Kültür SanatHAFTANIN GRUBU

HAFTANIN GRUBU

01.09.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

DEEP PURPLE

HAFTANIN GRUBU

HAFTANIN GRUBU
DEEP PURPLE
Deep Purple 1968 yılında gitarda Ritchie Blackmore, vokalde Rod Evans, klavyede John Lord, davulda Ian Paice, bas ve vokallerde Nick Simper elemanları tarafından kuruldu. İlk albümleri ‘Shades of Deep Purple’ı 1968 yılının Mayıs ayında çıkardılar. İlk 45’likleri ‘Hush’ ve ‘Hey Joe’ ile Amerika’da ilk 5’e girdiler.
1968 yılının sonbaharında tekrar stüdyoya girerek ‘The Book of Taliesyn’ albümünü çıkardılar. Bu albüm Amerika’da yine listelere girdi fakat ilk albümleri kadar satış yapmadı, albümde Neil Diamond’a ait ‘Kentucy Woman’ parçasını coverlayarak herkesin dikkatini çektiler. ‘The Book of Taliesyn’ albümü ancak 1969 yılında Avrupa’da piyasaya çıktı, fakat Avrupa listelerinde istedikleri başarıyı elde edemediler.
1969 yılında Deep Purple kendi adlarını taşıyan albümleri ve ilk albümlerine nazaran farklı tarzlarıyla bu albümden ‘Why didn't Rosemary, ‘Bird has flown’ ‘April’ ve ‘Blind’ parçalarına imza attılar.

1970 yılında yayımladıkları ‘In Rock’ albümüyle dünya çapında büyük bir başarıya imza atan grup, albümde yer alan ‘Child in Time’ parçası ile büyük bir fan kitlesi kazandı. Bugüne kadar yayınlanan albümleri arasında en fazla dinlenen ve en fazla sevilen ‘Deep Purple albümü özelliğini taşıdı. Bu albümden çıkan ‘Speed King’, ‘Hard Lovin' Man’ ve ‘Black Night’ albümün hit parçaları oldu.
Gitarda Ritchie Blackmore, vokalde Ian Gillan, klavye -hammond org’da John Lord, davulda Ian Paice, bas gitarda Roger Glover o günden bugüne grubunu değişmeyen kemik kadrosu olarak hafızalara kazındı. Rock müzik dinleyen ve icra eden herkesi etkileyen bu albüm, rock müziğin temel taşlarından biri oldu.

1971 yılında aynı kadroyla tekrar stüdyoya giren grup ‘Fireball’ adındaki albümlerini yayınladılar. Billboard listelerinde 32. sıraya kadar yükselen grup, Led Zeppelin, Black Sabbath, Uriah Heep tarzındaki gruplar arasına adını yazdırdı. Bu albümden çıkan ‘Fireball’, ‘Strange Kind of Woman’, ‘Fools’ parçaları ile hayran kitlesini genişletti.
1972 yılında yayımlanan ‘Machine Head’ albümleri Amerika ve Avrupa’da en fazla satan singları ‘Smoke on the Water’ı içinde barındırıyordu. ‘Smoke on the Water’ parçası Led Zeppelin grubunun unutulmaz hiti ‘Stairway to Heaven’dan sonra Amerika radyolarında en çok çalınan ve istek alınan parçaları oldu. Albümle aynı adı taşıyan ‘Machine Head’ parçası ve diğer parçalar ‘Lazy’, ‘Space Truckin', ‘Highway Star’ bu albümden çıkan diğer hitler olarak yerini aldı. Ritchie Blackmore’un sert ritmleri ve riflerinin, John Lord’un ön plana çıkan klavyesiyle birleşmesiyle rock müziğe farklı bir bakış açısı getirdiler

1972 yılında Japonya’da verdikleri unutulmaz konseri ‘Made in Japan’ adıyla yayınladılar. Grup bu başarıdan sonra ‘Who do we think we are’ adını taşıyan albümlerini çıkardılar.
1974 yılında Ian Gillan ve Roger Glover’sız yayınladıkları ‘Burn’ albümüyle Deep Purple adını devam ettirdi. Bu albümde vokalde sonraki yıllarda Whitesnake grubunu kurarak efsaneleşen David Coverdale ile çalıştılar. Bu albümde gitarda Blackmore yer alıyordu, ne de olsa gruptan Ian Gillan ayrılmıştı. Bas gitarda Glenn Hughes, davulda Ian Paice, klavyede John Lord yer aldı. Albümde yer alan hit parçaları ‘Mistreated’, ‘Burn’ ile platin plak başarısını kazanan grup Deep Purple yeni elemanlarıyla farklı bir sound yakaladılar.

