06.02.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:
LEVENT CANTEK
Uğur Yücel epey bir zamandır polisiye olaylar anlatıyor bize. Ahmet Ümit'in bir öyküsünden çıkan Karanlıkta Koşanlar ile ülkemizde örneği pek görülmeyen bir denemede bulunmuştu. Yeni sezonda ise tür olarak ona yakın ama kadrosu nedeniyle daha popüler bir dizi filme başladı: Alacakaranlık. Yeni yapımın en temel farklılığı Osman Sınav ekolünün yıldızı Kenan İmirzalıoğlu'nun, daha doğrusu Deli Yürek dizisinden bilinen adıyla Yusuf Miroğlu'nun Uğur Yücel ile başrolü paylaşması oldu.
Alaturka polisiye
İlginçlik de asıl o zaman başladı denilebilir. İmirzalıoğlu yüzünden Alacakaranlık ile Osman Sınav'ın yeni dizisi Kurtlar Vadisi karşılaştırılmaya başlandı. Aslına bakılırsa Sınav'ın üslubu böylesi bir karşılaştırmaya pek de uygun değil. Uğur Yücel gibi farklı bir denemeye girdiği söylenemez örneğin. Kurtlar Vadisi'nde en iyi bildiği işi yineliyor, tefrika geleneğine yakın bir öykü anlatıyor; uzun -ağdalı sahne tekrarları yapıyor, öykülerinin kendi dünyası içinde anlamı olan 'raconcu' diyaloglara sahip. Deli Yürek'te Köroğlu benzeri epik özellikler taşıyan, Ferhat ile Şirin gibi bir aşk hikayesi içeren, dış mihraklar ve derin devlet gibi esrarengiz komplo teorilerini 'inanarak' kullanan bir öykü anlatmıştı. Yücel'in Alacakaranlık'ı ise 'sinemaya daha yakın' duruyor, Amerikanvari hareketli bir kamera ve hızlı kurgu anlayışı taşıyor ve sahicilik kaygısı hissediliyor.
Uğur Yücel Urfalı şivesiyle konuşan işkolik bir polisi oynuyor, adı temizliğe ve belki de edebiyata bir gönderme: Tahir Kemal. İmirzalıoğlu başlangıçta gerilimli bir zıtlaşma yaşadıkları yardımcısı rolünde.
Polisiye, kişisel öyküleri öne çıkartan bir tür değil, ama asıl öykünün önüne geçmemesi şartıyla çıkması da beklenir. Zira polisiye türü, ahlaklı bir yaşam için katlanılması gereken güçlükler ve verilmesi gereken ödünlerden de bahseder. Yalnız ve mutsuz polis, türün klişelerindendir.
Yücel, bunu yerel ölçülerde kullanıyor, yan öykülerde erkek kahramanın yeniden mutlu olup olamayacağı sorusu işleniyor. Cinayetler arasında 'aşk çıkmazı' bir başka gerilim olarak 'akıyor'.
Orta Anadolu'nun gururu
Uğur Yücel'in Kenan İmirzalıoğlu seçiminde, onun medyatik (İstanbullu) olmayan yaşam biçiminin de etkili olduğu muhakkak. Bir mankenlik yarışması marifetiyle beyazcama taşınan oyuncu tipik bir manken değil.
Her şey bir yana, büyük şehirli de değil ama bir 'Orta-Anadolulu' o. Gündüzlerin kısa ve yorucu olduğu, kahvehaneyle tarla arasında yaşanılan, Allah'a verdiği nimetler için çokça şükredilen, Türklerin daha çok Türk, diğerlerinin daha çok diğerleri olduğu bir yörenin çocuğu. Televizyon dizilerinin yerlilik ve sahicilik menbaı olarak 'ürettikleri' kenar mahalle yaşamına o denli yabancı olmayan bir yerden geliyor demek yanlış olmaz. Alacakaranlık'ta sevdiği kızın elini tutunca yüzü kızaran 'delikanlı' değil, sevdiği kızla pişmanlık duymadan birlikte olduğu bir cinsel hayatı var.
İyi bir yaşam için arınmaya ihtiyaç duyan, ruhsal yozlaşmaya direnen erdemli Miroğlu'nun acılarından çok kendini yaşamın akışına kaptırmış, kötü adamı kovalayan bir polisi izliyoruz.
POPULER KÜLTÜR