Kültür Sanat Çocuklar ve kadınlar için bir film!

Çocuklar ve kadınlar için bir film!

02.04.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Güney Kore sinemasının usta yönetmenlerinden Park Chan - Wook İstanbul’da. Park ile bugün Film Festivali’nde gösterilecek olan yeni filmi “Ben Bir Robotum Ama Sorun Değil”i konuştuk

Çocuklar ve kadınlar için bir film

Alin Taşçıyan

Güney Kore sinemasının dünya çapında kazandığı saygınlıkta pay sahibi olan ünlü yönetmen Park Chan Wook bugün İstanbul Film Festivali’ne konuk oluyor.
 2007 Berlin Film Festivali’nde en yenilikçi filme verilen Alfred Bauer Ödülü’nü kazanan “Ben Bir Robotum Ama Sorun Değil” adlı yeni filminin sunumunu yapmak ve Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi’nde bir Ustalık Sınıfı dersi vermek için İstanbul’a geldi.
İkinci bölümü “İhtiyar Delikanlı” ile Cannes Film Festivali Jüri Büyük Ödülü kazandığı 'intikam üçlemesi’yle tanınan Park, son on yılın en özgün yaratıcılarından biri. Park ile Berlin’de söyleşi yaptık. 

Görsel yönden çarpıcı olduğu kadar edebi bir tat da var filminizde...
Çok kitap okur ve çok film izlerim. Ama okuduğum kitapları doğrudan sinemaya katmam. Onlar içimde birikir. Edebiyat sinemada dolaylı biçimde de yer alabilir. “Ben Bir Robotum Ama Sorun Değil”de de böyle oldu.
Fantezi ve gerçeklik edebiyatta olduğu gibi iç içe geçti. Örneğin genç kızın 'cyborg’a dönüştüğü sahneler... İzleyici bir akıl hastanesinde tedavi gören hastanın halüsinasyon görmesini mantık dışı karşılamaz.

İlk neşeli filmim
İntikam üçlemesinden sonra bu filmi yapmanız olduça şaşırtıcı. Çok sevecen bir gençlik filmi, hayatı etkileyen travmaları anlatıyor. Deyimi affedin ama sizin sinemanız için alışılmadık bir film. Birdenbire mi aklınıza geldi yoksa uzun süre duraksadınız mı çekmek için?
Böylesine parlak, dokunaklı, neşeli olan ilk filmim bu. O yüzden onu  yetişkinlerden çok çocuklar, aynı zamanda erkeklerden çok kadınlar için bir film olarak görüyorum.
Şimdiye dek yaptığım filmlerden en çok kişilik yönünden buna yakın hissediyorum kendimi. Şiddet içeren intikam üçlemesinde insanın en derin, en karanlık yanından sonra böylesine naif bir işi çıkarmak benim için de çok kolay olmadı. Ama insan ruhunun diğer yanını da göstermek istedim.

High definition (HD) çalışmaktan memnun kaldınız mı?
Görüntü yönetmenim şimdi söyleyeceklerime katılmayabilir! Kore’de hâlâ bütçelerimiz çok kısıtlı. Konvansiyonel biçimde 35 mm çeksek bu film çok pahalıya  çıkardı kopyaları yüzünden.

HD özgürlük tanıyor
Ayrıca HD özgürlük tanıyor yönetmene. Böylesi oyuncular için de iyi oldu. Çekimi kesmeye gerek kalmayınca, filmi akışına bırakıyorsunuz. Kesmeyince oyun da daha deneyci oluyor.  Clapper board kullanınca genç oyuncular şaşırıyor. Çok kolaylaştı film yapmak. 

 Bu filmde özel bir tür ışıklandırma kullandınız mı?
Gölgeler, özellikle gece sahnelerinde simsiyah oluyor. HD sayesinde bu siyahlık yumuşuyor, figürlerin ayrıntıları daha iyi seçilebiliyor. 
Bunu çok avantajlı buldum. Tabii dezavantaja da dönüşebilirdi eğer doğru ışığı bulamasaydık. Daha başta görsel konsepti belirlerken kontrastın düşük olmasını, yumuşak tonlar ve pastel renkler kullanmayı istedim. Çekimin yanı sıra gösterim de avantajlı. Film tertemiz oluyor, pelikülün çizikleri yönetmenin moralini bozar. HD sayesinde  pırıl pırıl gösterim mümkün. 

