Ankara’dan İstanbul’a kesin göç ne zamandı? Orada Devlet Tiyatrosu’nda mıydınız?Dört yıl önce geldim. Devlet Tiyatrosu sanatçısı değildim. Orada bir oyunda oynadım. Memur olmak istemediğim için misafir sanatçı olarak rol almayı tercih ettim. İstanbul’a geldikten sonra "Bu Bir Efsane: Cahide" müzikalinde Nükhet Duru’yla başrol oynadım. "Fehim Paşa Konağı", "Saat 9:05" ve en
son da Zuhal Olcay ve Haluk Bilginer ile "Dolu Düşün Boş Konuş"...
Oyuncu olarak ayrıcalığınız ne size göre? Neden 10 yıl sonra parladınız?Sadece tiyatroyla büyük kitlelere ulaşmak zor. Bu yüzden televizyon ve sinema yapmak gerekiyor. Ama bunlar destekleyici unsurlar. Parlama mı değil mi bilmiyorum. "Ferhunde Hanımlarödan gelen hoş bir nüans vardı zaten. 1200 bölüm sürmüş olan bir dizide gerçekten değerli oyuncularla çalışma imkanım oldu. Dikkatleri çekmem kademe kademeydi. "Çocuklar Duymasın", ilerleyen bir sürecin patlama noktası.
Yıllardır dublaj yapıyorsunuz. Oysa bir çok oyuncunun oral alışkanlık ve duygu ‘şizofrenisi’ yaratıyor diye bunu tercih etmez.Böyle söyledikleri zaman gülüyorum. Dublajla ilgili garip felsefi şeyler yaratılıyor. Ben de profesyonel oyuncuyum ama hayatım boyunca dublaj yapıyorum diye duygu ‘şizofrenisi’ yaşamadım. Dublaj çok teknik bir şeydir. Üstelik dünyanın her tarafında bizzat oyuncuları yapar. Şizofreni yaratacak kadar derin bir mesele değil. Cihan Ünallar, Çetin Tekindorlar, Müşfik Kenterler şizofren mi yani! Hiç sanmıyorum!
Jön olmayı kabul ediyor musunuz?Bunun kıstasını bilmiyorum. Jön nedir yani?
Aşık rollerinde gözüken yakışıklı aktör!Teşekkür ederim! Yani yakışıklılık kısmı için. Çok prototip bir oyunculuktan bahsediyoruz. Söyleyeyim, en kolay oyunculuktur bana göre. Çünkü jön tiplerin renkleri çok fazla değildir. Dediğiniz gibi çizgisi çok belli. Yakışıklı, duygusal bakan adam. Ama içinde farklı gelgitler olan roller ilgilendiriyor beni. "Çocuklar Duymasınöda jön oynamıyorum. Oysa bunca zaman dizilerde jön Türk Süleyman oynadım, doğru. En geceyarısı sesimle konuştum. Ama "Çocuklar Duymasınöda sesimi, Türkçemi ve fiziğimi deforme ediyorum. Göbeğimi çıkarıyorum. Geğiriyorum. Bunlar bir oyuncunun paletinde olması gereken renkler.
Bir an için bile olsa ‘partnerim eski bir manken’ tereddütü yaşadınız mı?Bu tereddütlerimi birkaç sene önce geride bıraktım. Oyunculuk kimsenin tekelinde olan bir meslek değil. Oyunculuk yaparken mesleğe son derece saygılı, öğrenme isteğiyle hareket eden insanlar var. Pınar Altuğ da bunların başında geliyor. Harika bir partner. Yaptığımız iş bir ekip işi. Kimse tek başına iyi olmuyor. Çok iyi pasörlerim var. Özgür Ozan benim için çok önemli bir insan. Bizim ‘layt erkek’ - ‘taş fırın erkeği’ atışmalarımız hep doruk noktalara çıkıyor. Yönetmenimiz Raşit Çelikezer, senaristimiz Birol Güven işlerinde çok iyi. Projemizde zayıf halka yok.
Meltem’le Haluk’un evliliği niye zaman zaman krize giriyor?Bunlar aslında her evde yaşanan şeyler. Dizide karşımızda görüyoruz o kadar. 15 yıllık evliler. Belli bir rutine girmişler. Belli sıkıntılar, ilgisizlikler var. Erkek artık kadına seni seviyorum demiyor, özen göstermiyor ve bu da kadını incitiyor, çatışmaya sebep oluyor. Ama hala birbirlerini çok seviyorlar.
Ama kastre edilmiş bir aşk galiba zira öpüştüklerini, birbirlerine dokunduklarını bile görmedik.Adam sevmiyor böyle şeyleri! Ağır ol molla sansınlar zihniyetiyle hareket ediyor. Yıllarca biz de böyle görmedik mi? Delikanlılık diye bir şey vardır Türkçe’de.
Yani ahlaki bir kaygıyla değil, örnekler bu şekilde yaşadığı için bacı kardeş gibi davranıyorlar.Örnekler böyle yaşıyor ama çocukların da çok fazla seyrettiği bir dizide öpüşme sahnesini zaten yapamazsınız. Cinsellik içeren bir şeyin altını çizemezsiniz. Dizide üstü kapalı da olsa belli mesajlar veriliyor. Etkisi de arttı giderek, çünkü yaptığımız ya da söylediğimiz her şey olay olmaya başladı. Bu da ekibe sorumluluk yüklüyor tabii. Televizyon izlemeyen bir kitleyi bile ekran başına oturttu bu dizi.
Reklam filmlerindeki hijyene inat, her şey var.Ekonomik sorunlardan, aile içi meselelere kadar her şey yansıyor. Yalan
dünya yok bizde. Her şeyiyle Türk bir dizi. Ama işte iyi bir şey yaptın mı bin türlü polemikle üzerine gelmeye başlıyorlar. Magazin basını hafiye gibi peşine takılıyor. Bizler magazin basının yarattığı starlar değiliz. Bilmem nerden bir mankenle çıkarken gündeme gelmedim. Yaptığı işle adını duyurmuş biriyim. Beni en çok tatmin eden şey de bu.