Volkan Ateş şaşırma, sabrımızı taşırma!..

Talihli bekçi bileti kaybetti. O halde talihli bekçi aslında talihsiz olmuyor mu? Şimdi boş yere, "ikramiye kazandı" diye canından olma riski doğmuyor mu? 2004'ün büyük ikramiyesi 10 trilyon liranın üç talihlisi ortaya çıkınca herkes dördüncüyü merak eder oldu. Bir Milli Piyango efsanesi olarak zihinlerimize kazınacak Volkan Ateş'le de böyle tanıştık. Sevgili talihli bekçi -ki önce önce bir su deposunda bekçi olarak çalıştığı açıklanmış, biletin kaybolduğu iddiasından sonra ise Tokat'ın Turhal Belediyesi'nde işçi olduğu anlaşılmıştır-ne yapmak istemektedir? Kendisi çelişkili davranışlarıyla halkı kin ve düşmanlık olmasa da, "kaçırılacak para sendromu"na sürüklediğini fark etmemekte midir? Bu efsanenin önce tuhaf özetine bakalım:
• 1 Ocak'ta belediyede çalışan Ateş, herkesten önce çıkıp piyango talihlisi olduğunu açıklar. Gece nöbetine kaldığı işyerinde talihli olduğunu öğrenmiş, sabaha kadar da tırnaklarını yemiştir!
• Ateş, derhal bacanağıyla bir Renault bayiine giderek otomobil beğenir.
• İzmir'deki polis yakını gelmeden parayı almaya gitmeyeceğini söyler.
• Ateş, ertesi gün bileti kaybettiğini ya da çaldırdığını açıklar.
• Asgari ücretle çalışmakta olan Ateş, mazeret bildirmeden işe gitmez ve eve kapanır. Bu yüzden işten de atılır.
• Ama içi sevgi dolu işvereni "Volkan ikramiyeyi almazsa, o zaman kendisine acır ve yeniden işe alırız" der.
• Yakınları biletin konulduğu yeri hatırlanmadığını düşünerek her yeri aramaya başlar. Ateş'in ilk gün nerelere gittiğini ve kimlerle görüştüğünü araştırırlar.
• Ailenin yılbaşı sonrası Ateş'in konuştuğu kişilerin araştırılması için savcılığa başvurduğu, ama bu isteğin bilet daha önce gösterilmediği için reddedildiği öne sürülür.
• Turhal İlçe Emniyet Müdürlüğü yetkilileri ise biletin çalındığı ya da kalbolduğu yönünde hiçbir başvuru yapılmadığını bildirir.
• Ateş'in İzmirli polis yakını gelir ama Ateş yine de evinden dışarı çıkmaz.

Para yabancı ellere mi gitsin?
Şimdilik durum budur. Ama işin daha ilginç yanı, işte olaylar bundan sonra başlar. Bütün bu gelişmelerden sonra ilçe sakinlerini bir korku alır: Acaba para kaçırılmak mı istenmektedir? Para İstanbul'un büyük bankalarında mı saklanacaktır? Yoksa İzmir'e gidip yabancı ellerde mi savrulacaktır?
Bunun üzerine harekete geçen 'Turhal'sever vatandaşlar yemez içmez, Belediye Başkanı Duran Evren'in karşısına dikilir. "Aman başkan, bunlar paraları kaçıracak, ikramiyenin ilçeden çıkmasına engel ol" gibi uyarılarda bulunur. Turhallılar, yeterince rahatlamamış olacak ki, Ateş'in evinin önünde nöbet tutmaktan vazgeçmez. "Ya o değilse" kuşkusu içlerini kemirince de, talihli avına çıkarlar. Yaratıcı araştırma yöntemleri arasında Turhal dışına çıkan otobüslere binenleri izlemek, "bileti bulurum" umuduyla yerlere bakarak yürümek de yer alır.

Evet... Bahisleri açıyoruz!..
Şimdi bu kadar insanı bununla meşgul eden Ateş ne yapmak istemektedir? Belki bu konuda bahis açılabilir ve talihliler de ödüllendirilebilir. Bahsin seçenekleri şöyle olabilir örneğin:
A: Ateş gerçekten, trilyonluk ikramiye kazanıp bileti kaybedecek kadar talihsizdir.
B: Ateş, "para çıktı" diye şaka yapıp yakınları tarafından öldürülen Erdoğan Tuzcu'nun hikâyesinden çok etkilenmiştir.
C: Ateş, zamanında Kemal Sunal'ın piyango biletine ikramiye çıktığını sanarak hediye yağmuruna boğulduğu filmi fazlaca izlemiştir.
D: Ateş, bir bilet için insanların neler yapabileceklerini göstermek istemektedir.
E: Ateş, aslında sosyoloji doktorası yapmaktadır. Türk davranış modellerini inceleyebilmek için böyle bir masal uydurmuştur.
Evet hanımlar beyler, bahisler açılmıştır! Sizce hangisi?
NOT: Paranın Turhal'da kalabilmesi için, bahislere yalnızca Turhallıların katılması rica olunur!!!





GÜNCEL