Milliyet Executive Kadınları dinleyin, ‘büyük resmi’ görün

Kadınları dinleyin, ‘büyük resmi’ görün

03.02.2022 - 09:10 | Son Güncellenme:

Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi Başkanı Selen Zorlu Melik: “Kadınların karşılaştığı zorlukları sadece iş hayatına indirgemek büyük resmi görmemizi engeller. Bu meseleye toplumsal cinsiyet eşitliği lensinden bakmamız gerekiyor. Bunun için de kadınları, hayatın her alanında daha fazla dinlemeliyiz”

Kadınları dinleyin, ‘büyük resmi’ görün

AYLİN RANA AYDİN

Haberin Devamı

Kadınların karşılaştığı zorlukları yalnızca iş hayatına indirgemek ‘büyük resmi’ görmeyi engelleyebiliyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği ile daha iyi bir gelecek inşa etmenin yollarını Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi Başkanı Selen Zorlu Melik ile konuştuk.

-Kadınların iş yaşamındaki zorlukları salgın döneminde katlandı. Bu zorlukların önüne nasıl geçilebilir?

Kadınların hayatın her alanında, özellikle de kayıt dışı ekonomide, ev içinde yoğun emekle çalıştığını biliyoruz. Küresel salgınla birlikte bu yük gözle görülür biçimde arttı. Evde geçirilen süre artarken uzaktan çalışma düzeniyle de ev işleri ve çocuk - yaşlı bakım dahil birçok işi kadınlar üstlendi. Birleşmiş Milletler Türkiye ekibi tarafından hazırlanan Cinsiyete Duyarlı Kovid-19 Yönetimi Araştırması Türkiye’de bu tür işleri salgın döneminde kadınların erkeklere kıyasla beş kat daha fazla üstlendiğini gösteriyor. Kadınlar bu süreçte iş - yaşam dengesini sağlamakta gerçekten zorlandı. Deloitte tarafından dokuz ülkede, kariyerlerinde farklı seviyelerde yaklaşık 400 kadınla, salgının çalışan kadınlar üzerindeki etkisini anlamak üzere gerçekleştirilen bir araştırma da yine bunu doğruluyor. Araştırmaya katılan kadınların yaklaşık yüzde 82’si salgın sebebiyle hayatlarının olumsuz etkilendiğini söylüyor. Bu kadınların yaklaşık yüzde 70’i ise kariyer gelişimlerinin radikal şekilde sekteye uğramasından korkuyor. Temel sorun, ev ve bakım sorumluluklarının artması olarak öne çıksa da bu yönde sorumlulukları olmayan kadınların da şikâyetlerinin arttığını her daim ‘erişilebilir’ olma ihtiyacı hissettiklerini ve bu durumun ruh ve beden sağlıklarını, ev ve bakım sorumlulukları olanlara göre daha olumsuz etkilendiğini ifade ettiklerini görüyoruz.

Haberin Devamı

Görünmez engeller

Bu dönemde kadınların daha da artan kariyer endişeleri olduğu yönünde veriler karşımıza çıkıyor ve kariyerlerinde ilerlemek isteyen kadınların görünür engellerin yanı sıra ‘görünmez engellerle’ karşılaştığını da gözlemliyoruz. Bu engellerin başında iş - yaşam dengesine gereken özenin gösterilmemesi, eşitlikçi ve kapsayıcı yaklaşımların eksikliği, dışlayıcı uygulamalar, ücret adaletsizlikleri, cam tavanlar, zayıf şirket kültürleri gibi birçok sorun sıralanabilir.

Haberin Devamı

Anlık çözüm yerine...

Kadınların karşılaştığı zorlukları sadece iş hayatına indirgemek büyük resmi görmemizi engeller. Bu meseleye toplumsal cinsiyet eşitliği lensinden daha geniş bir perspektifte bakmamız ve buna göre çözümler üretmemiz gerekiyor. Bunun için de kadınları, hayatın her alanında daha fazla dinlemek ve kapalı kapılar ardında çözüm üretmek yerine, kadınların deneyimlerine odaklanarak, katılımcı bir yapıyla onlarla birlikte bütüncül çözümler üretmeye odaklanmalıyız. Tüm dünyada kadınların uğradığı ayrımcılık, toplumsal ve ekonomik olarak kritik sorunlara sebep oluyor; anlık çözümlerden ziyade, herkesin elini taşın altına koyduğu, sistem temelli bir dönüşüme ihtiyaç var.

