Gündem Süleyman Şah eski yerine taşınacak

Süleyman Şah eski yerine taşınacak

20.04.2016 - 10:02 | Son Güncellenme:

Süleyman Şah türbesi eski yerine taşınıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Süleyman Şah türbesinin, yeniden eski yerine taşınacağını açıkladı. Peki Süleyman Şah türbesinin tarihimizdeki önemi nedir?

Süleyman Şah eski yerine taşınacak

Süleyman Şah türbesi eski yerine taşınıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, kendisi hakkında verilen gensoru açılmasına ilişkin önerge ile ilgili olarak TBMM Genel Kurulu'nda konuştu. Çavuşoğlu, Meclis'i her zaman ciddiye aldıklarını belirterek, “Özellikle diplomasiye de önem veren bir bakan olarak bu Meclis'e her zaman geliriz, hesap veririz, bilgi veririz. Meclis'imizi her zaman ciddiye alıyoruz" ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Türkiye'nin bölgesindeki çatışmaların devam ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Tüm dünyanın gözü bu bölgede ve Türkiye'de ve Türkiye'nin uyguladığı dış politikada. Bu sorunların hiçbirisini Türkiye çıkarmadı, hiçbirisinden Türkiye sorumlu değil. Türkiye sadece bu sorunları aşabilmek için, bu sorunlara çözüm üretebilmek için bazen bireysel, bazen uluslararası örgütlerle bölgede oluşturduğumuz mekanizmalarla katkı sağlamaya çalışıyor. Biz var olan sorunlarla ilgili ortaya çıkacak fırsatlar için de düşüncelerimizi söylüyoruz, çabalarımızı ortaya koyuyoruz" şeklinde konuştu.

"KARŞIMIZA ÇIKANI VURURUZ"

Suriye'den gelen mültecilere yönelik olarak Çavuşoğlu, “Bugün Suriye'de ve bölgede bir çözüm umudu varsa mutlaka bunda Türkiye'nin önemli bir rolü vardır ama bu çatışmanın, bu istikrarsızlığın diğer yansımalarına da, insani yansımalarına da duyarsız kalmadık. Bugün 2,7 milyon Suriyeli'yi evimizde ağırlıyoruz ve 2 milyon 700 bin Suriyeli'ye 10 milyar dolardan fazla para harcadık. Bu bizim gurur duyacağımız bir şey ve harcamaya da devam edeceğiz" diye konuştu.

Haberin Devamı

Süleyman Şah Türbesi'nin taşınması sırasında YPG ile işbirliği yapıldığı iddialarına ilişkin olarak Çavuşoğlu, “Süleyman Şah Türbesi'yle ilgili de iddialar var. Neymiş efendim, Süleyman Şah Türbesi'nin geçici olarak taşınmasında oradaki YPG, PYD terör örgütüyle iş birliği yapmışız. Bu doğru değildir. Biz burada DAİŞ ve bölgedeki çatışmalardan dolayı bir tehdit oluşunca bu türbeyi geçici olarak taşımak istedik, kararımızı verdik ve o kararı verdikten sonra da oradaki unsurların hepsine şunu söyledik; 'Sakın ha karşımıza çıkmayın, karşımıza çıkanı vururuz' dedik ve operasyonu da yaptık. Bir kaza neticesinde sadece bir astsubayımız şehit oldu, Allah rahmet eylesin, tüm şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Dolayısıyla PYD, YPG'yle iş birliği kesinlikle söz konusu değildir" dedi.

ESKİ YERİNE TAŞINACAK

Tartışma sırasında CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, Bakan Çavuşoğlu'na "Sayın Bakan, tekrar geri mi gidecek?" diye laf attı. Sataşma üzerine Bakan, "Tabii ki, güvenlik sağlandıktan sonra, istikrar sağlandıktan sonra o türbeyi orijinal yerine taşımayı düşünüyoruz, planlıyoruz" dedi.

