16.04.2010 - 07:29 | Son Güncellenme:
VATAN Gazetesi'nden Seyhan Sevinç'e özel açıklamalar yapmaya devam eden emekli Tümamiral İlker Güven’in boşanma davası açtığı eşi Sunahanım Güven, Türkiye gündemine bomba gibi düşen iddialarını da sürdürdü.
. Eşinin 2004 yılında emekli olduğunda TSK’ya ait bir bavul dolusu gizli belgeyi eve getirdiğini iddia eden Bayan Güven, bazılarının Ergenekon’a ait olduğunu öne sürdüğü bu belgelerden birkaçını kendisinin aldığını anlattı.
İşte eşinin köstebeklik yaptığına dair 2008 yılında Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı’na da bilgi verdiğini belirten Sunahanım Güven’in yeni iddiaları:
Çanta yere düşünce... Sunahanım Güven “Eşim 2004 yılında emekli olduktan sonra Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan siyah bir bavul dolusu gizli belge getirmişti. Samsonite marka bu bavul evde duruyordu ve şifreliydi. O bavulun durduğu yerde 6-7 ayrı çanta içerisinde, nereden, nasıl geldiğini bilmediğim, bankaya da yatırılmayan 5 milyon dolar para vardı. Gizli belgelerin bulunduğu bu çanta bir gün yere düşünce açıldı, içindeki belgeler yere saçıldı. Onları toplarken bir iki belge de çaktırmadan almıştım. Bu belgeler bende kaldı.” ’İstihbarata bilgi verdim’ “Eşim bana boşanma davası açtı ve bana iftira ve hakaretlerde bulundu. Ben de bunun üzerine kendisiyle ilgili hem dava açtım hem de, Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı’na giderek, eşimin TSK’ya ait gizli belgeleri birilerine verip para aldığını ihbar ettim. Hatta elimdeki bu gizli belgeleri de bu sırada Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı’na vererek, şikayette bulundum. Eşimin hangi tarihlerde, nasıl ve kimlerle buluşarak bu belgeleri verdiğini bütün detaylarıyla anlattım. 2008 yılında, Bağdat Caddesi’ndeki Divan Pub’ta iki kişi ile görüşmüştük. Bu görüşme sırasında eşime 40 bin dolar verildi. 20 bin doları kendisi, 20 bin doları da, Oramiral Muzaffer Metin Ataç’a -yurtdışında master yapan oğlu için- iletilmek üzere verildi. Bunları da tek tek anlattım. Fakat bunun üzerine eşimle ilgili herhangi bir işlem yapıldı mı, yapılmadı mı bilmiyorum. Bana herhangi bir geri bildirimde de bulunulmadı.”
.” O ‘Bakımsız’ diyor ama herkes beni Marilyn Monroe’ye benzetir “ İki yıldır susuyordum. Hiçbir şekilde basına yansıtmadım bu olanları... Fakat eşim 40 yılda öğrendiği savaş sanatlarını bana karşı kullanmaya başlayınca ben de bildiklerimi basınla paylaştım. Ben öfkeli bir eş değilim. Bu anlattıklarım da öfkeli bir eşin hezeyanları değil, hepsi de gerçektir. Boşanma davamız iki yıldır sürüyor.
Aslında en çok ben boşanmak istiyorum. Fakat varlıklarımı almadan boşanma gerçekleşmeyecek... Getirsin versin pırlantalarımı ve 2006 yılında beyan ettiği 800 bin doların 400 binini ve evimden alıp götürdüğü antika eşyalarımı, o zaman boşanırım. Ama bunlar olmadan olmaz. Benimle ilgili bakımsız, kirli kadın diyor. Ben her davete çok şık giderdim. Saçlarımı sarıya boyattığım zaman Marilyn Monroe, siyaha boyattığım zaman da beni Sophia Loren’e benzetirlerdi. O kadar şık ve güzel bir bayandım. İnadına da her duruşmaya manken gibi giyinerek gittim. Ben miyim bakımsız ve kirli? Ben eşimle ilgili İstihbarat Daire Başkanlığı’na ve mahkemeye gerekli bilgileri verince bana karşı tavrında çok agresifleşti. Ben de Temmuz 2008’de, Ankara 8. Aile Mahkemesi’ne başvurarak, bana karşı uyguladığı şiddet eylemleri nedeniyle tedbir kararı aldırdım. Mahkeme eşimin 4 ay boyunca, bana yaklaşmaması yönünde karar aldı.”