Kadınları dinleyin, ‘büyük resmi’ görün

-Toplumsal cinsiyet eşitliği için hangi acil adımlar atılmalı ve bu eşitliğin sağlanmasının Türkiye’ye en olumlu etkileri neler olur?

Haberin Devamı

Toplumsal cinsiyet eşitliği daha gelişmiş, müreffeh bir toplum ve sürdürülebilir bir gelecek için en temel koşul. Bu eşitliği sağlayamadığımızda daha iyi bir gelecek inşa etmemiz mümkün değil. Bunun için daha önce de ifade ettiğim gibi 360 derecelik, sistem temelli bir dönüşüm gerekiyor. Öncelikle dilimizi, söylemlerimizi değiştirmemiz gerekiyor. Her şey dilde başlıyor. Öte yandan kadınların iş hayatı başta olmak üzere hayatın her alanında daha fazla ve aktif katılımcı olarak yer alması öncelikli bir konu. Örneğin PwC’nin 33 OECD ülkesinde kadınların ekonomik olarak güçlenmesinin incelendiği ‘Çalışma Hayatında Kadınlar Endeksi’ne göre OECD ülkelerinin kadın istihdam oranında İsveç’i yakalamaları durumunda, gayri safi yurt içi hasılaları 6 trilyon doların üzerinde artabilir. Türkiye’de ise kadınların iş gücüne katılımının artmasıyla 2025 yılında gayri safi yurt içi hasılada yaklaşık yüzde 20 artış sağlanabileceği öngörülüyor. Nüfusun yarısını sistemin dışında tuttuğumuz senaryoda potansiyelini tam anlamıyla kullanamayan bir toplum yaratırken, daha adil, eşit ve iyi bir geleceğe ulaşmamız her geçen gün zorlaşıyor.

Haberin Devamı

Eşitlik için dil çok önemli

Kadınların iş hayatına katılımının da ötesinde karar mekanizmalarında yer alması, şirketlerin tüm paydaşları için yeni olanaklar sağlıyor. Yapılan araştırmalar çeşitlilik temelli oluşturulan yönetim kadrolarının daha fazla inovatif çözümler geliştirebildiğini ve şirkete ortalama yüzde 19 daha fazla finansal dönüş getirdiğini ortaya koyuyor.

-Zorlu Holding olarak cinsiyet eşitliği konusunda ne tür çalışmalarınız bulunuyor? Bu çalışmalarınız hangi sorunlara, nasıl çözümler üretti?

Eşit Bi’Hayat ismini verdiğimiz toplumsal cinsiyet eşitliği yaklaşımımız doğrultusunda, daha kapsayıcı ve eşitlikçi bir kurum kültürü oluşturmak için çalışıyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin kurum politikası haline getirilmesine önem veriyor, şirketlerimizde tüm insan kaynakları süreçlerimizi buna uygun olarak yürütüyoruz. Eşit Bi’Hayat stratejimiz doğrultusunda bu yıl Zorlu Grubu’ndaki çalışma arkadaşlarımızın zorunlu eğitimleri arasında yer alacak temel bir toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi yayınlayacağız.

Sözlükte neler var?

