Kültür SanatElif Şafak’ın Mahrem’i

Elif Şafak’ın Mahrem’i

05.09.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Elif Şafak’ın Mahrem’i

Elif Şafak’ın Mahrem’i


GÜL DİRİCAN


Şişman ama çok şişman bir kadının başrolü aldığı herhalde çok az roman vardır. Elif Şafak’ın son romanı Mahrem’de, şişman olduğu için gözden kaçamayan bir kadın ana tema olarak kullanılıyor. “Her şişmanın sevimli olması gerekir" kuralını çiğneyen, aşırı ufak ve görmeyi seven sevgilisiyle kimi zaman sokaklarda tebdil-i kıfayet dolaşan bu kadının atmosferde doldurduğu yer, kendi istese de istemese de göze batıcı. Romanın açılış sahnelerinden biri olan minibüste seyahat bölümünde, ter, açlık, diğer kadınlar, sevimli olmak zorundaki küçük çocuk ve kapalı alanla oluşturulan karabasan, uzun yıllardır okuduklarım arasında ayrıcalıklı bir yere sahip. Çünkü komik olacağını tahmin ettiğiniz bir zaman dilimi, şişman kadının gözünden anlatıldığında şiddetli bir bunaltıya dönüşüyor.
1971 doğumlu, daha önce adını “Pinhan" ve “Şehrin Aynaları" ile duyduğumuz Elif Şafak’ın bu son romanı, çeşitli zaman çemberlerinden oluşuyor. 1885’te Pera’da, çadırında “yaratıklar" sergileyen, gösteriler sunan Keramet Mumi Keşke Memiş Efendi, 1648’de Sibirya’da doğan Samur oğlan ve Samur kız, 1868’de ikiz doğuran La Belle Anabelle, 1999 İstanbul’una öykülerini taşıyorlar. Böylece roman birçok başka sürreal öyküye, masala yataklık ediyor.

Güçlü roman kişileri
Romanın uydurulmuş tarihsel bölümleri yani Pera, Fransa, Sibirya’da geçen bölümlerinde birçok roman kahramanının yüzünü görüyorsunuz. Bazen Yedi Çınar Yaylası’ndan Çalık, bazen Lady Chatherley beliriyor. Bu dediğimde bir “abartma" imasında bulunmuyorum. Elif Şafak’ın bu iki roman kahramanı, onlar güçlüler.

Çok okunacak
Mahrem’de çok rahat postmodern bir yapıdan bahsedebiliriz. Hani neredeyse öğrencilere örnek olarak verilebilecek yapıtlardan. Bunu söylerken dilin kullanımını ayrı tutuyorum. Benim başımın belası olan, biliyorum ki bazılarının çok sevdiği o dil oyunları bu romanda da hayli yer tutuyor. Temel itirazım da bu. Romanın başında, bir sağanak halinde yağan dil oyunları, ancak ikinci yarıdan sonra olmazsa olmaz hale dönüşebiliyor, romanın öyküsüne katkıda bulunabiliyor.
Elif Şafak’ın öykü anlatıcılığı özellikle bu romanında berraklaşmış. Masalın dili, bu romanın sürükleyiciliğinde ana unsur olarak görülüyor ve Şafak’ın yepyeni diyebileceğimiz bir üslubunun da habercisi. Özellikle tarihsel diye kabaca adlandırabileceğim bölümlerden ayrılmak istemedim.
Bu kitabın çok okunacağından ve tartışılacağından eminim. Adının ‘Mahrem’ oluşu benim için sadece, istese de istemese de aşırı yer dolduran karakterle sınırlı. Romandan aldığım tatta, “mahremiyet" alt okumasına gerek yoktu ve bu gözle okuduğum için de beni suçlayamazsınız. Ben bu romanın masallarının peşinden gitmeyi tercih ediyorum.




KEŞFETYENİ
Saldırı anına ait yeni görüntüler! Başından aşağı içecek dökmüş
Saldırı anına ait yeni görüntüler! Başından aşağı içecek dökmüş

Cadde | 07.05.2025 - 07:41

Danla Bilic, son paylaşımıyla birlikte eski sevgilisi Berk Çetin'den şiddet gördüğünü açıklamıştı.

Yazarlar