Okurlara cevaplar

myalcin@turk.net Soru: Türkiye'deki şarapçılığın -Türk şarapları bir markaya dönmediği sürece- ancak Türkiyeli tüketiciler tarafından desteklenebileceği konusunda haklısınız. Ancak bağlardaki donlar ve kavrulmalar nedeniyle ben halihazırdaki fiyatların gelecek sene daha da yükseleceğini anlıyorum. Ben doğrusu vasat şaraplar olarak gördüğüm DLC serisini her hafta almakta zorlanıyorum. Eğer şu anda verdiğim 16-17 YTL gelecek sene daha da yükselecekse, benim de tüketim alışkanlığımı değiştirmem gerekecek. Kardeşimin ederi 1 avroya harika Fransız şarapları getirebildiğini düşünürsek... Benim aklıma üreticilerin bazı kâr marjını düşürüp -hatta bir miktar zarar etmeyi göze alıp- insanlarda şarap kültürünü geliştirmeyi hedef almalarından başka bir fikir gelmiyor. Sektörde büyükler ve küçükler arasında bir bölünme olduğunu anlıyorum. Ama üreticilerin hatalarını da tüketicilerin ödemesi beklenmemelidir. Cevap: Şarap fiyatlarının yükselmesi yerine, üreticilerin kâr marjlarından fedakârlık etmeleri, bence de "kendi menfaatleri" icabı olacaktır. Soru: Büyük bir marketimizin yaptığı indirimlerde, çok sevdiğimiz Buzbağ şaraplarından aldım. Sepetteki bir sürü 2005 arasından iki adet 2004 bulup aldım. Ancak içtiğimde o taptığım damak tadını bulamadım. Acaba 2004 yerine 2005 mi almalıydım? Halbuki üzerinde yıllandırılabileceği yazıyordu ve eskimiş diye de sevinmiştim. Elimde bir şişe daha var ve yanıtınıza göre 2005 ile değiştirme şansım var. Eski günlerine dönmesi zor Cevap: Bir zamanlar efsane olan Buzbağ, 1994'te Almanların yaptığı yeni tesiste üretilmeye başlandıktan bu yana eski güzelliğinde değil. Zira Alman formülüne göre üretiliyor. Kalitenin gerilemesinin ikinci sebebi de, Tekel'in bölgenin en iyi üzümlerini Doluca ve Kavaklıdere'ye kaptırması. Tekel'i devralan Mey de kaliteyi artırmaya çalışacağına, tanenli üzümlerden yapılan bu buruk şarabı hiç dinlendirmeden piyasaya verip hızla paraya çevirme yolunu seçti. O yüzden, Buzbağ'ın eski günlerine dönebilmesi hayli zor görünüyor. Soru: Bacardi bir rom, değil mi? Ve rom başlı başına viski, rakı, votka gibi bir içki değil mi? Alkol oranı yüzde 75 diye duydum, doğru mudur? Ve son olarak votka gibi kokusuz mudur? Kişilikli bir kokusu var Cevap: Bacardi bir romdur ama farklı damıtım teknikleriyle alkolü çok iyi saflaştırıldığından, "gemici içkisi" tarzı sert bir rom değil, çok hafif ve yumuşak içimli bir romdur. Alkol oranı 40 derece civarındadır, ancak sadece Amerika'da bulunan 75 derecelik kırmızı bantlı bir çeşidi de vardır. Votka gibi kokusuz değildir, şekerkamışından gelen kişilikli bir koku ve tadı vardır. Soru: Tekirdağ'da üretilen Dimitrakopulo şarapları hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu şaraplar çok ucuza satılıyorlar ancak son derece lezzetliler. Özellikle kırmızıları... Düşüncenizi bildirirseniz, sevinirim. Kalite çıtasının altında Cevap: Sözünü ettiğiniz şarapları, köklü bir aile firması olan Osman Latif Aral şarapçılık üretiyor. Firma, temiz şaraplar üretebilen tecrübeli bir kuruluş olmasına rağmen, günümüzde şarapta yükselen kalite çıtasının ne yazık ki biraz altında kaldı. Günlük içime uygun olan şarapları, son yıllarda şarapçılığımızda yükselen kaliteyi pek yansıtmıyor. Aral ailesinin kaliteye dönük yatırımlarını artıracağını ummak istiyorum. Soru: Evimde uzun süreden beri muhafaza ettiğim; 1- Fair Lady A. Subtle Dry Wine kuruluş 1844 Kıbrıs şarabı Etko Ltd. (30 yıllık), 2- Veuve Clicquot 1772-1972 n. m. 3.348.392 şampanya (34 yıllık) içkiler bulunmaktadır. Bunlar değerli midir, değil midir? Eğer değerli ise nasıl değerlendirebiliriz? Yıllanmaya uygun olmalı Cevap: Kıbrıs şarapları, şeri ve komandarya tipi tatlıları hariç, kısa sürede tüketilmesi gereken alçakgönüllü şaraplar. Sizdeki sek şarabın yıllanabileceğini sanmıyorum. Şampanya ise firmanın 200'üncü yılı onuruna çıkarılan bir rezerve benziyor, ancak yine de 34 yıl bir şampanya için çok uzun bir süre. Şarabın yıllandıkça değer kazanması için, öncelikle yıllanmaya uygun kalitede, zengin yapılı bir şarap olması, ikinci olarak da uygun koşullarda saklanması gerekli. Bu şarapları 30 küsur yıl boyunca 13-15 derece sabit sıcaklık ve yüzde 70 oranında nem bulunan koşullarda sakladıysanız, şampanya belki denenebilir. Yine de riskli, satarak değerlendirme imkanınızı pek görmüyorum. Bu eski şişelerden dekoratif amaçla yararlanmanız daha doğru olacaktır. Soru: Sommelier'nin şarabı tatmak için boynunda taşıdığı tasın adı nedir? Şarap kasesi geleneği Cevap: Someliye sıfatını taşıyan şarap garsonlarının boyunlarındaki tasa, "Tasse du Vin" (tasdöven) denir. Ortaçağda cam çok pahalı ve nadir olduğundan, Burgonya'da şarap gümüş taslarla tadılır, tasların girinti ve çıkıntıları sayesinde renk ve görünüm kusurları fark edilirmiş. Şarap kasesi o yıllardan kalma bir gelenek. Soru: Sade bir vatandaş için çok pahalı zevkleri olan bir insanım. Puro ve viskiye olan tutkum her sene daha da artıyor. Ne yazık ki AKP hükümeti döneminde her ikisi de çok pahalı oldu. Yaşım 47. Bundan 15 yıl evvel viski benim için pek anlam ifade etmiyordu. Piyasada ucuz viskiler çıkmaya başlayınca, iyi ile kötüyü ayırt etmeye başladık. Ben damak zevkime güvenirim. Malt viski hastası oldum. Yıllardır Ankara viskisi içerim. Son zamanlarda tat ve aromasını kaybettiğini düşünüyorum. Bilmem yanılıyor muyum? Ankara viskisi sevgili hocam, değerli bilim adamı Prof. Dr. Turgut Yazıcıoğlu tarafından ulusumuza kazandırılmıştı. Bu lezzeti kaybetmeyelim. Hatta daha iyileri de yapılsın. Ulusal değeri ihmal etmeyelim Cevap: Prof. Yazıcıoğlu'nu ben de rahmetle anıyorum. Ne yazık ki gözleminiz doğru, Ankara viskisi eski kalitesinden geride. Rakıya ağırlık veren Mey, umarız bu ulusal değeri de ihmal etmez ve kalitesini artırıcı çalışmalar yapar.