PazarYeni dönem Türk filmleri

Yeni dönem Türk filmleri

16.07.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Türkiye’de sinema 12 Eylül sarsıntısını 20 yıl sonra üzerinden atıyor. Krize rağmen yeni sezon için pek çok film çekiliyor. Çekimleri biten ve süren filmlerin setlerine konuk olduk. Gençler-ustalar, reklamcılar-tiyatrocular omuz omuza Türk sinemasına yeni bir yön veriyor

Yeni dönem Türk filmleri

Yeni dönem Türk filmleri

Türkiye’de sinema 12 Eylül sarsıntısını 20 yıl sonra üzerinden atıyor. Krize rağmen yeni sezon için pek çok film çekiliyor. Çekimleri biten ve süren filmlerin setlerine konuk olduk. Gençler-ustalar, reklamcılar-tiyatrocular omuz omuza Türk sinemasına yeni bir yön veriyor

ALİN TAŞÇIYAN

Sinemamızdaki hareketliliği, yeni projeleri daha önce duyurduk. Sıra geldi set set dolaşmaya. Motor diyen filmleri yerinde görmeye. Türk sineması, daha doğru bir deyişle Türkiye’de sinema, yerkabuğu gibi sarsıla sarsıla biçim alıyor. Seksen sonrası hem siyasi hem ekonomik nedenlerle sekteye uğrayan sinemanın kendini toplaması yirmi yıl sürdü. Arada yapılan gerçekten iyi filmler, salon yokluğunda kaynadı gitti. Doksanların ikinci yarısında İstanbul Film Festivali mezunu sinemacılar ilk yapıtlarını verdi. Uluslararası festivallerden ödüllerle döndüler. 1998-99 sezonunda altı iyi filmle gözlerimizi yuvalarından uğrarken bir yandan da bir star, iki manken, şişirilmiş bütçe ve etik dışı promosyon taktikleriyle kitleyi gıdıklayan yapımlara tanık olduk. Ancak darbe ve muhtıralardan daha sık meydana gelen krizler magazinin ‘forever’ olmadığını gösterdi.

Oyuncunun ismi değil rolü önem kazandı
Yeni oluşumun en belirgin özelliği projelerin "makul" oluşu. Öyküleri içten, kişisel hatta çoğu kez özyaşamöykülerine dayanıyor. Senaryolar titizlikle yazılıyor. Oyuncu seçimi ve yönetimine olağanüstü önem veriliyor. İsme değil role uygunluğa bakılıyor. Usta oyuncular da bu durumdan memnun kalıyor.
Bütçeler olabildiğince küçük tutuluyor. Zaten senaryolar da fazla masraf gerektirmeyen türden. İnsan malzemesini değerlendiren öyküler anlatıyor. Bu yüzden de ‘kriz’e rağmen film çekilebiliyor. Ancak gerek basının gerek izleyici kitlesinin milyon dolarlık filmler yanında kıt kanaat gerçekleştirilen filmlere ilgisizliği Nasreddin Hoca’ya "Ye kürküm ye!" dedirten gösteriş budalası zihniyetten mustarip. Bu yüzden çoğu yönetmen-yapımcı doğrudan rakam vermekten kaçınıyor. 11 ulusal ödüllü "Dar Alanda Kısa Paslaşmalar"ı yeterli gişe hasılatı yapamayan Serdar Akar’ın "Maruf" adlı yeni projesinin bütçesinin "3 milyon dolar" olduğunu okuduysanız şaşırmayın: Israrlı sorular yüzünden sabrı taşan yönetmen şaka yapmış! Yeni Sinemacılar grubu filmi kendi olanakları ve başrol oyuncuları Meltem Cumbul’un katkısıyla çekecek.

Starsız projeler
"Eşkıya" ve "Her Şey Çok Güzel Olacak"ın yapımcısı Filma Cass, Barış Pirhasan’ın starsız "O da Beni Seviyor"unu gerçekleştiriyor. İFR-İstisnai Filmler ve Reklamcılık, "Güneşe Yolculukötan sonra Semir Aslanyürek’in ikinci filmi "Şellale" ve kısa filmci Ahmet Uluçay’ın ilk uzun metrajlı çalışması "Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak"ın yapımcılığını üstlendi. Ümit Ünal, ilk uzun metrajlı filmi "9"un finansamanını görüntü yönetmenleri Aydın Sarıoğlu ve Haluk Bener ile paylaşıyor. Zeki Demirkubuz, yeni bitirdiği "Yazgı" ve yakında başlayacağı "İtiraf" için önceki filmlerinden kazandığı ödül paralarına Kültür Bakanlığı’nın mütevazı yardımını eklemekle yetindi. Tayfun Pirselimoğlu’nun "Hiçbir Yerde" adlı ilk uzun metrajlı filminin yapımcısı, Kutluğ Ataman’ın "Lola and Bilidıkid"inin ortak yapımcısı Zeynep Özbatur olacak. Mezopotamya Kültür Merkezi Sinema Birimi, başarılı kısa metraj filmleri sayesinde bir uzun metraj gerçekleştirdi. Hubert Bals fonunun post prodüksiyon desteğini alan ve video çekilen "Fotoğraf" Rotterdam Film Festivali’nde gösterildi, 35mm. baskısı birkaç hafta önce tamamlandı. Yurt dışına giden Türkiyeli yönetmenlerin de başarılarına tanık oluyoruz. Kutluğ Ataman ve Ferzan Özpetek’ten sonra sıra Aslı Özge’de. Berlin’de felsefe öğrenimi gören Özge, "Capital C" adlı kısa filmiyle geçen yıl Türkiye’de birçok ödül kazandı. Almanya’da çeşitli sponsorların ve Alman Sinema TV Akademisi’nin desteğiyle "Biraz Nisan"ı çekti.
Olabildiğince geniş bir kitleye ulaşma, gişe hasılatı elde etme kaygısı elbette herkeste var, ama projelerini star cazibesine, manken seksapeline kurban edecek kadar değil.