1975 yılında doldurdukları albümleri ‘Stormbringer’ 1974 yılındaki kadrosunu barındırıyordu. Coverdale ve Blackmore klasiği olan ‘Soldier of Fortune’ ve ‘Stormbringer’ parçaları ile Türkiye’de de tanınmaya başlayıp, unutulmayan hard rock balladları arasında halen dinlenmektedir.
‘Machine Head’ albümünün kayıtları sırasında dağılma kararı alan grubun Blackmore’lu son albümü ‘Stormbringer’ oldu. Gitarda kısa bir süre için Tommy Bolin Ritchie Blackmore’un yerini aldı ve Deep Purple Blackmore’suz yollarına devam etti. Ritchie Blackmore’da yeni projesi ‘Rainbow’ ile rock camiasına yeni bir soluk getirdi. Rainbow grubu rock müziğe çok farklı vokaller kazandırarak günümüze kadar devam etti. Bu grupta Ritchie Blackmore, vokalde Joe Lynn Turner’ı yanına alarak Deep Purple’sız çalışmalar yapmaya başladı. Deep Purple fanları bu şekilde ikiye bölünmüş oldu, halen günümüze kadar bu tartışmalar sürüp gitti.

1975 yılında ‘Come taste the Band’ albümünü yayınlayan grup, Tommy Bolin ile yoluna devam etti. Fakat bu albümde farklı tarzlarıyla dikkat çeken Glenn Hughes ve Tommy Bolin çok yakınlaşıp diğer grup elemanlarıyla ters düşünce Deep Purple grubunun soundunun değişmesiyle 1976 yılında tekrar dağıldılar. Bu albümden çıkan tek hit parça ise ‘You Keep on Moving’ oldu.
10 senelik bir ayrılıktan sonra grup birleşme kararı alarak 1984 yılına ‘Perfect Strangers’ albümünü yayınladılar. Eskiye göre fazla yankı uyandırmayan bu albüm sadece 2 hit çıkarabildi. Bu parçalar ise ‘Nobody's home’ ve ‘Perfect Strangers’ oldu.
1987 yılında kemik kadrosuyla ‘The House of Blue Light’ albümünü yayınladılar. Bu albümden çıkan ‘Bad Attitude’ parçası ile 1980 yılların gençliğini etkilediler. Fakat albüm Amerika’da iyi bir satış rakamı yakalayamadı.

1988 yılında yayınladıkları ‘Nobody’s Perfect’ albümüyle yollarına devam eden Deep Purple
efsanesi bir nevi best off niteliği taşıyan bu albümüyle 1990 yılların hard rock sound’unu kullandılar.
1990 yılında ise ‘Rainbow’ grubundan ayrılan Joe Lynn Turner ile beraber farklı bir sound da kaydettikleri ‘Slaves and Masters’ albümünü çıkardılar. Bu albümde yer alan ‘Fire in the Basement’ ve ‘Love Conquers All’ parçalarıyla hem Rainbow hem de kendi fan kitlelerine hitap etmiş oldular.
İstedikleri başarıyı yakalamayan grup 1993 yılında tekrar Ian Gillan ile çalışmaya karar verdi. ‘The Battle Rages on...’ albümünü yayınlayan grup konserlerinde eski ve yeni fan kitlesiyle tekrar buluştu.

HAFTANIN GRUBU
Konserlerinde eski parçalarına da yer veren grup, ex Kansas gitaristi ‘Steve Morse’u alarak 1996 Şubat’ında ‘Perpendicular’ albümünü yayınladı. 1998 yılına geldiğimizde Mayıs ayında ‘Abandon’ albümünü yayınlayan grup 1-2 Haziran 1998 yılında Türkiye’ye de Major Müzik organizasyonun katkılarıyla Açıkhava Tiyatrosunda eski ve yeni fan kitlesi ile buluştu. Uzun süreden beri Türkiye’de konser vermesi için beklenen bu grup nihayet ülkemizde de fanlarıyla kucaklaşarak muhteşem bir konsere imza attılar.
1999 yılında ise London Senfoni Orkestrasıyla birlikte ‘Royal Albert Hall’da verdikleri konserde eski ve yeni Deep Purple parçaları ile live bir albüm kaydettiler.











KEŞFETYENİ
Survivor Meryem sinir krizi geçirdi! Adada her şeyi ateşe verdi
Survivor Meryem sinir krizi geçirdi! Adada her şeyi ateşe verdi

Cadde | 20.05.2025 - 22:28

Survivor'da düelloda adaya veda eden yarışmacı İsmail Balaban olmuştu. Meryem Kasap adaya döndükten sonra deliye döndü.

Yazarlar