Haberin Devamı

Suriye sınırları içinde olduğu halde Türkiye'ye ait olan Süleyman Şah türbesi dünyanın gündemine oturan bir operasyonla 22 Şubat 2015 tarihinde üçüncü kez yeni bir yere nakledildi. 'Şah Fırat Operasyonu'yla naaşı güvenli bölgeye alınan Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin dedesi olan Süleyman Şah, Filistin'e geçmek isterken Fırat Nehri'nde boğulmuştu. Başbakan Ahmet Davutoğlu, operasyonu Genelkurmay Karargahı'nda, operasyon merkezinde bizzat takip etmişti.

"SALİH MÜSLİM KANDİL'DEN NİYE GELDİ?"

PYD ve YPG'nin Suriye'yi bölmek amacıyla hareket ettiğini kaydeden Bakan Çavuşoğlu, “Salih Müslim Kandil'den niye geldi biliyor musunuz? Salih Müslim Kandil'den Esad tarafından ve bugünkü muhalefetin koordinasyonuyla eski Başbakan Riyad Hicab'ın Başbakan olduğu dönemde Kandil'den indirildi ve 'Suriye'de de teröristleri organize ederek Türkiye'ye karşı saldırıları başlatın' diye talimat verildi. Bugünkü muhalefet niye almıyor PYD'yi içine? Terör örgütü olduğu için almıyor, bu gerçekleri herkesin bilmesi gerekiyor. Bugün Ayn El Arap'ta DAEŞ yoksa bu Türkiye sayesindedir. Oradaki insanları, 200 bine yakın Kürt kardeşlerimizi topraklarımıza biz aldık, memnuniyetle aldık" ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ TARİHSEL ÖNEMİ NEDİR?

Süleyman Şah Türbesi ile Süleyman Şah Saygı Karakolu ve bulunduğu alan Suriye'nin Halep ilinin Eşme köyü sınırları içerisinde bulunan, Türkiye'nin kendi sınırları dışında sahip olduğu ekslav statüsündeki tek toprak parçasıdır.

Türbe'de Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk padişahı Osman Gazi'nin dedesi ve Ertuğrul Gazi'nin babası Süleyman Şah'ın ve iki askerinin naaşları bulunmaktadır. Türbede yatan Süleyman Şah'ın Osman Gazi'nin dedesi olan Süleyman Şah değil, I. Kılıçarslan'ın babası Kutalmışoğlu Süleyman olabileceği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.

Tarihçe

Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alp Arslan’ın Malazgirt Zaferi’nden sonra yeni vatan edinmek maksadıyla batıya yönelen Oğuz boyları arasında Süleyman Şah önderliğindeki Kayı Boyu da bulunmaktaydı. Süleyman Şah, yeni yurt aramak üzere çıktığı bu yolculukta Halep yakınlarındaki Caber Kalesi’ne gelir ve Fırat Nehri boylarına yerleşir. Buradan tekrar yeni yurt aramak üzere yola çıkar, ancak 1227 yılında Fırat Nehri’nin karşı kıyısına geçmeye çalışırken muhafızları ile birlikte Fırat sularında boğulur. Süleyman Şah’ın naaşı ve iki askeri Caber Kalesi eteklerine bir kümbete defnedilir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde imparatorluk sınırları içerisinde olan mezarın bulunduğu yere bir türbe yapılarak buraya “Türk Mezarı” adı verilir. Türbe ve Caber Kalesi, Osmanlı İmparatorluğu yıkılınca Fransız Suriye Mandası sınırları içerisinde kalmıştır.

Haberin Devamı

20 Ekim 1921 tarihinde Türkiye ile Fransa hükûmetleri arasında imzalanan Ankara Antlaşması'nın 9. maddesi ve 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması'nın 3. maddesi gereğince Caber Kalesi ve türbe müştemilâtı ile berâber Türkiye Cumhuriyeti toprağı olarak kabul edilmiş ve Türkiye'ye burada muhâfız bulundurma ve bayrağını çekme hakkı tanınmıştır.

