Malumunuz
teknoloji sanatçıyı tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar özgür ve yaratıcı kılıyor. Birkaç yıl öncesine kadar hiçbir müzisyenin hayal bile edemeyeceği olanaklar, bilgisayarlarla evimize kadar girdi. Kafanızdaki mütevazı müziği hayata geçirebilmek için artık ne büyük yatırımlar yapmanız gerekiyor ne de pek çok konservatuvar öğrencisinden duyduğum gibi kraldan fazla kralcı takılıp insanları heyecansız klasik müzik makineleri haline getiren Türk konservatuarlarında ruhunuzu kısmen yitirmeniz. Bu aşamada asıl bilgisayarların ‘ruhsuz’luğundan bahsedecekler için küçük bir tespit yapmakta fayda var. Bir kere bilgisayarınıza ‘ses’ yüklü değilse onunla müzik yapamazsınız. Yani ‘müziği bilgisayar yapıyor’ geyiği baştan hükümsüz. O ‘ses’i bulan, işleyen ve hepsini bir araya getirip ‘kompoze’ eden, insan. Haliyle yıllarca akustik sazlara kilitlenen ve çoğu zaman ‘mükemmel’e ulaşamayan bir müzisyen veya müzikseverin çıkıp da bilgisayar destekli müzik kompozitörlerine ‘kolaya kaçıyorlar’ demesi de sadece onun ‘kaybolan yılları’na ağlaması olsa gerek. Ne var ki teknolojinin tüm olanaklarını, sınırlarını ve sizi nereye nasıl götürebileceğini bilmek, hiçbir teknolojinin yapamayacağı şeylerin neler olduğunu, insana özgü sanatsal yaratıcılığının nerede, ne zaman yeri doldurulamaz bir unsur durumunda karşınıza çıktığının farkında olmak da şart.
Olayın bir de üretim şekillerine karşı doğrudan bir ‘alternatif’ olma özelliği mevcut. Bu alandaki yetkinliğiyle tanınan piyanist - kompozitör Mehmet Okonşar’a göre: "Bugün bir bağımsız müzisyen, eğer teknolojiyi kullanabiliyorsa, büyük yayıncılardan ve bunların getirdiği ekonomik ve sanatsal yaptırımlardan kendini sıyırabilecek, sanatını özgür bir biçimde ortaya çıkarabilecek ve dünyaya dağıtabilecek. Bu devrim aynen Gutenberg’in matbaa makinesinin devrimidir. Batı dünyasında basım makinesinden önce yazılan kitaplar kilisenin kontrolü altında yazılır, bilgiler kilisenin çıkarları doğrultusunda biçimlendirilir ve sınırlı bir kitleye iletilirdi. Gutenberg ile kitap ucuz ve özgür oldu". Okonşar şöyle devam ediyor: "Karşınızda iki seçenek var, birincisi teknolojiyi reddederek daha önce öğrendikleriniz ve alışık olduğunuz yöntem ve araçlarla yetinmek. Diğer seçenek ise zengin bir hayal gücüne sahip olanların korkmadan girebilecekleri bir yol. Bu yol daha zor ve her zaman yeni şeyler öğrenmenizi gerektirecek. Bu yolda mutlaka yanlışlar da yapacaksınız ve bir miktar zaman kaybedeceksiniz, tabii eğer buna ‘zaman kaybetmek’ denirse. Aslında tüm bu zorluklar sonuçta sizi daha etkin, verimli ve yaratıcı bir sanatçı yapacak. Bu program dizisinin sonucunda kazanacağınız en önemli özellik, umarım ki, tam anlamıyla özgür bir sanatçı kimliği olacak".
TRT 2’deki dizi, bilgisayar donanımının müzik açısından en önemli özelliklerinden başlayarak, müzik ve teknolojinin tüm alanlarını (MIDI teknolojisi, Loop’lar, Acid yazılımı, miksaj, modelleme, mastering vs.), bazılarını kısaca da olsa, kapsıyor. Çevik bir bilgisayarı olup müzikle ilgilenen tüm dinleyicilere hitap edecek şekilde tasarımlanan program, eğitici olduğu kadar eğlendirici de. Bazı teorik bilgilerin yanı sıra, programların hemen hepsinde bir beste adım adım oluşturularak ‘uygulamalı’ örnekler veriliyor. Ahmet Özdemir’in yönetmenliğinde hazırlanan dizide anlatılanları ayrıca Okonşar’ın www.okonsar.com adresindeki kişisel sitesinde de bulabiliyorsunuz. ‘Müzik ve Teknoloji’, bilgisayarınızı ve diğer elektronik müzik aletlerini yaratıcılığınıza en iyi hizmet edecek şekilde ele almanızı, onları tüm olanaklarıyla kullanacak şekilde bilgilenmenizi ve sonuçta hayalinizdeki ve hatta hayal bile edemediğiniz müzikleri gerçekleştirmenizi sağlayacak.
ÖzgeçmişMüzik eğitimine Ankara Devlet Konservatuarı’nda başlayan Mehmet Okonşar, çalışmalarını Brüksel Kraliyet Konservatuarı’nda sürdürdü. 1981 yılında ‘Premier Prix’ diplomasını alan Okonşar, aynı yıl ünlü Belçikalı piyanist J.Cl. Vanden Eynden’in solist piyanist yetiştirme amacı ile kurduğu ‘Avrupa Yüksek Müzik Eğitim Merkezi’ne seçilen dört sanatçıdan biri oldu ve 1986 yılında Yüksek Piyano Diplomasını birincilikle aldı. Yurt dışında birçok derece alan Okonşar, Paris, New York, San Francisco, Tokyo, Brüksel, Anvers, Amsterdam, Rotterdam, Roma, Atina, Calgary, Salt LakeCity, Ljubljana (Festival) gibi şehirlerde ve Salle Gaveau, Concertgebouw gibi ünlü konser salonlarında resitaller verdi. Mehmet Okonşar, International Biographical Centre’in hazırladığı, ‘2000 Outstanding Musicians of the 20th Century’ kitabında da yer alıyor.