GündemTakva: Allah’a karşı sorumluluk

Takva: Allah’a karşı sorumluluk

23.06.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Takva, İslam’ın en temel kavramlarından biridir ve insanın Allah’ı sevmesi, O’na karşı saygılı olması demektir. Tefsir bilginleri takvaya genellikle, “Allah’tan korkmak” anlamını vermiştir

Takva: Allah’a karşı sorumluluk

İslam’ın en temel kavramlarından biri olan takva, insanın Allah’ı sevmesi, her halinde O’na karşı saygılı olması, O’na itaatsizlikten sakınması demektir. Kuran-ı Kerim’de takva ile aynı kökten gelen kelimelerin yer aldığı yüzlerce ayet bulunmaktadır. Takva, ilahî korumayı talep etmektir. Bu da günahlardan kaçınmak ve iyiliğe yönelmekle gerçekleşir. Tefsir bilginleri takvaya genellikle, “Allah’tan korkmak” anlamını vermiştir.

Kelimede korku anlamı da bulunmakla birlikte bu, korkunç bir şeyden çekinmeyi değil seven birinin sevdiğinin gönlünü incitmekten çekinmesini, yaratanına karşı saygı ve sorumluluk duyma hassasiyetini ifade eder. Dolayısıyla takva karşılığı olarak “Allah’a karşı sorumluluk bilinci” ifadesi kavramın içeriğine daha uygun görünmektedir. Kuran’da ahlakî faziletlerle takva arasındaki bağlantıya da işaret edilir.

Sadece Allah bilir
“Sözünde durmak”, “affetmek”, “adil olmak”, “dürüst davranmak”, “malla canla cihad etmek” gibi iyi işler de Kur’an’ın takva sahiplerine nispet ettiği özellikler arasında sayılmıştır. Mümin Allah’a duyduğu saygı ölçüsünde O’nun katında değerlidir. Kimin ne kadar takva sahibi olduğunu ise sadece Allah bilir. Mümin takva sahibi olmaya çabalar, ancak takva sahibi olduğunu iddia etmez.

Takva sahiplerinin en önemli özellikleri; dili yalandan, dedikodudan, çekiştirmekten, boş lüzumsuz, manasız konuşmaktan sakındırmak, arındırmaktır. Güçlü bir irade eğitiminden geçmeyen takvasız kişinin davranışları, şekilden öte bir değer kazanmaz. Takva sahibi, helal rızık ve helal lokmanın peşinden koşar. Ellerini harama uzatmaktan korkar. Takva, bir adım atmadan önce bin defa düşünmek, kendini yanlışlardan geri çekmektir. Hz. Peygamber sahabe-i kiram ile birlikte otururken şöyle buyurdu: “Ben bir ayet biliyorum. Eğer insanların hepsi onu tutsaydı, hepsi için yeterli olurdu.” Ashab-ı kiram: “Ey Allah’ın Rasûlü, bu hangi ayettir?” diye sordu.

Peygamberimiz cevaben: “Kim Allah’a karşı takva sahibi olursa Allah ona bir çıkış yolu yaratır. Ve onu ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah’a güvenirse, O, ona yeter.” (et-Talâk 65/2-3) âyetlerini okudu.

‘İşte takva budur’
Hz. Ömer bir defasında Übey bin Kâb’a: “Takva nedir?” diye sorduğunda Übey: “Sen hiç dikenli bir yolda yürümedin mi?” diye soru ile karşılık verir. Hz. Ömer: “-Yürüdüm!” deyince, “O zaman ne yaptın?” diye tekrar sorar. “Elbisemi topladım ve dikenlerin bana zarar vermemesi için bütün gayretimi sarf ettim.” cevabını alınca Übey: “İşte takva budur” der.
İnsan ancak niyet ve ameliyle bir bütün olarak takva sahibi yani iyi insan olabilir. Duruma göre tavır değiştiren bir insanın varacağı nokta nifak yani iki yüzlülüktür. Bunun için Peygamber Efendimiz, “İslam açıktan, iman ise kalpte (gizli) olur” buyurduktan sonra eliyle göğsüne işaret ederek üç kere, “İşte takva buradadır. İşte takva buradadır” buyurmuş ve “Allah’ım, nefsime/kalbime takvasını ver!” diye dua etmiştir.