Ankara Hükûmeti ile Fransa'nın 20 Ekim 1921’de imzaladıkları ve Caber Kalesi ile türbenin Türk toprağı olmasını öngören Ankara Anlaşması'nın görüşmeleri devam ederken son Halife II. Abdülmecid, TBMM'ne gönderdiği bir mektupta kendisinin ve Osmanlı Hanedanı'nın "atası" olan Süleyman Şah’ın mezarı konusunda Meclis’in gösterdiği alâkaya teşekkür etmiştir.

Caber Kalesi ve nakli

Suriye hükûmeti, Fırat Nehri üzerinde 1968 tarihinde başlattığı Tabka Barajı'nın 1973 yılında tamamlanacağını ve barajın su toplamaya başlamasıyla Caber Kalesi ve Süleyman Şah'ın türbesinin tamamen sular altında kalacağını ileri sürerek Türk Hükûmeti'nden türbenin yerini değiştirmesini ya da türbenin Türkiye'ye naklini talep eden bir nota gönderdi. Türkiye de buna karşılık Suriye'ye bir nota verdi ve Keban Barajı'nın kapaklarını kapatarak Fırat Nehri üzerinden Suriye'ye su akışını engelledi. Karşılıklı bu restleşmenin ardından Türkiye bölgeye Devlet Su İşleri'nde (DSİ) görevli uzmanlar ve mimarlar gönderdi ve türbenin nereye taşınabileceğinin tespit edilmesini istedi. Ankara ve Şam hükûmetleri arasında uzun süren müzakerelerin ardından bir anlaşma imzalandı. Anlaşmaya göre;

Türbe, müştemilatı ile birlikte Halep–Hasseki yolu üzerinde bulunan Karakozak köyü yakınındaki yeni yerine nakledilecek,
Barajın kenarında türbenin bu günkü konumuna en yakın yerde mermerden bir kitabe dikilecek,
Türbenin bugünkü yerini tespit etmek maksadıyla göl üstüne bir şamandıra konacaktır.
1973 yılında türbe ve karakol, Halep'e 123, Şanlıurfa'ya 92 km uzaklıktaki Fırat'ın doğu kıyısındaki Karakozak köyündeki 10.096 m²'lik yeni yerine taşınmıştır.

1995 yılında, Suriye Hükûmeti bu kez de Fırat Nehri’nin daha üst kotlarında inşasına başladığı Teşrin Barajı sebebiyle Karakozak bölgesindeki Süleyman Şah Türbesi’nin bölge dışında başka bir alana ya da Türkiye’ye taşınması hususunu yeniden gündeme getirdi. Bunun üzerine Türkiye ile Suriye arasında yapılan görüşmeler sonucunda türbenin mevcut yerinin baraj gölünün olumsuz tesirlerinden korunması için tahkim edilmesine karar verildi. 2001 yılında Fırat Nehri üzerindeki Teşrin Barajı'nın tamamlanması nedeniyle türbenin taşınması bir kez daha gündeme geldi. Suriye tarafı bu defa türbenin şimdiki yerinden de kaldırılarak gösterecekleri ve Türk tarafının da kabul edeceği bir yere taşınmasını istedi. Ancak 57. Türkiye Hükûmeti'nin girişimleriyle proje, türbenin mevcut yerinin korunması yönünde değiştirildi.[5][9]

23 Ocak 2003 tarihinde Ankara'da “Süleymanşah Türbesi Tahkimat Projesinin Uygulanmasına İlişkin Ana Tutanak” imzalandı.[10] Bu çerçevede 10 dönüm'lük türbe arazisi sınırları tahkim edilmiş, türbe binasının içi ve dışı onarılmış, karakol binası da yeniden inşa edilmiş ve Süleyman Şah Türbesi yeniden ziyarete açılmıştır.

