Bir cenaze evi. Ünlü akademisyen Berna Tuna defnedilmiş, yakınları eşi Macit Bey’e taziyeye gelmişler. Gelenler içinde biri var ki, Macit Bey en çok ona seviniyor: İlk eşiyle yaptığı evlilikten doğan kızı İpek. Paris’ten kalkıp gelmiş babasını yalnız bırakmamak için. Berna Tuna’ya öfkeli. Annesini bırakıp başka bir kadına giden babasına da. Mesafeli bir samimiyet içinde. Macit Bey ve Berna Hanım’ın oğlu Alp perişan. Annesinin ölümüyle yıkılmış. Bir de Berna Tuna’nın asistanlığını yapan Feyza var ki, o darmadağın bir durumda.
Geleneksel bir cenaze evi değil burası. Helva filan kavrulmuyor. Dua sesleri duyulmuyor. Mahir Bey’in gittiği musiki cemiyetinin üyeleri Berna Hanım’ın ruhu için şarkılar söylüyor. Varlıklı bir adam olan, büyük bir şirketin sahibi Macit Bey, cenazenin ertesi günü sık sık yaptığı gibi Boğaz’dan denize giriyor. Alp ve Feyza, Berna Tuna’nın manevi mirası için üniversitede onun adına bir oluşumun peşine düşüyorlar ilk günden.
Anlıyoruz ki, ölen evdeki gerçek iktidar sahibi. Zaman zaman bu iktidarı Macit Bey’le de paylaşmış Berna Tuna. Onun ölümüyle birlikte Macit Bey, iktidarı tek başına yaşamak istese de, sözünü dinleyen yok. Bir yanda da İpek gerçeği var. Macit Bey, yıllar sonra gelen kızıyla arasını düzeltme şansının hakkını vermek niyetinde. Babasına “Siz” diye hitap eden, bastırdığı öfkesi yüzünden taşan, sevgiden çok sorumluluk gereği babasıyla vakit geçiren İpek. Macit Bey, bir yandan kızına günah çıkarırken bir yandan da geçmişteki hatalarıyla yüzleşmeye başlıyor. Seksenlerinde geç kalmış bir yüzleşme ve Macit Bey nereden başlayacağını da bilmiyor esasen.
Yeni bir soluk
Zaman içinde Alp ve Feyza’nın yakınlaşmaları, birlikte olmaya karar vermeleri, Feyza’nın Macit Bey’in evinde kalmaya başlaması, rahat davranışları Macit Bey’i sinirlendirmeye başlıyor. Ama gerçek otorite artık hayatta olmadığı için canını sıkan bu düzeni değiştirmeye gücü yetmiyor. Kendisini dört bir yandan kuşatılmış hissediyor. Tek dayanağı evdeki Özbek yardımcı Mohi. Macit Bey’in Berna Tuna’nın kıyafetlerini ona vermek istemesi evde büyük bir kıyamet koparıyor. Alp eşyaları geri alıp Mohi’yi kovuyor. Macit Bey, Mohi’ye destek veriyor. Kızının ikamesi Mohi’ye. Diğer yandan Feyza’nın evin içindeki özel eşyaları karıştırması, üstü örtülü kendini dayatma çabaları Macit Bey’i çileden çıkarıyor.
Bir süre sonra İpek’le yazlık evlerine gidip vakit geçiriyorlar. Ama aralarındaki mesafe o kadar büyük ki, samimi bir baba kız ilişkisini yeniden tesis etmeleri imkânsız gibi. Bir ömrü iş hayatına, sosyal statüsüne adayan, çocuklarına birey olma hakkı vermeyen, hayatta bir kez olsun kendisiyle yüzleşmemiş, içine bakmak istese bile yükseklik korkusuyla sürekli kaçmış, beyaz Türk Macit Bey’in beceriksizliği çok dokunaklı. Eşinin kaybıyla oluşan dağılma sonrası yaşadığı kuşatılma da öyle. Bundan kurtulabilecek mi? Peki Macit Bey’in yıllardır çevresindekilere yaşattığı büyük kuşatmanın hesabı ne olacak?
Bütün bu sorularla hemhâl olacağınız şahane bir ilk film “Büyük Kuşatma”. Bu hafta MUBI’de gösterime girdi. Sinan Kesova’nın yönettiği, senaryosunu Arda Ekşigil ile birlikte kaleme aldığı film, prömiyerini yaptığı 43. İstanbul Film Festivali’nde Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü’nü kazandı. Ayvalık Uluslararası Film Festivali’nde bu yıl kurgu dalında verilen ‘Yeni Bir…’ ödülünün sahibi oldu. 35. Ankara Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Sanat Yönetmeni ve SİYAD En İyi Film ödüllerine layık görüldü.
Sinemaya yeni bir soluk getiren, incelikli ve ‘yaşayan’ bir dille yazılmış senaryosu büyük takdir toplayan, mekânların da başrolleri paylaştığı filmde Macit Bey’i canlandıran Alp Öyken’in tadına doyulmaz oyunculuğu göz kamaştırıyor. Kızını oynayan Dolunay Soysert, o buz gibi ilişkiyi içimize işliyor. Feyza karakterinde Asiye Dinçsoy müthiş bir performans gösteriyor. Anne bağımlısı, babadan yaralı Alp’i Yiğit Sertdemir ete kemiğe büründürüyor.
İlişki kurmakta zorlanan, hayatın merkezine kendini koymuş, o kendiliğin ne olduğunu da bilmeyen bir babanın çok özel hikâyesi “Büyük Kuşatma”. “Macit Bey nasıl kurtulur?” sorusuna, kuşatma metaforu üzerinden sorular sorarak cevap üreten bu filmi izlemenizi çok isterim.
İyi pazarlar.