Gündem ‘Onun gibi zarif giyineni az gördüm’

‘Onun gibi zarif giyineni az gördüm’

17.12.2017 - 01:30 | Son Güncellenme:

Yrd. Doç. Dr. Ali Güler, Atatürk’e kıyafet diken Jan Plüris ve Petro Martino ile ayakkabıcılarından Tanaş Elefteriadis’in anılarını gün yüzüne çıkarttı. Güler’in araştırmasında Elefteriadis, Ata’nın ayakkabılarının sürekli çalındığını anlatıyor

‘Onun gibi zarif giyineni az gördüm’

Atatürk’ün şıklığını araştıran Anıtkabir eski Müze Komutanı, Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Güler, Düşünce ve Tarih dergisinde ilginç bir yazı kaleme aldı. Atatürk’ü giydiren ustaların bilinmeyen anılarını gün yüzüne çıkartan araştırma yazısında dikkat çeken bölümlerin başında Ata’nın kıyafetlerini diken terzi Jan Plüris’in hatıraları oluşturuyor. Plüris, şunları anlatıyor:

Haberin Devamı

‘Yerli malı isterdi’

‘Onun gibi zarif giyineni az gördüm’

“O devirde ithalat serbest olduğu için Türkiye’ye dünyanın her köşesinden kumaşlar geliyordu. Yerli sanayimizde İpekiş kumaşlarının nefasetinden bahsedince dört kostümlük kumaş kestirmemi istediler. Vatanperver olan büyük Ata, aynı zamanda çok da milliyetperverdi. Türk kumaşını, yerli malını en klas Avrupa mamulüne bile değişmezdi. Avrupa modasını yakınen takip eder, fakat kendine yakışmayanı asla giymezdi. Onun kadar zarif giyinen bir insan az gördüm desem yeridir. Uzun müddet askerlik etmiş bulunmasına rağmen, bir İngiliz centilmenine parmak ısırtacak derecede zevki vardı.”

Atatürk’ün gömleklerini diken Petro Martino, 41 numara yaka tercih ettiğini ve Apaş stili kalın kenarlı, devrik yaka modeline bayıldığını şöyle anlatıyor:

Haberin Devamı

“Ona ilk gömleklerini Strongilos Biraderler firması dikmişti. Ben o zamanlar sekiz yaşında ve bu müessesede çıraktım. Ölçü alınırken sakin durur ve heyecanlandığımızı gördükçe gülerek bizi teskin eder, rahat çalışabilmemize imkan verirdi. Bir seferinde frak gömlekleri dükkandan çalındı. Ne yapacağımızı şaşırdık. Yüzlerce gömlek içinde yalnız Atatürk’ün gömleklerinin çalınışına bir mana verememiştik. Neticede anlaşıldı ki bu bir meslektaşımızın azizliği imiş... Ata’ya bu hikaye anlatıldığı zaman o gülüp geçmiş.”

‘Kalıpsız mı çalsınlar?’

‘Onun gibi zarif giyineni az gördüm’

Atatürk’ün pek çok ayakkabısını yapan Tanaş Elefteriadis anıları da Güler’in araştırmasında dikkat çeken bölümleri oluşturuyor. Elefteriadis şunları aktarıyor:

“Atatürk ile ilk defa 1927 yazında Yalova’da tanıştım. Ayakkabılarında moda ne ise onu istiyordu. Ayakkabıları devamlı çalınırdı. Herhalde herkes ondan bir hatıra almak için çalardı ayakkabılarını. Bir gün, ‘Bu ayakkabıları kalıpla birlikte yapın’ dedi. ‘Niçin?’ dedim. O da bana ‘Çalan kalıpsız mı çalsın?’ demişti. Yaptığım ayakkabılardan düğmeli bordo olanları çalmıyorlardı. Herhâlde insanlar o tip ayakkabıları sevmiyorlardı. En çok çalınan ayakkabı ise iskarpindi...”

G.M.K. markasını yaratan Altunbezer

Güzel Sanatlar Akademisi (Sanayii Nefise Mektebi) tezhip hocası İsmail Hakkı Altunbezer’in G.M.K. harflerinden oluşan markayı yarattığını da kaleme alan Güler, şu bilgileri verdi:

“3 Kasım 1928’de Türk alfabesinin kabul edilmesiyle Atatürk kendisi için bir marka yapılmasını istedi. O zaman henüz Gazi Mustafa Kemal diye anılıyordu. Tezhip hocası İsmail Hakkı Altunbezer, G.M.K. harflerinden oluşan markayı çizdi. Atatürk bunu beğenerek kullandı.