Milliyet Executive Tesadüfen geldi, 26 yılı devirdi

Tesadüfen geldi, 26 yılı devirdi

07.04.2022 - 14:28 | Son Güncellenme:

O, otomotiv dünyasında 26 yılı dolduran bir yönetici... Oysa bu sektörde çalışmak aklından bile geçmemiş... Toyota Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt’a iş hayatından hobilerine kadar sorular yönelttik

Tesadüfen geldi, 26 yılı devirdi

LEVENT KÖPRÜLÜ

Haberin Devamı

Müzik, kitap ve fotoğraf 

Pandemi zamanında müzik videolarınızı paylaşmıştınız sosyal medyada. Müzik sizin için ne anlama geliyor? Müzikten başka zevk alarak uğraştığınız hobileriniz var mı?

Evet, pandeminin ilk dönemlerinde, seyahatlerimizin de iptal olması nedeniyle evde geçirilen zamanları değerlendirmek için uzun zamandır ertelediğimiz hobileri de hatırladık aslında. Müzik benim için sadece bir hobi; o kadar iddialı olduğum bir alan değil. Biraz gitar, biraz bağlama çalabiliyorum. Üniversite zamanında müzik yaptığım arkadaşlarımla birkaç eğlenceli çalışma yapıp internete yüklemiştik. Çok da keyifli olmuştu. Bunun dışında kitap okumak demek istemiyorum çünkü kitap okumak bence hobi değil, bir ihtiyaç. Fotoğraf çekmeyi de çok severim, tiyatro ve sinema izlemeyi de... Gençken uzun yıllar tiyatro yapmıştım. Lisanslı basketbol oynamıştım. Şimdilerde ise bir kısmını yapabiliyorum bu hobilerin maalesef.

Haberin Devamı

Her ne kadar, yıllar yılı kendisini farklı otomotiv markalarının yöneticisi olarak tanımış olsam da, aslında otomotiv sektöründe çalışmak aklından bile geçmemiş dediğine göre. Oysa otomotiv dünyasında 26 yılı dolduran bir yöneticiden bahsediyorum. Farklı fikirleri olan, zeki ama aynı zamanda hoşgörülü bir kişilik... Çok yönlü, sosyal sorumluluk projelerine önem veren, Adana’ya olan sevgisini bu kente bir karnaval hediye ederek gösteren farklı bir insan Ali Haydar Bozkurt. ALJ Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ CEO’su olan Bozkurt’a, iş hayatından hobilerine farklı sorular yönelttik. İşte karşınızda, Ali Haydar Bozkurt:

‘Hiç özgeçmiş yazmadım’

Otomotiv sektörüne girişiniz tesadüf mü, yoksa bilinçli bir tercih miydi?

Gençlik yıllarımda otomotiv sektöründe çalışacağımı hayal etmemiştim. Daha çok sanatla ilgili bir şeyler yaparım diye düşünüyordum. Bununla birlikte şimdiye kadar benim, kâğıda dökülmüş özgeçmiş yazım hiç olmadı, hep beni gelip buldular... Profesyonel iş yaşamımın 6. yılında bir markanın genel müdürü oldum. Henüz 35 yaşındaydım. O zaman sektörümüzdeki en genç genel müdür bendim. Elbette ki şans çok önemli. Ama şans yanınızda belirince, doğru donanımla yakalanmak önemli. Bununla beraber otomotiv sektörünün çok dinamik ve devamlı yeniliklerin olduğu, heyecan verici bir sektör olduğunu da ilave etmeliyim. Bu sektöre girişim tamamen tesadüf eseri gelişti ancak 26 yıldır otomotiv sektöründe çalışmaya devam ediyorum...

Haberin Devamı

“Otomotivci olmasaydım, şu sektörde olmayı isterdim” dediğiniz bir sektör var mı?

Aklımda özel bir sektör yoktu. Öncelikle her zaman mutlu olduğum işlerde çalıştığımı söyleyebilirim. Ancak beyaz yaka olarak çalışmasaydım, sanırım sinema sektöründe olmayı çok isterdim. Film yönetmeni olmak beni son derece mutlu ederdi. Bir de hayatımın bir bölümünde köy öğretmenliği yapmayı çok isterdim. Çocuklar o kadar kıymetli ki... . Öte yandan kendimi bildim bileli aynı anda birden fazla şeyle uğraştım. Basketbol, fotoğraf, tiyatro, müzik gibi... Çünkü böyle mutlu olabiliyorum. Başarılı olmamı da mutluluğuma bağlıyorum diyebilirim. ‘Her zaman başkalarından biraz daha uzağa bakanlar başarılı olmuştur’ görüşü, benim hayat felsefemi oluşturuyor aslında. Mevcutla yetinmemek, hayallerimize daha sıkı sarılmak ve onları gerçekleştirebilmek için her yolu denemek gerektiğine inanırım her zaman...

Haberin Devamı

Biraz da iş konuşalım isterseniz... Sizce “İyi otomobil” tanımı ne zaman değişti? Nelerle ve hangi unsurlarıyla değişti?

Otomotiv sektörü, büyük rekabetin yaşandığı sektörlerin başında geliyor. Yeniliklerin ve insan hayatını kolaylaştırıcı özelliklerin her geçen gün karşımıza çıktığı bu sektörde, araştırma - geliştirme harcamalarına en fazla kaynak ayıran markaların başında geliyoruz... Sektörümüzde elbette birçok kriterin değiştiğini rahatça söyleyebiliriz. Örneğin eskiden ‘sağlamlık ve performans’ gibi konular ön plandaki kriterler iken, şimdi güvenlik özellikleri, çevreci olması, yakıt tüketimi, satış sonrası hizmetlerin kalitesi, ikinci elde değerli olması ve çabuk satılabilmesi gibi konular daha fazla değerlendiriliyor diyebiliriz.

Haberin Devamı

‘Hibrit’ yolu açtı

Pandemiyle tüketici davranışlarının, beklentilerinin değiştiğini biliyoruz. Otomotiv firmaları açısından işler iyice zorlaştı mı?

Öncelikle pandeminin ilk günlerine dönelim isterseniz. Sokağa çıkma yasaklarının başladığı dönemde doğanın çok kısa sürede kendini nasıl yenilediğine hep birlikte şahit olduk. Bu, insanları düşünmeye teşvik etti. Ve bu durum, ulaşım alışkanlıklarına da yansıdı elbette. İnsanlar daha çevreci, doğaya daha az zarar veren araçlara yöneldiler. Bunun yanında ulaşım alışkanlıkları da değişti. İnsanlar toplu taşımadan uzak durmaya, kişisel araçları tercih etmeye başladılar. Henüz tam anlamıyla ‘bitti’ diyemeyeceğimiz salgın döneminin ertesinde, dünyanın uyguladığı sıkı regülasyonların da etkisiyle tüketicilere talep ettikleri çevreci özellikleri taşıyan araçlar sunmak, artık tüm markaların ortak amacı oldu. Toyota olarak öncüsü olduğumuz ve 50 yıl önce geliştirmeye başladığımız ‘devrim’ niteliğindeki hibrit teknolojisi, bir anlamda bu yolu açtı. Salgın süresince ortaya çıktı ki, başta Toyota’nın kendi kendini şarj eden hibrit teknolojisine sahip araçları olmak üzere, bu tip teknolojili modellere, benzin ve dizel araçlara göre daha çok talep geliyor. Bu durum karşısında üretici firmaların pozisyon almaları kaçınılmaz oldu.