13.08.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
BATI'NIN BİZE BAKIŞI DEĞİŞTİ Mİ? Emekli büyükelçi ve akademisyen Taner Baytok tarafından İngiliz belgelerine dayanarak hazırlanan "İngiliz Belgeleriyle Sevr'den Lozan'a - Dünden Bugüne Değişen Ne Var?" adlı kitap, geçmişin gizli kalmış konularına ve bugünün belirsizliklerine ışık tutuyor. Kitap, otuz yıl aradan sonra yeni belgelerle zenginleştirilerek Doğan Kitap tarafından ikinci kez okurla buluşturuluyor. Sanayi Devrimi'nden 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar dünya politikalarının şekillenmesinde en önemli güç İngiltere oldu. Kuşkusuz I. Dünya Savaşı süresince de en önemli güç olarak savaşın kaderini belirledi. İngiltere'nin I. Dünya Savaşı ve ardından Türk Kurtuluş Savaşı'ndaki bu konumu, dönemin tarihi olaylarının değerlendirilmesinde İngiliz belgelerinin önemini bir kat daha artırıyor. 'Sevr'den Lozan'a' ve 'dünden bugüne' örüntüleri, paradoksal bir süreci ifade ediyor, kitabın ana kurgusunu bu paradoks oluşturuyor. Sevr'e kadar devam eden süreç, Osmanlı'nın yokolmasına vesile olan I. Dünya Savaşı'na girme kararıyla başlar. İngiltere Başbakanı bu kararın ardından "Osmanlı Devleti kılıcını çekmiştir, kılıçla yok edilecektir" sözüyle savaşın manifestosunu açıklar. Savaş süresince de yok edilecek bu devleti paylaşma pazarlıkları sürdürülecektir. Ve sonuç bilindiği gibi olur: Osmanlı Devleti ve yandaşları yenilir. Bir taraftan işgaller başlarken diğer taraftan da paylaşma pazarlıkları kızışır. Sevr'e kadar Paris Barış Konferansı, I. Londra Konferansı ve San Remo gibi birçok konferans düzenlenir. Bunların ortak paydalarına bakıldığında ısrarla ele alınan konuların şunlar olduğu görülür: İşgal alanları, İstanbul ve Boğazlar, Ermeniler ve Ermenistan devletinin kuruluşu, Musul-Kerkük ya da Kürdistan.Sevr'e gelindiğinde ise bütün memnuniyetsizliğe rağmen paylaşım tamamlanmış ve yüzyıllardır batılılaşmaya çalışan Osmanlı'ya karşı Batı'nın tutumu resmen bildirilmiştir. Bu arada Anadolu'da işgallere karşı başlayan direnişler, Lozan'a giden yolun ilk adımlarını oluşturur. Uzun süren savaşlar ve verilen politik mücadelelerin ardından Sevr'e karşı Lozan'ı; yenilgiye karşı zaferi dayatan bir milletin destanı yazılır. Gerçekten Lozan Antlaşması, I. Dünya Savaşı'ndan sonra yenik devletlerden birinin galip devletlerle eşitlik içinde ve kendi şartlarını kabul ettirerek imzaladığı tek antlaşmadır. Sevr'e karşı Lozan I. Dünya Savaşı ile başlayıp Kurtuluş Savaşı ile noktalanan, Sevr ile başlayıp Lozan'da tamamlanan 'dün', bırakıldığı yerde kaldı mı acaba? Her şeyin eskisinden hızlı değiştiği günümüzde 'bugün', ne kadar 'dün'ün utkusu içerisinde? Büyük bir tutku haline dönüşen Avrupa Birliği'ne girme girişimleri, Osmanlı'nın batılılaşma girişimlerinden ne kadar farklı? Buna karşılık Avrupa'nın Türkiye'ye bakışında dünden bugüne değişen bir şey var mı? Avrupa Birliği Uyum Yasaları, Sevr'den ne kadar farklı? Monologlar sanrılara dönüşme olasılığını içerdikleri için çoğu kez tehlikelidir. Sağlıklı kararlar verebilmek başka sesleri de duyabilmeyi gerektirir. Bu, bizim dışımızdakilerin hakkımızda ne düşündüklerini anlamanın en önemli yoludur. İngiliz belgeleri de dışarıdan nasıl algılandığımızı gösteren, çoğu kez irkilten, tedirgin eden bir dış ses olarak karşımızda duruyor. Taner Baytok da bu belgeleri derleyerek 'sesin sesi' olmaya çalışıyor; geçmişi tekrar anlatmanın değil, geçmişte kaldığını düşündüğümüz birçok dayatma ve tehdidin günümüzü nasıl şekillendirdiğini göstermenin çabasını veriyor. Batılılaşan Osmanlı'dan AB'ye