Türbe ve mimarî özellikleri


Genel bilgiler
Tür Türbe
Yapı sistemi Betonarme
Konum Eşme, Halep, Suriye
Koordinatlar 36°38'19¨K 38°12'27¨D
Başlama 1973
Tamamlanma 1973
Yıkılma 22 Şubat 2015
Sahip Türkiye
Teknik detaylar
Zemin alanı 10.096 m²
Tasarım ve inşaat
Mimar Prof. Dr. Ünal Demirarslan
Suriye'nin 1973'teki baraj inşaatının yükselen suları bölgeyi tehdit edince Suriye ve Türkiye'nin ortak çalışması ile türbe, Halep'in Karakozak köyü yakınına taşınmıştır. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Etüd Proje Dairesi Müdürü Prof. Dr. Ünal Demirarslan, Dışişleri Bakanlığı'nın da talebiyle Süleyman Şah Türbesi'nin mimarı olarak görevlendirildi. Türbe, karakol ve lojman, iki Türk mimar ve yirmi işçisinin çalışmalarıyla dört ayda tamamlanmış ve masrafların tamamı Türk Hükûmeti tarafından karşılanmıştır. Süleyman Şah Türbesi hem geleneksel Türk mimarî motiflerini, hem de modern mimarî özelliklerini taşımaktadır. İnşaat çalışmaları sırasında Suriye Hükûmeti, yeni yapılacak türbenin Caber Kalesi'ndeki türbeden daha büyük olmaması şartını getirmiştir. Türbe'de ayrıca o dönemde dışarıdan gelen taciz ateşleri sebebiyle Türk askerlerinin nöbet tuttuğu yerler içe dönük olarak inşa edilmiştir.

2008 yılında Teşrin Barajı'nın yükselen su seviyesinin yeniden türbeyi tehdit etmesi üzerine Türkiye Cumhuriyeti Orman ve Su İşleri Bakanlığı çevresindeki duvarların altına 11,5 m, boylarında 880 adet fore kazık ve geçirimsiz tabaka yerleştirmiştir. Ayrıca, türbenin çevresine beton duvar örülmüş ve iki bayrak direği dikilmiştir. Karakoldan çıkan atık suların Fırat Nehri'ni kirletmemesi için karakol binasının arka bölümünde paket arıtma sistemi kurulmuştur. Bunun yanında türbenin etrafı, Türkiye'den gönderilen ağaçlar ve hazır çim ile yeşil bir alan haline getirilmiştir

Saygı Karakolu
Türbenin muhafazasını sağlamakla görevli olan Jandarma İhtiram Kıtası'nın ikameti için 30 Mayıs 1938 tarihinde modern bir karakol yaptırıldı. 1949'da Ca­ber ­Ka­lesi Jan­dar­ma Ka­ra­ko­lu­'n­da bir ast­su­bay, bir on­ba­şı ve se­kiz er, tür­be­yi ko­ru­mak­tay­dı.

Türkiye ile Suriye heyetleri arasında 1956 yılında Halep’te yapılan üst seviyede bir toplantıda düzenlenen tutanağın 13 ve 14'ncü maddelerinde türbe için gönderilecek ihtiram kıtasının her ayın 7'sinde değiştirilmesi kabul edilmiştir. Günümüzde her ayın 7 ve 20'sinde karakolun ikmali sağlanmakta ve personel değişimi yapılmaktadır.

Günümüzde türbe, Türkiye Cumhuriyeti 20. Zırhlı Tugayı 3. Hudut Alay Komutanlığı 2. Hudut Taburuna bağlı 25 asker tarafından korunmaktadır.

