Zeytin ağaçları çocuklara umut

Melisa Vardal- Türkiye’nin değerli birçok müzisyenini tedavi eden Prof. Dr. Eftal Güdemez ve eşi heykeltıraş Damla Güdemez bu defa neşterle değil, doğa ve müzikle ruhları iyileştiriyor. Güdemez çiftinin 2021 yılında başlattığı “Sounds of Paşaköy” bu akşam dinleyici karşısına üçüncü kez çıkacak. Borusan Quartet’in sahne alacağı konserden elde edilecek tüm geliri Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağışlayacak olan çift konser öncesi sorularımızı yanıtladı. Güdemez çifti evlerinin bahçelerinde sürdürdükleri klasik müzik konserleri serisini ilerde Assos Antik Tiyatro’ya taşımayı hedefliyor. 

*2021 yılında başlattığınız “Sounds of Paşaköy” bu yıl üçüncü kez dinleyici karşısına çıkacak. Peki bu projenin temelleri nasıl atıldı, nedir bu projeyle gerçekleştirmek istediğiniz hedef?

Biz 3000 yıllık Assos Antik Kenti’ne çok yakın olan Paşaköy’de yaşıyoruz. Evimizin bahçesinde gözümüz gibi baktığımız zeytin ağaçlarımız var. Bu zeytin ağaçlarının altında dostlarımızla sohbet edip müzik dinlemekten her zaman çok keyif aldık. Bu keyfi daha fazla kişiyle paylaşmak istedik ve ortaya “Sounds of Paşaköy” çıktı. Yani bu projemizin ardındaki ana ilham kaynağımızın zeytin ağaçları olduğunu söyleyebiliriz. Tabii projemizin temelleri yalnızca bunlarla sınırlı değil. Binlerce yıl önce bu coğrafyada yaşayan insanlar, bugün antik tiyatro dediğimiz yerde yine müzik dinleyip doğayla sanatın uyumunu yakalıyordu. Biz de bir gün bu tiyatroda her yıl heyecanla, hevesle beklenen uluslararası bir klasik müzik festivali yapılmasını hayal ettik. Bu hayalimize bir yerlerden başlamak istedik.

*Zeytin ağaçlarının gölgesinden yükselen melodiler pek çok dinleyiciyle buluştu, buluşmaya da devam ediyor. Bu atmosferin dinleyicilerde bıraktığı hisse dair bir izleniminiz var mı?

Müziğin her atmosferdeki hâli bir başka şahane. Klasik salonlar, kapalı alanlar, açık sahnelerdeki her türü bizi hep büyüler. Biz buna yeni bir atmosfer eklemek istedik ve müziği toprakla, zeytin ağaçlarının gölgesiyle, gün batımıyla, hafif bir yaz esintisiyle, cırcır böceklerinin sesi ve uzaktan gelen keçi/koyun çıngıraklarıyla yani bir diğer ifadeyle doğayla birleştirdik. Her sene sayımız giderek artıyor ve ruhu saran, iyileştiren ve rahatlatan, mavi ve yeşilin buluştuğu bu atmosfere şahitlik edenler kendilerini yenilenmiş ve dinlenmiş hissediyorlar.

*Konserleri önümüzdeki yıllarda Assos Antik Tiyatro’da gerçekleştirmek istiyorsunuz. Girişimleriniz var mı?

Evimizin bahçesinde başlayan “Sounds of Paşaköy”ü yıllar sonra Assos Antik Tiyatro’da yüzlerce katılımcıyla görmek bizim en büyük hayalimiz. Her sene giderek büyüyen Sounds of Paşaköy ailemizle yıllar içinde yapılan emeklerin ve kurulan hayallerin sonunda, binlerce yıldır duran taş basamaklara hep beraber oturup sahneye, arkasındaki denize ve Midilli adasına bakıp, batan günün turunculuğunda müziği dinleyecek, görecek ve hissedeceğiz. Bunu düşünmek bile her şeye değer.

*Bu yıl elde edilen gelirle Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağışta bulunacaksınız, yani notalar çocukların hayatlarına dokunacak...

Biz “Sounds of Paşaköy”ün sosyal sorumluluk projelerini merkezine aldığı bir etkinlik olmasını istiyoruz. Geçen yıl davetlilerimizle birlikte TEMA’ya fidan bağışında bulunduk. Bu seneki projemizi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile birlikte oluşturduk. Konserimize gelen katılımcılarımızla birlikte birtakım imkânsızlıklar nedeniyle eğitimine devam edemeyen çocuklarımızın geleceğini iyileştirmeye katkıda bulunacağız. Etkinliğimizle onların hayatlarına dokunmanın anlamı bizler için paha biçilmez.