Mahalle kültürüne uydu ‘startup’ market kurdu

DUYGU ERDOĞAN- Tüketicilerin hız ve pratiklik arayışı giderek artıyor. Günlük ve haftalık ihtiyaçlar için bulunulan konuma yakın tek bir noktadan alışveriş giderek daha çok tercih ediliyor. Metro çatısı altında kurulan bonVeno da bu noktadan hareketle Türkiye’deki büyük talep ile yatırımlarına devam ediyor.

bonVeno Türkiye Genel Müdürü Eda Özkan, İstanbul’un pek çok mahallesine komşu olmayı hedeflediklerini belirtirken, ayrıca büyük şehirlerdeki büyüme ataklarıyla birlikte 5 yıl içinde 1.000’den fazla mağaza ile hizmet alanlarını genişletmeyi planladıklarını söyledi. Eda Özkan perakende sektörü ve yeni yatırımlar hakkındaki sorularımızı yanıtladı...

bonVeno, Metro Türkiye’nin yeni sayılabilecek bir girişimi. Ancak Metro’nun toptancı market kimliğinden farklı bir profil çiziyor. Nasıl bir ihtiyacı karşılıyor?

Bu girişim, global yönetimimizin de karar ve desteğiyle uzun süre öncesinde başlayan araştırma ve fizibilite çalışmaları sonucunda, edindiğimiz içgörüleri karşılayabilmeyi amaçlıyor. Yaptığımız tüketici araştırmalarında karşımıza çıkan en önemli başlıklardan biri, tüketicilerin hız ve pratiklik arayışının giderek artmasıydı. Günlük ve haftalık ihtiyaçlar için, bulunulan konuma yakın tek bir noktadan alışverişin giderek daha çok tercih edilmesi yeni bir konsept ihtiyacını işaret ediyordu.

Alışveriş listesindeki farklı ürün gruplarını farklı noktalardan karşılamak, yoğun yaşanan şehir hayatını daha da yorucu hale getirebiliyor. Bu noktada ürün çeşitliliği, kalite ve tazelik arananlarda öne çıkanlar. Bunun yanında zaman azlığı ve hane halkının küçülmesiyle birlikte evde yemek yapma ekonomisi ile dışarıda çözüm geliştirme ekonomisi arasındaki denge de değişmeye başlıyor. Bu durumda hazır ya da kolay hazırlanabilir yemek ihtiyacını da aynı noktadan gidermek pratik bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor.

Hem her öğün için pratik, tüketime hazır yeme içme çözümlerini hem de Metro’nun kendi markalı ürünlerini de kapsayan geniş market ürünü çeşitlerini tek bir çatı altında toplayan bonVeno mağazalarımızla yeni nesil mağazacılık anlayışını ülkemize getirdik.

bonVeno’nun Metro çatısı altında yurt dışında başka örnekleri var mı? Türkiye’de İstanbul dışına da yayılacak mısınız?

Benzer mağaza konsepti Romanya ve Çekya gibi Avrupa’daki diğer Metro ülkelerinde de hizmet vermeye başladı ancak Bostancı’da açılan mağazamız, dünyada hizmet veren ilk bonVeno olma özelliğini taşıyor. Öte yandan dünyada en hızlı yayılımı gösteren bonVeno ülkesi de Türkiye. Yatırım yapılan ülkeler arasında oldukça önemli bir konumda bulunduğumuzu gururla söylemek isterim.

Türkiye’de ilk aşamada bonVeno mağazalarımızı İstanbul’un farklı ilçelerinde hayata geçiriyoruz. İstanbul’daki büyümemizi sürdürme hedefimiz doğrultusunda 2024 yılı itibarıyla toplam 350 milyon TL yatırım rakamına ulaştık. Bu yıl, İstanbul’un mümkün olan en çok mahallesinde komşu olmayı hedefliyoruz. Ancak yol haritamızda önümüzdeki dönemlerde İstanbul’un ardından diğer büyük şehirlerde de büyümek var. İlk etapta 20 farklı şehirde mağazaları bulunan Metro’nun yer aldığı büyük şehirlerde mağazalaşmayı planlıyoruz. 5 yıl içinde 1.000’den fazla mağaza ile hizmet alanımızın genişlemesini hedefliyoruz.