Bir ayet

Eğer siz Allah’dan korkar, kötülüklerden korunursanız, O, size iyiyi kötüden ayırt edecek bir kabiliyet verir, günahlarınızı siler ve kötülüklerinizi affeder. Hiç şüphe yok, Allah sonsuz fazilet sahibidir.
(el-Enfâl 8/29)

Hazreti Peygamber’den bir dua
Allah’ım, nefsime takvasını ver, onu temizle, onu temizleyenlerin en hayırlısı sensin. Onun velisi (sahibi) ve mevlası (efendisi) sensin

Haberin Devamı

İslam tarihinden: Akabe Biatları

Hz. Peygamber, Cahiliye devri adetlerine göre hac vazifesini yerine getirmek ve çevrede kurulan panayırlara katılmak için Mekke’ye gelen Araplar arasında İslam’ı yaymak maksadıyla çeşitli faaliyetlerde bulunmaktaydı. Medine’ye hicretinden önce Mekke’nin Akabe mevkiinde, Medineli müslümanlarla iki defa anlaşma yapmıştır.

Akabe biatları olarak isimlendirilen bu anlaşmaların yapıldığı yer Mekke’de Mescid-i Harâm’a yaklaşık 3 km. uzaklıktadır. Peygamberliğin on ikinci senesi 621 yılı Zilhicce ayında Medine’den gelen 12 kişi Akabe’de yapılan görüşmede “Hiçbir şeyi Allah’a eş koşmayacaklarına, hırsızlık ve zina yapmayacaklarına, çocuklarını öldürmeyeceklerine, birbirlerine iftira etmeyeceklerine, emirlerine uyacaklarına” dair Hz. Peygamber’e söz verdiler ve ona biat ettiler. Bu görüşmeye Birinci Akabe Biatı adı verildi. Peygamberliğin on üçüncü senesinde 622 yılında hac mevsiminde Hz. Peygamber’i Medine’ye davet etmeye karar veren, ikisi kadın yetmiş beş Medineli, Allah Resûlü ile Akabe’de buluştular. Hz. Peygamber hicret ettiği takdirde kendisini koruyacaklarına, ona itaat edeceklerine, iyiliği emredip kötülüğe engel olacaklarına, hiç kimseden çekinmeden hak üzere bulunacaklarına ant içip biat etmeye davet etti.

Orada bulunan Medinelilerin hepsi bu şartlarla ona biat ettiler. Bu anlaşmaya da İkinci Akabe Biatı denildi. Bu anlaşmadan sonra Hz. Peygamber ashabına Medine’ye hicret etmeleri için izin verdi. Aynı yıl içinde kendisi de Hz. Ebu Bekir’le hicret etti.

Haberin Devamı

Hz. Peygamber ve torun sevgisi

Peygamber Efendimiz torunlarıyla öylesine sıcak bir ilişki kurmuştur ki yeri geldiğinde onlarla birlikte çocuk olabilmiş¸ şakalaşmıştır. Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin namaz esnasında Allah Rasülü’nün yanına gelirler, dedelerinin secdeye gitmesini adeta dört gözle beklerlerdi. Hz. Peygamber secdeye gidince omuzlarına çıkarlardı. Efendimiz, secdeden kalkarken onları incitmeden tutup yere bırakır, bazen de torunları sırtından ininceye kadar secdesini uzatırdı.

Allah Resulü secdeye gidince tekrar sırtına binerler, bu durum, namaz bitene kadar sürüp giderdi. Namaz bitince Rasulullah onları hiç kızmadan alıp dizlerine oturturdu. Kimi geceler geç saatlere kadar Peygamber Efendimizin yanında dururlar, sonunda dünyanın en tatlı dedesinin göğsünde uyuyakalırlardı. Allah Rasûlu bir defasında kızı Fatıma’yı ziyaret ettiğinde koşarak kendisini karşılayan Hasan ve Hüseyin’i hemen omuzlarına aldı. Onları öpüp kokladıktan sonra “Bunlar benim bu dünyadaki güzel kokulu çiçeklerimdir” buyurdu.

