Kültür Sanat'Liseliler de Tevfik Fikret okuyabilsin istedim’

'Liseliler de Tevfik Fikret okuyabilsin istedim’

10.03.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

Refik Durbaş’ın hazırladığı “Tevfik Fikret / Hayatı ve Şiirleri” kitabı, Tevfik Fikret şiirlerini sade bir Türkçeyle sunuyor okurlara. Durbaş, 'Öğrenciler de Tevfik Fikret okuyabilsin istedim’ diyor

Liseliler de Tevfik Fikret okuyabilsin istedim’

Miraç Zeynep Özkartal

Haberin Devamı

“Sarmış yine âfâkını bir dûd-ı muannid, / Bir zulmet-i beyzâ ki peyâpey mütezâyid” diye başlar Tevfik Fikret’in İstanbul’u anlattığı “Sis” şiiri. Türk şiirinin en ünlü eserlerinden biri olan “Sis”, şairin Yahya Kemal ile atışmasına neden olmuş, bu nedenle de edebiyatla biraz olsun ilgisi olan herkesin hafızasına kazınmıştır. Ama bu şiiri orijinal diliyle sözlüksüz okuyup anlamak neredeyse imkânsız. Refik Durbaş’ın Kırmızı Yayınları tarafından yayımlanan “Tevfik Fikret / Hayatı ve Şiirleri” kitabı, Tevfik Fikret şiirlerini sade bir Türkçeyle sunuyor okurlara. Refik Durbaş’ın tamamını sadeleştirdiği şiirler, böylece daha geniş kitlelerce okunmaya açık hale geliyor.

Yaşamını da anlatıyor
Sözgelimi, yukarıdaki dize “Sarmış ufuklarını senin gene inatçı bir duman, / Beyaz bir karanlık ki, gittikçe artan” şeklinde sunuluyor Durbaş’ın kitabında. Durbaş, “Lise öğrencileri de Tevfik Fikret okuyabilsin istedim” diyor ve ekliyor:
“İstedim ki yaptığım çalışma hem Fikret’in üslûbunu taşısın hem de anlaşılsın. Vezni tutturmanın imkânı yok tabii.”
Durbaş’ın bir yıl süren bir çalışmayla hazırladığı, 637 sayfalık bu kapsamlı kitap, yeni Türk şiirinin kurucularından biri olan Tevfik Fikret’in yaşamına dair bilgiler de veriyor.
1867 yılında İstanbul Kadırga’da doğup 12 yaşındayken annesini kaybedişini, önce öğrenci sonra Türkçe öğretmeni olarak Galatasaray Lisesi yıllarını ve şiirlerine konu ettiği oğlu Haluk’un doğumunu kısa ama vurucu bir şekilde anlatıyor Durbaş.  Tevfik Fikret’in II. Abdülhamit döneminde sürekli saraya jurnallenmesi, birkaç kez tutuklanması, 1901’de, edebiyat dergisine dönüştürüp 5 yıl yönettiği Servet-i Fünun dergisini bırakması da kitapta yer alan ayrıntılardan.  “Kendisi için 'hak bellediği yolda yalnız başına giden bir şair’ demesi de bu yaşadıklarından olsa gerek” diyor Durbaş.
Refik Durbaş, Tevfik Fikret’in kişilik özelliklerini de anlatmış kitabında. Yalnız kalmayı sevmesi, konuk ağırlamaktan pek hoşlanmaması, sorumluluk duygusuna verdiği önemin yanı sıra sofrada çok konuşması, yaz-kış buzlu su içmesi, içki ve sigaradan uzak durması gibi pek bilinmeyen özellikleri de Durbaş’ın anlatımıyla buluşuyor okurla.

'İkinci Yeni’ye yakın
Tevfik Fikret’in şiir serüveni ise henüz Galatasaray Lisesi’nde öğrenciyken, ilk şiiri “Gazel”in Tercüman-ı Hakikat gazetesinde Nazmi mahlasıyla yayımlanmasıyla başlar. Asıl adı Mehmet Tevfik olan şair, Servet-i Fünun’da yazmaya başladıktan sonra Tevfik Fik- ret imzasını kullanacaktır.  Durbaş, Fik- ret’in şiirlerinin Yeni Osmanlıca adlı dil anlayışı nedeniyle halk dilinden uzağa düştüğünü söylüyor. Fikret’in Türk şiirine getirdiği yenilikleri ise 'ulantılı mısra’ (cümlenin öteki mısralarda devam etmesi), şiirin biçimini konusunun belirlemesi ile Divan ve Tanzimat şiirlerinde kullanılmayan noktalama işaretlerine başvurması olarak sıralıyor Durbaş.
Fikret’in şiirinde kullandığı imajların İkinci Yeni şiirine yakın durduğunu belirten Durbaş, “Soyut ve karmaşık imajları olan bir şair. Kullandığı kelimeler ve imajlar çağdaş Türk şiirine çok yakın” diyor. Kitapta, Fikret’in düzyazılarından örnekler ile Ahmet Hamdi Tanpınar, Hüseyin Cahit Yalçın, Halit Ziya Uşaklıgil ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun da aralarında bulunduğu yazarların yazılarından seçilmiş anılar da yer alıyor.

Haberin Devamı

HÂLUK’UN BAYRAMI

(Orijinal)

Baban diyor ki: “Meserret çocukların, yalnız
Çocukların payıdır!  Ey güzel çocuk, dinle;
Fakat sevincinle
Neler düşündürüyorsun, bilir misin?..   Babasız,
Ümitsiz, ne kadar yavrucakların şimdi
Sıyâh-ı mateme benzer terane-î îdi!

Haberin Devamı
Çıkar o süsleri artık, sevindiğin yetişir;
Çıkar, biraz da şu öksüz giyinsin, eğlensin;
Biraz güzellensin.
Şu ru-yı zerd-i sefalet...  Evet meserrettir
Çocukların payı;   lakin sevincinle
Sevinmiyor şu yetim, ağlıyor... Hâluk, dinle!

(Refik Durbaş sadeleştirmesiyle)

Baban diyor ki: “Sevinmek çocukların, yalnız
Çocukların payıdır!  Ey güzel çocuk, dinle;
Fakat sevincinle
Neler düşündürüyorsun, bilir misin?..   Babasız,
Umutsuz, ne kadar yavrucakların şimdi
Matem çığlığına benzer bayram şarkısı!

Çıkar o süsleri artık, sevindiğin yetişir;
Çıkar, biraz da şu öksüz giyinsin, eğlensin;
Biraz güzellensin.
Şu yoksulluktan sararmış yüz...    Evet sevinmektir
Çocukların payı;   ama senin sevincinle
Sevinmiyor şu yetim, ağlıyor... Hâluk, dinle!

KEŞFETYENİ
Görenler babasının kopyası diyor! İşte Can'ın son hali
Görenler babasının kopyası diyor! İşte Can'ın son hali

Cadde | 01.05.2025 - 09:28

Mehmet Aslantuğ’un oğlu Can Aslantuğ babasının boyunu geçti. Son halini görenler babasının gençliği diyor..

Yazarlar