Son tüketicilere yakın noktalarda yer alarak farklılaşan bonVeno mağazalarıyla hedefimiz yenilikçi yapımızla farklı müşteri gruplarına hitap edebilen bir değer yaratmak. Dinlenme ve oturma alanlarımızda daha fazla tüketicinin lezzetli ve kaliteli yeme-içme çözümlerimizin tadını keyifle çıkarabilmesi için, hızla mağazalaşmaya devam ediyoruz.

İstanbul’da şu ana kadar kaç mağaza açtınız? Çok hızlı büyüdüğünüzü görüyoruz. Siz de kendinizi bir startup’a benzetiyorsunuz...

İlk mağazamızın kapılarını yaklaşık iki yıl önce, 2023’ün haziran ayında Bostancı’da açtık. Bugün ise 25’i Anadolu, 23’ü Avrupa yakasında olmak üzere toplam 48 bonVeno mağazası ile İstanbul’da hizmet veriyoruz.

Hızla büyümemizi sürdürürken, yenilikçi ve girişimci bakış açımızla insan kaynağına çok önem veriyor ve startup mantığı ile çalışıyoruz. Yeniliği teşvik ediyor ve hata yapma korkusu olmadan daha iyi sonuçlar elde etmek için çabalıyoruz. Her çalışanımız stratejimizin paydaşıdır ve ortak hedeflerimizi tutkuyla takip ederiz. Bizim şöyle bir kuralımız var: Kendi alanın dışında da olsa fikrin varsa gel söyle. Senin alanın olsun ya da olmasın, söylemek serbest. Yapmak sorumlusunu bağlar. Çok sesli olmayı önemsiyoruz çünkü fikirler, girişimler böyle ortaya çıkabilir. Sorumlu bellidir ama herkes her konuda öneriyle gelebilir, katkı sağlayabilir. Hızlı bir ekibiz. Toplantı salonlarında çok fazla vakit geçirmek yerine fikir varsa uygulayıp sonucuna bakıyoruz. Pilot uygulamayla deneyelim görelim diyoruz. Oluyor ya da olmuyor ama biz bir ders almış, modelimizi geliştirmiş oluyoruz.

Semtlere göre mağazalarınız farklılaşıyor mu? Her mağazaya bir isim verdiğinizi görüyoruz. Neden böyle?

Her semt, mahalle kendine has özelikler taşıyor. Mahalleli olmak demek, oranın alışkanlıklarına uymak demek. Dolayısıyla ürün gamını da hem metrekareye hem de mahallenin ihtiyaçlarına göre yönetiyoruz. Mahalleye özgü dokunuşlarla her lokasyonda farklı bir deneyim sunmak için çalışıyoruz. Yer alınan her mahallede, o mahallenin kültürüne, dokusuna uyum sağlayan bonVeno’nun örneğin Tuzla mağazası üniversite öğrencilerinin uğrak mekânı, Gayrettepe mağazası tamamen oradaki mahalle kültürüne uygun, Galata mağazası ise yeme içme çözümleriyle öne çıkıyor.

Her mahallenin bonVeno’sunun, o mahalleye özel olması amacımız doğrultusunda her bir mağazaya “Mert’in bonVeno’su”, “Fulya’nın bonVeno’su” örneklerindeki gibi çalışanlarımızdan birinin ismini veriyoruz. Mimarımız Fulya Acıbadem’de oturuyor; Fulya’nın bonVeno’su. Kuru Gıda kategori müdürümüz Nurdan, Gayrettepe’de oturuyor; Nurdan’ın bonVeno’su. Bu uygulama güzel bir ses getirdi. “Benim bonVeno’m ne zaman geliyor?” diye uzun bir listemiz oluştu. Kişiselleştirme hayatımızın her yerinde. Şirket kültürünü yaratırken personelin güler yüzüyle birlikte çalışanların işe katkısı en önemsediğimiz konulardan biri oldu.