Haberin Devamı

Bir hadis

Nerede olursan ol, Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde ol! Kötülüğün peşinden iyi bir şey yap ki onu yok etsin. İnsanlara da güzel ahlaka uygun biçimde davran!

Sahabeden nasihatler
Her kim şu üç şeyi bir araya getirebilirse imanını olgunlaştırmış olur: Kendi aleyhine de olsa insafı elden bırakmamak, herkese selam vermek, fakir iken bile sadaka vermek (Ammâr b. Yâsir)

İftar duası
“Allah’ım! Senin rızan için oruç tuttuk, senin verdiğin rızıkla orucumuzu açtık, bizden kabul buyur; çünkü sen her şeyi işiten ve bilensin”

Aziz Mahmud Hüdayi Camii

Haberin Devamı
Takva: Allah’a karşı sorumluluk


Aziz Mahmud Hüdayi Camii, İstanbul’un Üsküdar ilçesindeki Aziz Mahmud Hüdayi Mahallesi’nde yer alan, Osmanlı Dönemi’nden kalma tarihi bir camidir. Kanuni Sultan Süleyman’ın torunu olan Ayşe Hümaşah Sultan tarafından, üçüncü eşi Aziz Mahmud Hüdayi adına yaptırılmıştır. Yapımına 1589 yılında başlanan cami, 6 yıllık inşaat sürecinden sonra 1595 yılında ibadete açılmıştır. Cami mimari olarak Osmanlı esintilerini yansıtmaktadır.

Zamanla harap olan cami, 1855 yılında Sultan Abdülmecid tarafından onarılmıştır. Daha sonra 1910 yılında yıldırım düşmesi sonucu yıkılan minaresi onarılmıştır. 1912 yılında Hıdiv İsmail Paşa’nın kızı Prenses Fatma öncülüğünde ve 1975 yılında da Vakıflar Genel Müdürlüğü öncülüğünde tadilat geçirmiştir. Cami şu an kapsamlı bir onarım sürecinden geçmektedir.
Özgün planda bir tekke olarak inşa edilmiştir. Daha sonra camisi, imareti, türbesi, kütüphanesi, hünkâr mahfeli, çeşmesi, derviş hücreleri, şeyh evi, fırını ve hamamı yapılmıştır. Caminin bulunduğu bölge 2008 yılındaki düzenlemelere kadar Gülfem Hatun Mahallesi olarak anılıyordu. Caminin banisi Aziz Mahmud Hüdayi, külliyenin bahçesindeki türbede medfundur.

Türbelere ramazanda büyük ilgi

Takva: Allah’a karşı sorumluluk


İstanbul’da bulunan Eyüp Sultan, Aziz Mahmud Hüdayi ile Hz. Yuşa türbeleri, ramazan ayında vatandaşların en sık ziyaret ettiği kutsal mekanların başında yer alıyor.

Vatandaşlar türbe ziyaretlerinde, ramazanın manevi atmosferinde Kuran-ı Kerim okuyup dua ediyor. Özellikle kadın ziyaretçilerin çokluğu dikkat çekiyor.

Geçen yıl restorasyonu tamamlanan Eyüp Sultan Türbesi de İstanbul’da en çok ziyaret edilen kutsal mekan olma özelliğini sürdürüyor. Hazreti Muhammed ile aynı soydan gelen Ebu Eyyüb el-Ensari adına Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılan türbeye, geçmişten bugüne ziyaretçiler büyük ilgi gösteriyor.

Ebu Eyyüp el-Ensari, Hz. Peygamber ve Müslümanların Mekke’den Medine’ye hicretinden iki yıl kadar önce, miladi 620’de eşi Ümmü Eyyüb ile Medine’de Müslümanlığı ilk kabul edenlerden oldu. (İstanbul AA)
KEŞFETYENİ
Survivor'da adaya veda eden isim belli oldu!
Survivor'da adaya veda eden isim belli oldu!

Cadde | 16.05.2025 - 00:39

Survivor All Star'da düellolar oynandı, adaya veda eden isim belli oldu. İşte detaylar...

Yazarlar