Gündem Misafir sanatçılar İstanbul’u zanaatkârlarla tanıyor: Bu kentte her şey mümkün

Misafir sanatçılar İstanbul’u zanaatkârlarla tanıyor: Bu kentte her şey mümkün

07.11.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

İstanbul Modern’in dünyanın dört bir yanından sanatçıları davet ettiği “Uluslararası Misafir Sanatçı Programı”na katılan grubun İstanbul turu devam ediyor. İstanbul’daki zanaat atölyelerini gezip incelemelerde bulunan sanatçılar ilk gözlemlerini Milliyet’e anlattı...

Misafir sanatçılar İstanbul’u zanaatkârlarla tanıyor: Bu kentte her şey mümkün

İstanbul Modern’in dünyanın dört bir köşesinden sanatçıları İstanbul’a davet ettiği “Uluslararası Misafir Sanatçı Programı”na katılan sanatçılar bir taraftan zanaat öğrenirken diğer taraftan da İstanbul’u keşfediyor. İstanbul Kalkınma Ajansı’nın (İSTKA) Yenilikçi ve Yaratıcı İstanbul Mali Destek Programı çerçevesinde desteklediği proje kapsamında, her biri kendi üretim süreçlerinde zanaat ve gelenek konularına odaklanan ya da farklı malzeme ve tekniklerle çalışmalarını yürüten 10 sanatçı şehrin dört yanındaki zanaat atölyelerini gezip incelemelerde bulunuyor. Hangi zanaatkâr ve malzemeyle çalışacağına karar veren sanatçıların üretim süreçleri de başlıyor.

Uluslararası bienallere, sergilere katılmış, dünyanın önde gelen müze ve sanat kurumlarının koleksiyonlarında yapıtları yer alan 10 sanatçı ise şöyle sıralanıyor: Faig Ahmed (Bakü), Rana Begum (Londra), Benji Boyadgian (Kudüs), Rodrigo Hernandez (Meksiko), Servet Koçyiğit (Amsterdam), Outi Pieski (Helsinki), Randi & Katrine (Kopenhag), Wael Shawky (İskenderiye ve Philadelphia) ve Jorinde Voigt (Berlin).

Misafir sanatçılar İstanbul’u zanaatkârlarla tanıyor: Bu kentte her şey mümkün



İstanbul’un yenilikçi ve yaratıcı potansiyelinin küresel ölçekte tanıtımını ve görünürlüğünü artırmayı amaçlayan programı, İstanbul’da zanaat ustalarıyla bir araya gelen misafir sanatçılarla konuştuk.

Outi Pieski: ‘En çok yazmacılıktan etkilendim’

“Her ne kadar Sami kültürüyle ilgili konuları küresel bir yaklaşımla sorgulamaya çalışsam da temel olarak bu kültüre ait el sanatlarıyla çalışmalarımı yürütüyorum. Bu açıdan İstanbul’da, bu kentin ustalarıyla birlikte üretim yapacağım bir projenin parçası olmak beni çok heyecanlandırdı. Keşif turu sırasında Kuzey ülkelerindeki kentlerde artık hiçbir şekilde tanık olamadığımız bir olguyla karşılaştım. İstanbul’daki zanaatkârlar üretimlerini hâlâ kentin tam merkezinde sürdürüyor. Geleneksel teknikler sürdürülse de bu pratiklerin oldukça çağdaş bir bağlam sunduğunu da gözlemledim. İstanbul’da gördüğüm el sanatları arasında beni en çok etkileyen, yazmacılık oldu. Dünyanın farklı köşelerinde de benzer teknikler mevcut, ancak burada tasarlanan biçimler kesinlikle İstanbul’a, buradaki yaşama ait.”

Misafir sanatçılar İstanbul’u zanaatkârlarla tanıyor: Bu kentte her şey mümkün



Randi Jørgensen ve Katrine Malinovsk: ‘İstanbul’un tarihinden çok etkileniyoruz’

“İstanbul’un tarihinden çok etkileniyoruz. Burası çok katmanlı bir yer, çok farklı kültürler var. Öte yandan zanaatkârlarla birebir çalışma şansı verdiği için de bu projeyi çok önemli buluyoruz. Danimarka’dan bir yapıt getirip burada sergilemek yerine, burada birlikte üretim yaparak ortaya bir şey koyacak olmamız bizi çok motive etti. Salıpazarı, Eminönü, Süleymaniye ve Beşiktaş’ta zanaatkârlarla görüştük. Üreteceğimiz projeye İstanbul’u nasıl dahil edeceğimize karar vereceğiz.”

Benji Boyadgian: ‘Sürece tanık olmak önemli’

“İstanbul’a geldiğimde ilk olarak abajurların iç aksamını yapan metal tel ustalarına gittik. Sonra mücevher ustalarını, sadekârları ve taşçıları ziyaret ettik. Belki bunların hepsini üreteceğim çalışmada kullanamayacağım, ama bu zanaatların yavaş yavaş yok olmasından dolayı bu üretim sürecini izlemek benim için büyüleyici. İstanbul’da tüm zanaatların hâlâ varlığını sürdürüyor olması gerçekten inanılmaz. İstanbul zanaatkârlarıyla birlikte bir üretimde bulunacağım için çok heyecanlıyım.”

Rana Begum: ‘Tahayyül ettiklerimi hayata geçireceğimi gördüm’

“İstanbul’da geçirdiğim vakitte bu kentte her şeyin mümkün olduğunu gördüm. Çeşitli kısıtlamalara rağmen kimi zaman bodrum kattaki küçük bir atölyede olsa bile tahayyül ettiğim ve üretmeyi planladığım her şeyi hayata geçirebileceğimi deneyimledim.”

Yapıtlar 2020’de İstanbul Modern’de sergilenecek

Programa davet edilen her bir sanatçı, İstanbul’da toplam altı hafta geçiriyor. Her bir sanatçının ihtiyaçlarına göre şekillenen programda, sanatçılara öncelikle İstanbul’daki zanaatkâr atölyeleri ve zanaatkârlar tanıtılıyor. Sanatçılar hangi zanaatkârla çalışacaklarına karar verdikten sonra, projelerini üretiyor. Program süresince üretilecek yapıtlar, Şubat 2020’de İstanbul Modern’de sergilenecek.