Kültür SanatÇizgi roman nedir, ne değildir?

Çizgi roman nedir, ne değildir?

04.07.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Çizgi roman nedir, ne değildir?

Çizgi roman nedir, ne değildir



Çizgi roman nedir, ne değildir
Çizgi roman üzerine yaptığı çalışmalarla tandığımız Levent Cantek’in derlediği "Çizgili Hayat Kılavuzu / Kahramanlar, Dergiler ve Türler" isimli kitap, İletişim Yayınları’ndan çıktı. Kitap, adına sadık; çizginin hayatını anlattığı kadar çizginin gelişimine ve kabul görüş şekline paralel olarak toplumları, gelenekleri, ekonomik buhranları, politik açmazları, cinsellik sorunsalını ve şiddeti anlatıyor. "Çizgi roman" deyip geçmemeli yani.
Amaçlarını "Türkiye’de yayımlanan çizgi romanlar üzerinde odaklanan yazılar yazmak" olarak ortaya koyan; koleksiyoncular, akademisyenler, "fanölar, çizerler ve meraklılardan oluşan yazarlar, çizgi romanın bir nostalji nesnesi haline dönüştürülmesinden özellikle kaçınmışlar. Levent Cantek, bu durumu şöyle açıklıyor: "Enformatik ve mesafeli yazılar yazmayı tasarladık. Gelen yazıların önemlice bir kısmı ‘çocukluklarını kovalayan’, geçmişe özlem duyan özellikler içeriyordu. Bunu, dönemin tipik bir özelliği, çizgi romanın ‘gerilemesi’, anti - modernist ve romantik bir yaklaşım olarak değerlendirmek mümkün." Derlemeye konu olan çizgi romanlar, özellikle son otuz yılın ürünleri ve tamamı telif yazılardan oluşuyor. Bir tek istisna dışında: David White’ın bu kitap için kaleme alınmış "Örümcek Adam’ın Hikâyesi" başlıklı makalesi.
Kitap, yine Levent Cantek’in "Türkiye’de Çizgi Romanın Umumi Manzarası" adlı yazısıyla açılıyor. Bu yazıda, kimilerinin sekizinci kimilerinin dokuzuncu sanat olarak niteledikleri çizgi romanın Türkiye’deki serüvenine ilişkin detaylı ve derli toplu bir bilgi edinmek mümkün. Ancak özellikle çizgi roman ve "çocukluk" üzerine yapılan değinme ilginç: "Amerika’da gazeteler aracılığıyla popülerlik kazanan çizgi romanlar, çocuklara yönelik tasarlanmış değillerdir. Amerika’da otuzlu yılların popüler kültürü gündelik hayattan ve sıkıntılardan kurtulabilme imkânı veren ‘kaçış edebiyatı’ ile adlandırılmakta ve bu temel özellikleriyle çocuklara değil, toplumun tüm kesimlerine ulaşmak gibi bir iddia taşımaktadır."
Kitaba ısınma turumuz, Kosta Ceran’ın "Çizgi Roman Nedir, Ne Değildir?" konulu yazısıyla devam edebilir. Belki asıl ilginç olanı çizgi romanın aslında "ne olmadığı". Ceran, çizgi romanın, sinemanın kâğıt üzerindeki karşılığı olduğu yönündeki iddiayı reddettiği gibi, görevinin bir hikâyeyi tamamlamak ve desteklemek olduğunu da kabul etmiyor ve ekliyor: "Aksine çizgi roman kendiliğinden bir hikâye anlatır ve bunu neredeyse sinematografik bir tarzda yapar."
Derlemede yer alan bir başka ilginç yazı da Hüsnü Çoruk’un "Türkiye’de Korku Çizgi Roman Dergileri" başlıklı yazısı. "İmdaat", Amerikan kaynaklı bir derginin kopya edilmiş hali olsa da, 1956 yılında yayımlanan ilk "korkunç" çizgi roman dergimiz. Hemen bu noktada bahsi edilmeden geçilemeyecek olan iki mevzuu var: 1950’ler, yani II. Dünya Savaşı’nın hemen ertesi, dünyadaki tüm "ciddi" adamların çizgi romanı hedef gösterdiği yıllar. Çizgi roman, suç ve şiddetin kaynağı olduğu gerekçesiyle sansürlendiğinde, sosyologların, psikologların, sosyo - psikoloji uzmanlarının, savaş sonrasının etkileri üzerine yürüttükleri çalışmalar da tamamlanmış olsa gerek. Bu "traji - komik" örneği verdikten sonra şimdi de basbayağı komik olan "Korkunç bir çizgi romanın reklamı nasıl yapılır?" sorusunun cevabına geçelim: Billboard’ları düşünün. Her birinin üzerinde feci korkutucu bir reklam var: "Korku Magazin! Bugün bir Korku alın, fakat geceleri okumayın!" Pardon, bir "Aaaaaaaaaaaa!" sesi de vardı...
Türkçe’de yayımlanan çizgi roman yazılarının kaynakçasını da bulabileceğiniz kitap, zengin bir içeriğe sahip. İyi okumalar!

Kahramanlar, Dergiler ve Türler
Derleyen: Levent Cantek
İletişim Yayınları
503 s.
Fiyatı: 15.000.000 TL.
















































KEŞFETYENİ
Görenler babasının kopyası diyor! İşte Can'ın son hali
Görenler babasının kopyası diyor! İşte Can'ın son hali

Cadde | 01.05.2025 - 09:28

Mehmet Aslantuğ’un oğlu Can Aslantuğ babasının boyunu geçti. Son halini görenler babasının gençliği diyor..

Yazarlar