Kullandığımız dil, eşitliği sağlamak adına çok önemli bir yere sahip. Kurum olarak, söylemin gücüne ve yarattığı etkiye olan inancımızla, dilimize yerleşmiş cinsiyetçi söylemlerin değişmesi için çalışmalar yapıyoruz. Tüm iletişim kampanyalarımızda, şirket içindeki diyaloglarımızda daha kapsayıcı ve eşit bir dil kullanılmasını önemsiyoruz. Bu kapsamda dilimizi cinsiyetçi söylem ve deyimlerden arındırmak, eşitlik ve kapsayıcılık bakış açısıyla yerine kullanabileceğimiz söylemler sunmak adına, ‘Bazı kelimelerin gölgede kalma zamanı geldi’ diyerek Eşit Bi’Hayat Sözlüğü’nü hayata geçirdik. Bu sözlüğü dileyen herkesin ulaşabileceği şekilde, Akıllı Hayat 2030 web sitemizde erişime açtık. Sözlükte kullanımı yaygın olan cinsiyetçi söylemlere alternatif olarak kullanabileceğimiz kelimeler ve ifadeler yer alıyor. Ayrıca iş ortamında, tüm iç yazışmalarımızda da bu farkındalığı oluşturmak üzere bir söylem kontrol mekanizması oluşturduk ve geçtiğimiz günlerde kullanıma açtık.

Şiddete tolerans yok

-Ev İçi Şiddeti Önleme’ konusunda da adımlarınız var...

Şiddet temel odak alanlarımızdan biri. Zorlu Holding olarak şiddetin herhangi bir türüne karşı tolerans göstermemiz mümkün değil. Özellikle pandemi döneminde şiddetin hem dünyada hem de ülkemizde daha da arttığını gördük. Buna acilen ‘dur’ dememiz gerekiyor. Bu kapsamda, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun TÜSİAD ile iş birliği içinde yürüttüğü, UNFPA ve Sabancı Vakfı tarafından desteklenen İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı (BADV) inisiyatifine katıldık ve buradaki öğrenimlerimizle hazırladığımız ‘Ev İçi Şiddeti Önleme Politikası’nı yayınladık. Bu çerçevede şiddete uğrayan çalışma arkadaşlarımızın hukuki ve psikolojik destek almalarını sağlıyoruz. Bu zor süreçte zamanlarını esnek şekilde kullanmalarını, yarı zamanlı veya uzaktan çalışmalarını sağlıyoruz. Sadece şirket içerisinde değil şirket dışında da atacağımız adımlarla bu konuda farkındalık yaratmamız gerektiğini; daha eşit, şiddetten arınmış bir dünya için bunun çok önemli bir sorumluluk olduğunu düşünüyoruz. Bu anlayışla şiddete yönelik farkındalık oluşturmak, şiddet türlerini anlatmak ve şiddete maruz kalmaları durumunda başvurulabilecek kanallar ile ilgili yol göstermek adına bir kampanya başlattık. Ayrıca şiddetin türlerini, bazı örnekler üzerinden vurguladığımız ‘Sevgi Bu Değil’ mesajlı bir iletişim çalışmasını başlattık.

Kadın yönetici sayısını artırma çalışmaları var

-Kadın yöneticilerin önünü açmak ve yönetimdeki kadın oranını artırmak için neler yapıyorsunuz?

Türkiye’de toplumsal cinsiyet dengesinin şirketlerin karar mekanizmalarında, yönetim kurullarında ve üst yönetimde oluşması için kadın oranının yüzde 30’a yükseltilmesini amaçlayan ‘Yüzde 30 Kulübü’nün Türkiye’de kurulduğu günden beri destekçisiyiz ve kulübün çalışmalarında aktif yer alıyoruz. Yönetim Kurulunda Kadın Derneği’nin de kurumsal destekçileri arasındayız. Ayrıca insan kaynakları süreçlerinde fırsat eşitliğini sağlamak üzere hayata geçirilen KAGİDER Fırsat Eşitliği Modeli (FEM) sertifikamıza paralel tüm insan kaynakları süreçlerimizde bu hassasiyetle ilerliyoruz.

-Zorlu’da kadın çalışan oranınız nedir?

Grup genelinde kadın çalışan oranı yüzde 31 düzeyinde. Üst yönetim tarafında ise bu oran yüzde 22. Ofis çalışanları arasında kadınların oranı yüzde 33, mavi yaka çalışanlarda ise yüzde 30. Diğer taraftan sadece Zorlu Holding çatısı altında çalışan arkadaşlarımıza baktığımızda kadınların oranının yüzde 48, üst yönetimde ise yüzde 37 olduğunu söyleyebilirim.