Yeni neslin efsanesi Mad Men

Mad Men (Çılgın adamlar) televizyon dünyasının en önemli etkinliği Emmy Ödülleri’nde
- bu yıl da- en iyi drama dizisi seçildi. Dizi dört yıldır aynı ödülle eve dönüyor. Seneye tekrar kazanırsa rekor kıracak. Ve büyük ihtimalle seneye tekrar kazanacak, çünkü Dallas’tan beri hiçbir dizi bir jenerasyonu böylesine etkilemedi.

Reklam dünyası
Mad Men 1960’lı yılları anlatan bir dönem dizisi. Sinema, uçak ve hatta muayenehane dahil her yerde sigara tüttürülen, erkeklerin öğle saatlerinden itibaren viski içtiği, hamilelerin her ikisini de çekinmeden tükettiği, kadınlar için en ideal mesleğin sekreterlik, en büyük hayalin ev hanımlığı, en büyük kâbusun boşanma olduğu bir dönemi anlatıyor. Dekor, reklamcılığın anavatanı Madison Avenue... Başrolde gizemli ve yakışıklı sanat yönetmeni Don Draper ve aşk hayatı var.

Hem sever hem aldatır
Dizinin vazgeçilmez olmasının ana nedenlerin biri, hiç tereddütsüz dünyalar güzeli karısını çok seven ve fakat aldatan, kadınları tek bir bakışıyla baştan çıkaran ve sonra paçavra gibi kenara atan, tüm bunlara rağmen dönemin alışkanlıklarının aksine çocuklarına asla el kaldırmayan, merhametli ve reklamcılık dünyasında bir deha olan Don Draper...

Seksi ve seksist Draper
Don Draper ofisine gelen bir kadın müşterinin yanından “Hiçbir kadın benle böyle konuşamaz” diyerek kalkacak kadar o dönemin erkeği. Bugünün standartlarında fazlasıyla maço ve seksist. Ama her şeye rağmen seviliyor. People onu defalarca “en seksi erkekler” sıralamasına aldı. Salon.com 2007’de “yaşayan en seksi erkek” seçti. AskMen dergisi ise Don Draper’ı 2009 yılının en etkili erkeği ilan etti. (ABD Başkanı Barack Obama aynı listede ancak üçüncü olabildi.) Fakat 69 ülkede gösterilen diziyi bu kadar popüler yapan şey yalnızca Don Draper değil...

Feminizmin ayak sesleri
Dallas’tan beri hiçbir dizi bir jenerasyonu böylesine etkilemedi. Mad Men bir efsane, çünkü büyükannelerimizin, dedelerimizin genç olduğu yılların dünyasını hiç görmediğimiz gibi anlatıyor. Don Draper’ın eşi Betty evde iki çocuğuyla sürekli onu bekliyor. Farkında bile olmadan feminist olan Peggy Olsen, Draper’ın sekreterliğinden metin yazarlığına yükselirken binbir zorluk yaşıyor. Temizlikçiler daima siyah ve tercihen beyazlarla fazla sohbet etmiyor. Eşcinsel erkekler bunu kendilerine bile itiraf edemiyor.
Dizinin en önemli özelliği ise tarihi olaylara sadık kalarak ilerlemesi... American Airlines uçağının 1 Mart 1962’de 87 yolcusuyla düştüğü gün dizide de aynı olay oluyor. Don Draper’ın çalıştığı Sterling Cooper reklam ajansı, birdenbire bu kazaya bağlı strateji değişikliğine gitmek zorunda kalıyor. Amerikan Gıda ve Sağlık Dairesi’nin sigaranın zararlı olduğuna ve reklamların kısıtlanması gerektiğine karar verdiği dönemde ajans Lucky Strike için yeni kurallara uygun kampanya yapmaya çalışıyor. Ofis elemanları 25 Mayıs 1965’te Muhammed Ali-Sonny Liston maçına gidiyor.
İnsanlar, “Şapka bile giymeyen” John F. Kennedy’nin ABD Başkanı seçilmesine şaşırıyor. Sohbetlerde nükleer bombayla ilgili hayli ciddi korkulardan bahsediliyor. Don Draper’ın bir sevgilisi sayesinde Beat jenerasyonunun nasıl yaşadığına göz atıyoruz. Dördüncü sezona gelindiğinde Vietnam Savaşı artık günlük sohbetlerin bir parçası haline geliyor. Dizi biraz Don Draper’ın hayatı, biraz yan karakterlerin mücadeleleriyle ama arka planda daima tarihi olaylarla ilerliyor. Belki de en önemlisi tüm bunlar Amerikan dizilerinin alışıldık ritminde değil, sakin sakin ve kuvvetli bir oyunculukla ekrana aktarılıyor.

Modayı bile değiştirdi
Mad Men bir jenerasyonu baştan çıkardı dedik... AskMen, “Herkes Don Draper olmak istiyor” diyor. Bazı eleştirmenler dizinin feminist mücadeleyi gündeme getirmesini övüyor ama yeni bir nesil Don ve Betty yetişmesinden korktuklarını söylüyorlar. Hem kadınların hem erkeklerin dizide hayranlıkla izlediği dönem kıyafetleri ise son iki yılın modası oldu. Tüm vitrinlerde Sterling Cooper’ı çekip çeviren, 44 beden ofis yöneticisi Joan Halloway’in daracık elbiselerinin benzerleri var. Ünlü Banana Republic mağazaları bu sezon özel Mad Men koleksiyonu hazırladı. İngiliz Estetik Cerrahları Birliği ise 2009’da en çok Joan Halloway’in büyük göğüslerinin talep gördüğünü söyledi. Daha dün İngiliz gazeteleri Mad Men yayına girdiğinden beri viski satışlarının yüzde 13 arttığını yazıyordu.

2012’de dönüyor
Mad Men’in her bölümü için asistanlar saatlerce dönem gazetelerini okuyor. Los Angeles’ta stüdyoda çekilen dizi için her aksesuvar aylarca aranıp bulunuyor. Giysilerin çoğu vintage oluyor. Dizinin her bülümü yaklaşık 2 milyon dolara mal oluyor. Kısa süre öncesine kadar yapımcılar kanaldan bunun karşılığını bile alamıyordu. İki taraf arasında çıkan anlaşmazlıktan sonra dizi bir yıl mola verdi. Geçen aylarda anlaşma ve Don Draper’ı canlandıran Jon Hamm’in üç yıllık kontrat imzaladığı haberleri dizinin hayranları tarafından bayram gibi kutlandı. Mad Men, Mart 2012’de tekrar ekrana dönüyor. Efsaneyi kaçırmayın...

Dizide January Jones, Don Draper’ın mutsuz eşi Betty Draper’ı canlandırıyor.

“Bugüne kadar hiç âşık olmadın, çünkü aşk diye bir şey yok. Senin aşk dediğin şeyi benim gibi adamlar naylon çorap satmak için icat etti. İnsan tek başına doğar ve tek başına ölür. Dünya ise bu gerçeği unutturmak için başına bir sürü kural yığar. Ama ben asla unutmam. Ben yarın yokmuş gibi yaşarım. Çünkü yarın yok.” Don Draper

Üç kez en iyi aktör seçildi
Mad Men hem ilk başrolünü oynayan Jon Hamm’i (40) hem de küçük bir televizyon kanalı sayılabilecek AMC’yi ihya etti. Jon Hamm, Golden Globe ödüllerinden üç kez en iyi aktör seçildi. 10 yıldır aynı kadınla birlikte olan Hamm, 1995’te Los Angeles’a bir otomobil ve 150 dolarla taşındıktan 12 yıl sonra keşfedildi.