 İnsanlar üzerinde ne tür duygular uyandırmayı amaçlarsınız?
Bir yönetmen olarak şiddet temasıyla, güzel göründüğü için bir dövüş sanatları filminde ya da heyecan kattığı için Hollywood gişe hitinde olduğu gibi ilgilenmem.
Daha çok insanın şiddetten korkmasıyla, bir şiddet eylemine girişmek üzere olan kişinin duyduğu korkuyla ve şiddetten dolayı çekilen acıyla ilgilenirim. Sadece orada olan ve  izlediğiniz değil izlerken acısını hissettiğiniz şiddet önemli. Acı ve şiddeti, acıyı çeken kişi ve şiddete yol açan kişinin hissettiklerini aktarmaya çalışırım. Acıyı çekenin de çektirenin de şiddetin kurbanı olduğunu vurgularım.

Diğer filmlerinizle bu filminiz arasında ortak bir tema var mı?
Bütün filmlerimde olduğu gibi bunda da anahtar sözcük: Suçluluk. Cyborg kız büyükannesini huzurevine gönderilmekten kurtaramadığı ve ona takma dişlerini veremediği için suçluluk duyuyor.
 Önemli bir başka nokta da iletişimsizlik. Filmde birinin dudaklarını okumak öne çıkıyor iletişim kurabilmek için.
Park’ın Ustalık Sınıfı dersi yarın saat 17.00’de izlenebilir. (0212) 287 70 76 - 86

FESTİVALDE BUGÜN

 EMEK
11.00 Narayama Türküsü 13.30 Kızgın Taşlara Düşen Su Damlaları 16.00 Zehirli Hayat 19.00 Görünmez Çocuklar 21.30 Kaynak GALA

 YENİ MELEK GÖSTERİ MERKEZİ
11.00 2:37 13.30 Elde Makas Koşmak 16.00 Tatlı Charity 19.00 Özgürlüğün Zorbalık Hakkı 21.30 Ben Bir Robotum Ama Sorun Değil

 ATLAS
11.00 Hayalet Dalgalar 13.30 Durgun Yaşam 16.00 Güçsüzün Hakkı 19.00 Benim Güzel Idaho’m 21.30 Pasolini Program 2

 SİNEPOP
11.00 Kalbin Kıyıları 13.30 Sonsuz Yaz 16.00 Akrabalar 19.00 www 21.30 Ekrandışı

 BEYOĞLU
11.00 Daima Güzel 13.30 Ertesi Yıl 16.00 Düş Gezginleri 19.00 Pasolini Program 3 21.30 Paprika

 REXX
11.00 Madeinusa 13.30 Hana 16.00 Canterbury Öyküleri 19.00 2004 Yazı 21.30 Sihirli Flüt

FESTİVALDE YARIN

 EMEK
11.00 İsyan! 13.30 2004 Yazı 16.00 Sosyeteden İnsan Manzaraları 19.00 Hana 21.30 Labirent GALA

 YENİ MELEK GÖSTERİ MERKEZİ
11.00 Boşta Gezer 13.30 Cabaret 16.00 KoyuLaciSiyahaYakın 19.00 Korkudan Korkmak 21.30 Aziz Matyas’a Göre İncil

 ATLAS
11.00 İşte İngiltere Bu 13.30 Benim Oğlum 16.00 Pingpong 19.00 Gerry 21.30 Yerdeniz Öyküleri

 SİNEPOP
11.00 Hip Hop Projesi 13.30 American Hardcore 16.00 Kara Altın 19.00 Şeker Perde 21.30 Helvetica

 BEYOĞLU
11.00 Sahra’dan Mektuplar 13.30 Samanyolunun Varoşlarında + 977 16.00 Kurtar Beni 19.00 Aşk Buluşmaları 21.30 Senin Yerine Roma

 REXX
11.00 Geçmiş Zaman Olur ki 13.30 2:37 16.00 Dekameron 19.00 Kaynak 21.30 Elde Makas Koşmak