Setlerde heyecan ve dinginlik
Film setlerinde hem heyecan hem dinginlik var. Yaptığı işi benimsemiş, özümsemiş olmak ekiplere iki duyguyu bir arada yaşatıyor. Güzel bir yapıta ortak olmak onları amatörce heyecanlandırıyor. Yaptıkları işe profesyonel anlamda hakim olmaları da dinginlik veriyor. Koşuşturma ve telaş çekimin doğası gereği: Vakit nakittir! Ekipler gerçekleştirdikleri projeye inanınca gönüllü çalışıyorlar. Öğrenci olsun, amatör olsun gençler çoğunlukta elbette. Benzer bir durum önceki filmleri hiç iş yapmamış ve yeni projesi de büyük bir olasılıkla düşük bir gişe hasılatıyla yetinecek ya da aynı sonuca yazgılı ilk filmini çeken yönetmenler için de geçerli. Reklam filmlerinde, dizilerde çalışan teknik elemanlar, oyuncular bir kez de paranın amaç değil araç olduğu bir projenin parçası olmayı istiyor.

Genç yönetmenler genç oyuncuları tercih ediyor...
Sinemacılar genç olunca anlattıkları öyküler de genç kişilikler, fazla uzak olmayan çocuklukları üzerinde yoğunlaşıyor. Bu yüzden görünce özdeşleşebilecekleri "eskimemiş" yüzler arıyorlar. Bresson gibi insanı malzeme olarak görmeseler de diledikleri gibi biçimlendirecekleri oyuncular ya da oyuncu adayları istiyorlar.
Ruhen genç sinemacı Semir Aslanyürek, Antakya’da geçen çocukluk anılarına dayanan "Şellale" adlı filminde başrollerden birini oğlu Enis’e verdi. 27 Mayıs arifesinde, biri Demokrat Partili diğeri CHP’li iki kardeşin evin avlusuna duvar çekecek kadar zıtlaşmasını konu alan bir dönem filmi olan "Şellale" küçük Cemal’in bakış açısından anlatılıyor. Enis Aslanyürek, kendi bildiğini okuyan haliyle babasının izinde olduğunu kanıtladı. Filmde "İkinci Bahar" dizisiyle tanınan Nurgül Yeşilçay ve Antakyalı çocuk oyuncular rol alıyor.

Çocuklar doğaları itibarıyla oyuncu
"O da Beni Seviyor"un seti de çocuklarla cıvıl cıvıl. Senarist Gül Dirican, karnesinde fazla kırık olduğu için yaz tatilinde Malatya’ya gönderilişini, orada biri Sünni biri Alevi iki ailenin onu memnun etmek için çırpınışından esinlenerek "O da Beni Seviyor"u yazdı. Yetmişli yıllarda bir Anadolu kentinde hem iç içe geçmiş hem de birbirine uzak kültürlerin varlığını anlatan filmde Dirican’ın genç kızlığa adım atan karakterini Ece Ekşi canlandırıyor. Yeteneği ve sevimliliğiyle Ece Ekşi gibi sete renk katan bir başka genç oyuncu da Ömer Madra’nın esmer güzeli kızı Esme. Almanya’da tanınmış bir oyuncu olan Haluk Piyes ve Malatyalı çocuklar filmde ağırlıklı yer tutuyor. Aralarından Yunus Şirinsoy yönetmen ve senaristin gözdesi.
Zeki Demirkubuz "Yazgı"da, Camus’nün "Yabancı"sının Türkiye versiyonu olarak nitelendirebileceği karakteri için Serdar Orçin’i seçti. Tiyatrocu Orçin "Üçüncü Sayfa"daki yardımcı rolüyle Demirkubuz’un takdirini kazandı. Televizyon dizileri yapan ve "Vizontele"de bir yardımcı rol üstlenen Zeynep Tokuş, başrolü Orçin ile paylaşıyor. Tümüyle farklı bir çevreden gelen Tokuş, "Yazgı"nın karanlık atmosferine uyum sağladı.

