09.08.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:
0
Berkese atıfta bulunarak, "kooperatif (lonca) sistemi"nin, yani ekonomik düzenin, matbaanın geç gelişine neden olduğunu yazdı. Matbaanın Osmanlıya geç gelişinin nedeni dini mi, yoksa ekonomik mi? İşte görüşler... Matbaanın Osmanlıya 200 yıl geç gelişi sürekli tartışma konusu oldu. 1925te Ankara Hukuk Fakültesinin açılışında yaptığı konuşmada Atatürk, ulemayı (din hukukçularını) sorumlu tuttu. Yazarımız Taha Akyol ise dünkü yazısında, sosyal bilimci Niyazi Dalkavukluk yapmayalım Çetin Altan (gazeteci - yazar) Matbaanın gecikmesine asıl neden, mesleksiz toplum oluşumuz, endüstri devrimi yapamamış olmamızdır. Anadilinin yazma ve okuma boyutuyla ilgilenmeyen bir toplumda, matbaanın gecikmesi normaldir. Soruları şöyle sormak lazım: İstanbulu almayı mı, matbaayı icat etmeyi mi tercih edersiniz? Ne gecikmedi ki Türkiyeye gelmekte? Türkiyede 7 bin 250 kişiye bir kitap düşüyor. Japonyada 1000 kişiye, 1000 kitap; iki kişiye bir gazete düşüyor. Biz 20 kişiye bir gazete düşüyor. Parlamentodan geçmiş kaç siyaset adamı, anılarını yazmıştır? Parlamenterler kaç kelimeyle Türkçe konuşuyorlar? Bugün oturup matbaanın gecikmesine neden olarak loncaları, iktisadi sistemleri gösterip, kendi tarihinin dalkavukluğunu yapmak yerine, senteze gitmek gerek. Biz ve onlar ayrımından vazgeçmek gerekir. İhtiyaç duyulmadı Prof. İlber Ortaylı Bizim kültürümüzde insanların tek başına yaşama alışkanlığı yok. Beraber okuyoruz, beraber tartışıyoruz. Osmanlı Döneminde mesela İsmail Saib Efendinin, Beyazıt Kütüphanesindeki seminerleri ki, ulema meclislerinin en üst düzeyidir, buna en tipik örnektir. O dönemde Osmanlıda bilinenin aksine çok az sayıda el yazması var. Bu yüzden tarih ve edebiyat konularında kitap için, matbaaya talep yok. Kitap okunmuyor. Oysa matbaanın icat edildiği toplumlara baktığımızda, yüzlerce gazetenin çıktığını ve okunduğunu görüyoruz. El yazması yüzlerce gazete çıkıyor. Ve matbaa bir ihtiyaç sonucu icat ediliyor. Yalnız kalamadığımız ve okuma gibi bir alışkanlığımız olmadığı için toplum olarak, bizim o dönem matbaa talebimiz yok. Okuma yazma eğitiminin miktarında 14. asırdan itibaren düşüklük var. Niyazi Berkesinki laf değil. Matbaanın gecikmesine asıl neden, matbaaya gereksinim duymayan okuma yazama oranı düşük toplumdur. Ekonomik nedenlerden Reha Çamuroğlu (tarihçi - yazar) "Osmanlıya matbaanın gelmesinin asıl nedeni, iktisadi sistemlerdir" görüşüne tamamen katılıyorum. Haliç arasında karşıdan karşıya geçen kayıkçılar da Galata Köprüsünün yapılmasına karşı çıkmışlardı. Osmanlının matbaayı bilmemesi imkânsız. Sultanahmetde yüzlerce hattat vardı. Küçük taburelerinde oturur. Getirdiğiniz kitapların ustalıkla cildini açarlar. Sayfaları kendi aralarında paylaşıp, çoğaltarak kopya ederlerdi. Bu kitap kaç sayfa olursa olsun, ister 50 ister 500, böyle yapılırdı. Bu hattatların işlerinin ellerinden alınma korkusu, matbaanın Osmanlıya gelmesini geciktirdiğini düşünüyorum. Çünkü Osmanlıda ekmek parasıyla oynamak büyük bir ayıp ve günahtı. Dolayısıyla bu gecikmeye neden dini bağnazlık değil, tamamen ekonomik sistem, loncaların sistem içindeki güçlü yerleridir. Din adamları, engelledi Fikri Sağlar (Kültür eski Bakanı) Matbaanın gecikmesinin asıl nedeni, dini bağnazlıktan da öte, toplumun siyasal ve sosyal anlamda gelişimini engellemektir. Tek merkezden yönetilen Osmanlı toplumunda, kul ve padişah ilişkisinin devam etmesi arzulanıyordu. Dönemin insanlarının kulluktan çıkıp, bilgi sahibi olmasını engellemek için matbaaa özellikle Osmanlıya geç getirilmiştir. Çünkü matbaa sayesinde kul, matbaanın çoğalttığı bilgiyle kulluktan çıkacak, birey olacaktır. O dönemde bu istenmiyordu. Çünkü bilgi yok, buyruklar vardı. At sırtlarında kulaktan kulağa yayılan bu talimatlarla ve buyruklarla idare edilen Osmanlının din adamları, kulun Kuranı anlamasını, anlayarak okumasını da böylece engellemiş oldu. Siyasal ve sosyal tek merkezci yapı, bunu 200 sene geciktirebildi. Bugün Türkiye, çağın 200 yıl gerisinde değil, ama 100 yıl gerisinde. 100 yıllık açığı, Atatürk ve devrimleri sayesinde kapatmış olduk. Diğer 100 yıllık gecikme halen daha kapanmış değil.