Kültür Sanat Saklama artık söyle, herkes tüm gerçekleri bilsin!

Saklama artık söyle, herkes tüm gerçekleri bilsin!

14.01.2024 - 07:00 | Son Güncellenme:

Sırlar aileleri korur mu? Gerçekleri öğrenirlerse insanlar mutsuz olurlar diye saklamak işe yarar mı? Ne dersiniz Şems haklı mı: “Düzenim bozulur, hayatım altüst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”

Saklama artık söyle, herkes tüm gerçekleri bilsin

Şermin Yaşar, “Söyleme Bilmesinler” adlı romanında tüm bireyleri mutsuzluktan muzdarip bir ailenin sır perdelerini yok edip onları çıplak gerçekle karşı karşıya bırakıyor. Son yılların en moda kelimesi var ya empati, işte tam da o kelimenin hakkını veriyor. Huysuz gelinin neden hiç gülmediğini, çocuklarını çok seven babanın onların başını okşayamamasının sebebini, birbirine delice âşık çiftin evlerinin kapısını kapayınca nasıl kaçıştıklarını anlatıyor. Roman, her kahramanın ‘öteki’ hikâyesini göstererek Gülseren Budayıcıoğlu’yla hayatımıza giren “Doğduğun ev kaderindir” tespitini doğrularken bir hamleyle ‘kader’in değişebileceğini ispat ediyor. Kitapta üç kardeş var: Emin, Ethem ve Ekrem. Onların eşleri ve elbette babaları Kâzım ile merhume anneleri Mürüvvet. Ethem ile Ekrem anneleri tarafından sevilmemekten, Emin ise çok sevilmekten yakınıyor hep. Anne tüm çocuklarının hayatını “Hakkımı helal etmem” formülüyle kendi istediği şekle sokmuş. Ama aslında hepsine içinde çıkılması imkânsız bir hapishane inşa etmiş. Ve bir gün kapılar açılıyor... “Söyleme Bilmesinler”, Yaşar’ın her zamanki gibi akıcı ve sürükleyici dilini kullandığı bir roman. Ve gerçekçi, içten ve samimi bir aile yüzleşmesi.