15.05.2025 - 15:57 | Son Güncellenme:
KPMG'nin 2025 CFO & CIO İşbirliği Araştırması, finansal disiplini inovasyon ihtiyacıyla dengelemeye odaklanan bir CFO profili ortaya koyuyor. Yapay zeka ve teknoloji yatırımları gibi geleneksel olarak CIO'ların liderliğinde olan bir alanda, CFO'ların giderek daha fazla söz sahibi olmaya başladığı bir güç dengesi değişimine tanıklık ediyoruz.
Araştırmaya katılan CFO'ların yüzde 59'u, bu kritik yatırımlarda birincil sorumluluğun kendilerinde olduğunu ifade ediyor. Bu oran, CIO'ların yüzde 61'lik oranıyla neredeyse eşit. Bu durum, daha geniş bir eğilimi yansıtıyor. CFO'lar, özellikle yapay zekanın artık sadece destekleyici bir işlev değil, aynı zamanda temel bir değer yaratma unsuru olduğunun farkına varıyor.
Hizalanmanın anahtarı olmalı
CFO'nun inovasyon masasındaki yeri artık bir seçenek değil, bir zorunluluk. Şirketlerin yüzde 63'ü yıllık bütçelerinin yüzde 20'sinden fazlasını inovasyon ve teknoloji altyapısına ayırıyor. Bu bağlamda, finans liderlerinden yalnızca maliyeti değil, değeri de ölçmeleri bekleniyor.
Elbette bu genişleyen sorumluluk alanı bazı zorlukları da beraberinde getiriyor. CFO'lar ve CIO'lar, teknoloji yatırımlarının ne ölçüde verimli olduğunu değerlendirme konusunda farklı görüşlere sahip. CFO'ların yüzde 39'u, CIO'ların ise yüzde 49'u yatırım geri dönüşünü (ROI) ölçmenin hala tartışmalı bir konu olduğunu söylüyor. Benzer bir ayrışma inovasyon bütçeleri konusunda da göze çarpıyor. CFO'ların üçte biri bu bütçeleri fazla bulurken, CIO'ların neredeyse aynı oranı bu yatırımların yetersiz olduğunu düşünüyor. Bu tablo, CFO'ların teknolojik atılımları iş hedefleriyle uyumlu ve sürdürülebilir kılma sorumluluğunu bir kez daha vurguluyor. Stratejik kararlar, ancak finansal gerçeklikle uyum içinde olduğu sürece kuruma değer katabilir.
Farklı bakış açılarına rağmen araştırmanın ortaya koyduğu en kıymetli bulgulardan biri, iş birliğinin gücü. CFO ve CIO'ların yüzde 92'si aralarındaki ilişkiyi iş birliğine dayalı olarak tanımlıyor. yüzde 93'lük kesim ise yapay zekâ entegrasyonunun bu iş birliğini daha da pekiştirdiğini söylüyor. Bu yakınlaşma, dönüşümün kolektif bir çabayla mümkün olacağını açıkça gösteriyor. Ancak bu noktada önemli bir görev de finans liderlerine düşüyor: Teknolojiyi anlayan, veriyi stratejiye dönüştüren ve şirketi geleceğe hazırlayan bir lider profili çizmek.
Görüş ayrılıkları bir zayıflık değil, dönüşüm için birer fırsat olarak algılanmalı. CFO'lar teknoloji dünyasına daha fazla hâkim oldukça, CIO'lar da finansal karar alma süreçlerini içselleştirdikçe; kurumlar daha sağlam ve sürdürülebilir bir büyüme yolculuğuna çıkabilir.
Daha güçlü CFO-CIO ittifakı önerisi
Finans ve teknoloji liderlerinin iş birliğini daha da derinleştirmek, yalnızca kısa vadeli verimlilik değil, uzun vadeli kurumsal dayanıklılık açısından da kritik. KPMG'nin araştırma bulgularına dayanarak, bu ortaklığı daha etkin kılmak için aşağıdaki adımları önerebiliriz:
* Ortak bir ROI çerçevesi geliştirin: CFO ve CIO'lar, teknoloji yatırımlarının geri dönüşünü ölçmek için yalnızca finansal metriklere değil, stratejik ve operasyonel çıktılara dayalı net bir değerlendirme modeli üzerinde uzlaşmalıdır.
*Bütçelemede şeffaflığı artırın: İki lider arasındaki algı farklarını azaltmak için bütçe süreçlerinde açık iletişim esas olmalıdır. CIO'lar, yatırım kararlarının arkasındaki stratejik gerekçeleri net bir şekilde ortaya koymalı; CFO'lar ise kaynak sınırlamaları ve beklentileri açıkça ifade etmelidir.
*İnovasyon harcamalarında beklentileri hizalayın: İnovasyon bütçelerine dair farklı yaklaşımlar, ortak bir vizyonla giderilebilir. Önceliklerin ve hedeflerin birlikte tanımlanması, daha isabetli ve karşılıklı kabul görmüş bütçe kararlarını beraberinde getirecektir.
*Yapay zekâ yatırımlarında sorumlulukları netleştirin: CFO ve CIO'ların yapay zekâ yatırımlarında sorumluluğu ortak alan olarak gördüğü göz önünde bulundurulduğunda, rollerin ve yetki sınırlarının net bir şekilde tanımlanması; daha tutarlı, hızlı ve uyumlu bir strateji geliştirilmesini sağlayacaktır.
Finansal liderliğin artık sadece hesaplara değil, geleceğe yön verme becerisine dayandığını hep birlikte görüyoruz. Teknoloji ile stratejiyi buluşturan, iş birliğini teşvik eden ve değer üretimini odağına alan CFO'lar, yalnızca bugünü değil, yarının rekabet avantajını da şekillendirecek. Gerçek etki, finansal disiplini stratejik derinlikle birleştirebilen CFO'ların ellerinde yükselecek.