birlikte çalışmayı arzu ediyoruz. Ayrıca Türk aileleri koruyucu aile olmaya ikna etmeyi planlıyoruz. Alman makamlarla birlikte çalışılarak oradaki yerli STK’larla, bizdeki çocuk evleri sisteminin bir benzeri oluşturulabilir.

Haberin Devamı

Farklı bir yeni çalışmanız var mı?

Yeni bir aile sosyal destek programı başlatıyoruz. Bunun tanıtımını Başbakanımız önümüzdeki hafta bizzat yapacak. Aile hekimliği sistemine benzeyen bir sistem. Yalnız bizim görevlilerimiz mobil çalışacak. Bunun için bir bilgi işlem altyapısı oluşturduk. Sosyal hizmet ve sosyal yardım alanındaki her konuya girilecek ve sonuç alınana kadar takibi yapılacak diye özetleyebilirim.

Çocuk gelinler insanlık suçu

Çocuk gelin haberlerini duyunca neler hissediyorsunuz?

Çok kötü hissediyorum. Bu da yine 21. yüzyıla taşımamamız gereken sorunlar içerisinde yer alıyor. Bir çocuğu henüz okul, hatta oyun çağındayken kendi normal ortamından çekip çıkarmak, ona bir evin sorumluluğunu vermek bir eş sorumluluğunu vermek, kendisi çocukken onu anne rolü oynamaya zorlamak bence bir insanlık suçu. Bunun yapılmaması lazım. İnsanların gelenek, töre alışkanlık gibi kavramlara sığınmaması lazım. Adetler, gelenekler, sosyal pratikler, hepsi değişir. Zamanın ruhu diye bir şey var. Ona göre pratikler oluşturmalıdır. Kapsamlı çalışmalar yapıyoruz. Yasal olarak her çocuk 18 yaşına kadar eğitim sisteminin içinde kalmak zorunda. Her hangi bir sebeple okuldan alınan çocuklarla ilgili bilgi geldikçe biz hemen o aileye müdahale ediyoruz. Okuldan ayrılma sebebi çocuğun evliliğe zorlanması ise öncelikle anne babaların bilinçlendirilmesi gerekiyor. Önleyemediğimiz takdirde de hukuk devreye giriyor. 18 yaş altı çocukla evlilik oldukça ağır cezası olan bir suç. Müfredatta çocuk yaşta evlenmeyi özendirecek bir şey var mı diye kontrol ediyoruz. Dizi filmler, filmler, haberler, medyadaki özendirici bütün sembolleri ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. TÜİK rakamlarında çocuk yaştaki evlilik oranlarında bu yıl nispi bir düşüş görüldü. Bizim açımızdan önemli.

Haberin Devamı

Çocuklar suçtan korunmalı

Konya’da 16 yaşında bir çocuk 2 gün tutuklu kaldı. Çocukların gözaltına alınmasını, tutuklanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gözaltı uygulaması herhangi bir şekilde suç işleme durumu olan ve suç işleme yaşına gelmiş kişiler için öngörülen geçici süreli bir tedbir. Hakim sanığın kaçma veya delilleri karartma ihtimallerine ve muhtemel suçun ağırlığına göre tutuklama kararı verebilir. Çocukların suça yönelmesini, gözaltına alınmasını ve tutuklanmasını kimse istemez. Bu çok ciddi bir sorun. Kişisel fikrim, çocukların suç işlemesinin başından engellenmesini, hiçbir çocuğun suçun mağduru veya faili olmamasını, hiçbir gözaltının ve tutuklamanın olmamasını sağlamamız gerektiği. Çocuklara yönelik politikaların bir amacı da budur.

‘Küllerinden doğacaklar’
Suça yönelen çocuklarla ilgili yeni bir önlem var mı?

ANKA adlı yeni programımız var. Suça yönelmiş veya suçun mağduru olmuş çocukların rehabilite edilmesi ve topluma kazandırılması programın amacı. Anka küllerinden doğan bir kuştur. Bizim çocuklarımız da gerek suça sürüklensinler gerek suçun mağduru olsunlar, bu programla Anka gibi kendi küllerinden doğarak kısa sürede normal hayata adapte olacaklar diye düşünüyoruz. Bu bireysel danışmanlık ve grup terapisine dayanan bir sistem. Çocuklarımız bireysel olarak gözlemlenecekler, suçla ilişkileri tespit edilecek.
Onlar için geliştirilmiş rehabilitasyon modülleriyle 3-6 ay veya bir yıl gibi çok kısa sürelerde sağlıklarına kavuşacaklar. Uygulamaya başladık, ocak ayından itibaren 62 çocuk destek merkezimizde uygulama yaygınlaşacak. Tüm çocuklarımıza kişilik gelişimi ve sağlıklı yaşam gibi modülleri ortak uygulayacağız. Suça sürüklenme, istismar mağduru olma, madde bağımlılığı, uyuşturucu, gebelik, öfke kontrolü, dürtü bozuklukları gibi durumlar için hazırlanan modülleri ise ihtiyaca göre farklı bileşenler halinde bireysel terapilerle uygulayacağız. Sistemimizde her çocuğun bir koçu var. Çocuk kurumumuza gelince ilk 10 gün bu koçla çalışıyor. Her çocukla birebir ilgilenilecek.