Şarabın köpüklüsü

Şarabın köpüklüsü
Kaliteli şarapların fiyatları o kadar pahalandı ki, köpüklü şaraplar nispeten ucuz kalmaya başladı... Yılbaşı haricinde de "Şampanya ambiyansı" yaşatacak köpüklü şarapların tadını çıkarmanın vaktidir...
MEHMET YALÇIN

Geçen yıl bir yurtdışı seyahatinden dönerken, havalimanındaki gümrüksüz satış mağazasında adeta bir şok yaşadım. Fransa’nın en tanınmış şampanyaları, birçok yabancı şaraptan daha ucuza satılıyordu. Güzelim kutularda, yaldızlara bürünmüş o koket şişeler, olanca asaletleriyle, zarafetinden ve "yüksek havasından" dolayı kimsenin yanaşıp kur yapamadığı aristokrat leydiler gibi mahzundular. Herkes şarap raflarının önünde 40-50 marklık şarapları kapışıyor, ünlü şampanyalar ise 15-20 marklık fiyatlarına rağmen bile ilgi görmüyorlardı. "Yahu bu fiyata ithal şarap içeceğime, her gün şampanya açarım!" demekten kendimi alamadım ve içki hakkımı o gün şampanya lehinde kullandım.
Gerçi free - shop’larda 20 marklara satılan şampanyalar, iç piyasaya girdiklerinde vergilerle beraber 50, 60 milyon liralara tırmanıyorlar. O yüzden "Türkiye’de şampanya şaraptan ucuz" demek mümkün değil. Ama şampanya kalitesindeki köpüklü şaraplarda bunu söyleyebiliriz... Fransız, İspanyol ve İtalyan köpüklü şarapları, bir şişe yerli Kalecik Karası şarabı fiyatına satılıyor. Hatta hipermarketlerin şarap reyonlarında daha bile ucuzlarını bulmak mümkün. Türkiye’nin tek tabii köpüklü şarabı Kavaklıdere Altınköpük de, şampanyaya yakın kalitesiyle 13 milyon lira gibi makul bir fiyatta. Kısacası, kaliteli şaraplara on milyon lira civarında fiyatları göze çıkaran şarapseverler için, köpüklü şarap eskisi kadar ulaşılmaz değil. Tek eksik, köpüklü şarap kültürümüzün zayıflığı... Barlarda, restoranlarda köpüklü şarap açtırmanın hâlâ "hacıağaların gösteriş budalalığı" imajına sahip olması...

Şarapların en zarifi
Şampanya ve iyi köpüklü şaraplar, şarapların en zarifleri, en "ince"leri aslında... Zira bunlar, asit oranı yüksek şaraplar veren, aromatik üzümlerden yapılıyorlar. Çoğu hoş bir taze üzüm kokusuna sahip bulunuyor, daha güçlü karakterdekilerin tadı ise kızarmış ekmek, bisküvi gibi çağrışımlar hissettiriyor. Ama hepsi de her halükârda kolay içilmesi hedeflenerek hazırlanmış şaraplar...
Şampanya metodunda yüksek asitli şaraplar şişe içinde ikinci kez mayalanıyor ve köpük üretiyorlar. Mayaları boşaltılıp içlerine arzuya göre değişen oranlarda şeker eklenerek yeniden tıpalanıyor ve dinlendirildikten sonra satılıyorlar. İkinci bir doğal köpüklü şarap metodu, çelik tanktaki şarabı doğal mayayla köpüren hale getirmek ve öyle şişelemek. Bu iki kategoride belirli bir kalite yakalanıyor, köpük kadehte kalıcı oluyor.
Suni köpüklü şarap ise, şarapseverler arasında pek tavsiye edilmiyor. Şaraba karbondioksit gazı eklenmesiyle yapılan bu bol köpüklü şaraplar, daha ziyade kalabalık ofis partilerinde maliyeti düşük tutmak için tercih ediliyor.
"Bazıları şaraptan bile ucuz" dediğimiz ve ne yazık ki ancak yılbaşından yılbaşına hatırladığımız doğal köpüklü şaraplar, şu sıcak yaz günlerinde iyi bir aperitif olabilirler.

Köpüklüleri ihmal etmeyin
Yemekten sonra da meyveler ve hafif pastalar eşliğinde açılabilirler. Kafe ve barlarımız tutucu olmasalar, aslında makûl fiyatlara oralarda bile kadehle ısmarlanıp yudumlanabilirler.
Tamam, son yıllarda şarap (özellikle de güçlü kırmızı şaraplar) müthiş bir ilgi görüyor, itibar kazanıyor. Bir şişe taze şaraba, bir şişe 12 yıllık viskiden bile yüksek fiyatlar ödeyenler çıkıyor. Tamam, gün şarabın günü... Ama bir zamanlar kadınların ayakkabılarından içilen, içine inci taneleri atılan köpüklüler de, bu kadar ihmal edilmeyi, bu kadar unutulmayı hak etmiyorlar doğrusu...




PAZAR