Suriye İç Savaşı ve IŞİD tehdidi

Süleyman Şah Türbesi'nin yer değişiklikleri: Türbenin ilk ve orijinal yeri Caber Kalesi. El-Assad gölü üzerinde inşa edilen baraj sonrasında 1973'de ikinci yeri Karakozak Köyüne taşındı ve güvenlik problemleri nedeniyle 2015 yılında Suriye Eşmesi'ne taşındı.
13 Mart 2014 tarihinde Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) arasındaki çatışmalar sonucu Karakozak köyü ve türbenin bulunduğu bölge IŞİD kontrolüne geçti.[14] 20 Mart 2014 tarihinde IŞİD, YouTube üzerinden yayımladığı bildiride Süleyman Şah Türbesi'nin üç gün içerisinde boşaltılıp Türk bayrağı indirilmediği takdirde türbeyi yerle bir edecekleri tehdidinde bulundu. Bunun üzerine Türkiye, güvenlik tedbirlerini artırarak en üst seviyeye getirdi. Gaziantep Beşinci Zırhlı Tugay Komutanlığı'ndan da araç ve personel takviyesi yapıldı. Sınır hattında bulunan mevcut nöbet kulübelerine ilave kulübeler yapılarak askerler konuşlandırıldı. Ayrıca Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Süleyman Şah Saygı Karakolu için kriz masası kurulduğunu açıkladı.

25 Mart 2014'te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Süleyman Şah Türbesi'ne yönelik tehdit ile ilgili soruya:

“ "Böyle bir yanlışlık olacak olursa gereği neyse yapılacaktır. Bu topraklar bizim toprağımızdır. Bu topraklarda yapılacak bir saldırı aynen Türkiye'ye yapılmış bir saldırıdır." ”
şeklince cevap vermiştir. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise yaptığı açıklamada "Süleyman Şah Türbesi'nin bulunduğu toprakların uluslararası hukuk gereğince Türk toprağı olduğunu ve bir tehlike söz konusu olması hâlinde her türlü karşılığın verileceğini" belirtti. 26 Mart 2014'te Genelkurmay Başkanlığı, yaptığı yazılı açıklamada "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Süleyman Şah Saygı Karakolu hariç Suriye topraklarında herhangi bir birliği bulunmadığını" açıkladı.

27 Mart 2014 tarihinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Bakanlık Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan arasında; türbeye yönelik bir saldırı karşısında yapılması gerekenlerin görüşüldüğü toplantıya ilişkin olduğu ileri sürülen bir ses kaydı yayınlandı. Bunun ardından T.C. Dışişleri Bakanlığı bir yazılı açıklama yaparak bu ses kaydını "Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelik alçakça bir saldırı ve casusluk faaliyeti olduğunu ve faillerinin en kısa zamanda yakalanıp adalete teslim edileceğini" belirtti. 28 Mart 2014'te Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, "Bordo berelilerin bölgeye takviye edildiğini, her türlü tedbirin alındığını ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin teyakkuz hâlinde olduğunu" açıkladı.

7 Temmuz 2015'te, Alman haber dergisi Focus tarafından 27 Mart 2014'te ki üst düzey toplantının Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) tarafından dinlenildiği iddia edildi.

Şah Fırat Operasyonu

22 Şubat 2015'te, Türk Silahlı Kuvvetleri artan güvenlik problemleri ve IŞİD tehdidi nedeniyle Şah Fırat isimli askeri bir operasyon ile türbede bulunan 40 askeri ülkeye geri getirmek için Suriye'ye girdi. Operasyonda 572 asker ve 20. Zırhlı Tugay’a bağlı M-60 A3 tipi 50 adet tank ile birlikte sınırda devriye görevi yapan F-16 uçakları görev almıştır. Türbede bulunan Süleyman Şah'ın naaşı ve diğer manevi değeri bulunan eşyalar alındıktan sonra Süleyman Şah Türbesi ve yakındaki karakol patlayıcılarla havaya uçurulmuştur.Türbe imha edildikten sonra bölgedeki Türk askerleri, Şanlıurfa üzerinden Türkiye'ye geri çekildi. Operasyon sırasında bir araç kazasında bir asker hayatını kaybetti

Yazarlar