Mağazalarda ortalama kaç ürün çeşidi var? Metro markalı ürünler ağırlıkta mı?

Şu an en küçük mağazamız 45, en büyük mağazamız ise 240 metrekare. En küçük mağaza formatı olan 45 metrekarede bile 1.500’e yakın ürün çeşidi sunuyoruz. Mağazalarımızın ortalamasına bakıldığında ise 2.500 ila 3.000 çeşit arasında değişen bir ürün gamımız var.

Temel market ihtiyacı ve yeme içme çözümlerini sunduğumuz bonVeno mağazalarında taze meyve - sebzeden donuk gıdaya çok çeşitli ürünler ve markalar yer alıyor. Metro’nun kendi markalı ürünlerini yürüme mesafesinde ulaşabilecekleri noktalarda bulmayı ve Metro güvencesini günlük ve haftalık alışverişlerinde de görmeyi isteyen müşteriler için de bonVeno mağazaları, keyifli bir çözüm sunuyor. Öyle ki satın alınan her 3 üründen 1’i de Metro markalı.

Kariyer yolunda pusulayı hep kendi içinizde bulun

Kariyer hayatınız nasıl şekillendi? En başa dönseniz neleri farklı yapardınız?

İTÜ Şehir ve Bölge Planlama mezunuyum. İş hayatına bu alanda başladıktan sonra, perakende sektörüne ilk kez DiaSA ile adım attım ve sonrasında CarrefourSA’da devam ettim. 20 yılı aşkın satış & operasyon yönetimi tecrübemin ardından Tchibo Türkiye Yönetim Ekibi’nde yer aldım. Buradan da 3 yıldır çalışmakta olduğum Metro Grubu’na geçtim ve benim için çok değerli olan bonVeno markasını ekibimle beraber hayata geçirdim.

Hem iş dünyasında kadın olmak zor, hem de perakende mağazacılık sektörü uzun saatler çalışmayı gerektiren bir sektör. Haftanın 7 günü, özel günler dahil mağazalar açık, dolayısıyla sahaya her zaman hakim olmalısınız. İşte bu noktada iş hayatı ile sosyal hayat arasındaki dengeyi sağlamak önemli, hele ki çalışan bir anneyseniz kaça bölüneceğinizi şaşırıyorsunuz. Bir de üstüne mükemmeliyetçilik eklenince, her zaman çok daha fazla efor sarfetmek gerekiyor. En başa dönsem, çok daha hedef odaklı, kendi ‘mükemmel’ çıtamı beni daha az yoracak bir seviyeye çekerek çalışırdım.

Kariyer basamaklarını tırmanmaya başlayan yeni kuşakların önündeki başlıca fırsatlar size göre neler?

Dijitalleşmeyi, teknolojik gelişmelerin geldiği noktayı göz önüne aldığımızda yeni neslin bireysel olarak fark yaratabilmesi, geçmişe göre teknik anlamda daha kolay ama bu imkânların da herkesin elinin altındaki bir güç olduğunu unutmamaları gerekiyor. Bu yüzden insan odaklı olmayı kaçırmamak, ayrışmak adına kendi özünden uzaklaşmamak, otantik ve orijinal olmak onları başarıya götürür. Benim onlara tavsiyem farklılıklarını farkındalıkla yaratsınlar. Böylelikle, bütünün içerisinde bir kutup yıldızı gibi parlar, çıktıkları kariyer yolunda pusulalarını hep kendi içlerinde bulurlar.