Kültür Sanat Kralların kara kutusu: Cellatlar

Kralların kara kutusu: Cellatlar

23.08.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Eylül Sahnesi’nin yeni oyunu “Dimios”, tarihin en eski mesleklerinden olan cellatlığı sorguluyor. Oyun tarihin herhangi bir döneminde yaşamış bir cellatın hikâyesinden çok cellatlığın biçim değiştirmiş olsa da yüzyıllardır devam ediyor oluşunu konu alıyor

Kralların kara kutusu: Cellatlar

Melisa Vardal - Dimios, Antik Yunan’dan günümüze kadar uzanan, kimine göre yasaların sağlayıcısı kimine göre katil ama herkes için lanetlenmiş kabul edilen cellatlığa verilen ad. Tarihin belki de en eski mesleklerinden biri Zafer Metin’in yönetmenliğini üstlendiği, Ali Can Karagülmez’in hem yazıp hem oynadığı Eylül Sahnesi’nin “Dimios” oyunuyla tiyatroya taşındı. Oyun, Tiyatrolar Kooperatifi’nin Yaz Buluşmaları kapsamında Anadolu Efes Mavi Sahne’de 19 Ağustos’ta ilk gösterimini yaptı. Yüzyıllardır süregelen cellatlığın farklı coğrafyalarda farklı dönemlerini anlatarak aslında hiçbir şeyin değişmediğini, değişen öldürmek için kullanılan araç gereçler olsa da birilerinin emir verdiğini birilerinin öldürdüğünü birilerinin de bunu izlediğini anlatan oyunda tek kişilik performansıyla Karagülmez seyirciyi düşündürmeyi başarıyor.

Haberin Devamı

“Onlar iyi, ben kötü”

Karagülmez’in canlandırdığı Dimios kendini anlatmaya başlarken önce saygı kavramını irdelemeyi tercih ediyor çünkü kimsenin saygı göstermediği bir meslek onunki. Diyor ki “Herkesin birbirinden beklediği ama kimsenin uygulamadığı bir şey saygı”. Kendilerinin halk tarafından lanetlenmiş sayılmasından, çocuklarının okullara alınmamasından, paralarının kirli olduğu gerekçesiyle evlerinin hatta mezarlarınının bile şehirden uzakta olduğundan ama işleri düştüğünde kapılarını çalmaktan imtina etmeyen halktan şikâyet ediyor. Kendini emir kulu olarak tanıtıyor cellat ama halka olan bu sitemi haklı yönleri barındırsa da haksız yere öldürülen onca insanın vebalini “emir kuluyum” deyip üzerinden atmak ne kadar doğru sorusunu ortaya atıp seyirciyi bu sorgulamaya ortak ediyor.

Haberin Devamı

“Kral yap der ben yaparım, ben kralın kara kutusuyum” diyor Dimios. O birileri yap deyince sorgulamadan yapıyor ve halk izleyip alkışlıyor, tezahürat ediyor. Dimios isyanını “Kral kötü ben zaten kötüyüm ama halk hep iyi” diyerek dile getiriyor.

Oyunu izlerken bir kez daha yüzleşiyoruz ki sadece alkışlayanlar değil işkenceler, infazlar karşısında susanlar da emri verenler kadar suçlu, emri verenler kadar kötü. Konu tarihin herhangi bir döneminde yaşamış bir cellatın hikâyesinden çok daha fazlası çünkü konu cellatlığın biçim değiştirmiş olsa da yüzyıllardır devam ediyor oluşu. Bir başka deyişle asıl sorgulanması gereken cellatlara gerek duyan düzen koruyucuları ve bu düzene boyun eğen halk.