Orta kuşak da gözde
Ümit Ünal bir cinayet soruşturması aracılığıyla bir mahallenin sakinlerinin pek de öyle sakin olmadıklarını ortaya çıkardığı "9öda bir amatöre rol verdi. Başı ezilerek öldürülen sokak kızını farklı güzelliğiyle dikkat çeken Esin Pervane canlandırıyor. Genç kuşağın gözde aktörü Ozan Güven de önemli bir rolde. Kazım Öz "Fotoğraf"ın başrollerini "Güneşe Yolculuk" ile kendilerini kanıtlayan Nazmi Kırık ve Mizgin Kapazan’a verdi.
Yönetmenlerle aynı kuşaktan, tanınmış, ödüllü Lale Mansur, Ali Sürmeli, Taner Birsel, Ruhi Sarı, Fikret Kuşkan gibi oyuncular da setlerdeki bereketin tadını çıkarıyor.

Ödüllü kısa filmci Aslı Özge ilk uzun metrajlı filmini Almanya’da çekti
Aslı Özge adını ilk kez "Capital C" adlı kısa filmle duyduk. 1999-2000 yıllarındaki kısa film yarışmalarının ödüllerini bu film topladı. Özge ilk uzun metrajlı filmi "Biraz Nisan" için bizi fazla bekletmeyecek. DV çekilen filmin kurgusu ağustos ayında tamamlanacak.
Berlin’de felsefe okuyan Aslı Özge, Berlin Alman Sinema TV Akademisi öğrencisi görüntü yönetmeni Emre Erkmen (Bülent ve Ayşe Erkmen’in oğlu) ve senarist Dagmar Gabler’in kurduğu EEE Prodüksiyon, projeyi sponsor desteğiyle gerçekleştirdi.
Aslı Özge deneysel bir yaklaşımla, oyunculara senaryo hakkında hiçbir bilgi vermediği, sadece kendi karakterlerini anlattığı ve doğaçlama performanslar aldığı "Biraz Nisan" için deneyimli ve eğitimli oyuncular Thomas Gerber, Christian Wewerka, Dagmar Gabler, Anja Ressmer, Florian Knoblich’i tercih etti.

Ustalar memnun
CEZMİ BASKIN
"Diziler para, tiyatro yaşam biçimi, sinema prestij demek"
Cezmi Baskın "O da Beni Seviyorödaki rolünün yanı sıra "9öda mahallenin "devrimci ağabeyi"ni canlandırıyor. "Çok özgün bir metin. Roller eşit değerde. Star yok. Gişe kaygısıyla buraya getirmedik insanları. Bizim gibi oyuncular için diziler para, tiyatro yaşam biçimi, sinema prestij demek. Bu filmde kendimizle baş başayız. Drama asgari düzeyde. Monologlarla durumu anlatma, duyguyu aktarma kısıtlaması var, bu da oyuncuya timing yapma olanağı sağlıyor."

HÜLYA KOÇYİĞİT
"Yeni sinemacıları kucaklamak istiyorum!"
Dokuz yıldır film yapmayan Hülya Koçyiğit "Şellale" ile sinemaya döndü. Değişen sinema ve oyunculuk anlayışından da sevinç duyuyor. "Yeni sinemacıları kucaklamak istiyorum. Filmlerini izliyor ve beğeniyorum. Şimdiki oyuncular da kendilerini göstermek açısından şanslı. Biz sesimizi kullanamıyorduk. Hepimizi aynı kişi seslendiriyordu" diyor.

AYKUT ORAY
Rol icabı DP’li, aslında aktif CHP’li!
Cumhuriyet Halk Partisi yöneticilerinden Aykut Oray "Şellale"de siyasi kişiliğine ters bir rol üstlenerek Demokrat Partili bir karakteri canlandırdı. Oray, dönem filmleri çekilmesinden, yakın tarihin gündeme gelmesinden özellikle memnuniyet duyuyor.

SERRA YILMAZ
İstenen her kalıba giren "tek çekimlik" oyuncu
"O da Beni Seviyoröda eşi Cezmi Baskın’ı Lale Mansur’dan kıskanan Malatyalı kadın, "9öda oğlunu korumak için herkesi harcamaya hazır canavar anne. Serra Yılmaz titizliği ve profesyonelliğiyle, sinemalarını takdir ettiği Barış Pirhasan ve Ümit Ünal’ın işini kolaylaştırdı. Sevecenliği ve neşesiyle tüm setin ablası kimliğine bürünüyor.

TUNCEL KURTİZ
"Şellale"nin Kel Selim’i militan oyuncuya tam uydu!
Tuncel Kurtiz, rol aldığı filmlerin yönetmenleri Barış Pirhasan ve Semir Aslanyürek’te "büyük bir çaba ve umut" görüyor. "İki hikaye de beni çok etkiledi. Çok değişik anlatımlar. Çok değişik tarzlarda ama çok bilinçli, ne yaptığını bilen, aynı zamanda arayan insanlar gördüm. Farklı insanlar, farklı biçimler deniyorlar ama ikisi de çok içten ve bilgili" diyor. Biri Malatya diğeri Antakya’daki sette amatör çocuk oyuncuların yetenekleri ve çalışkanlıklarından özellikle etkilendi.

Motor diyen projeler
• Levent Kırca "Son" adlı filmi için tiyatrosunun önüne set kurdu. Filmin geçtiği mahalleyi buraya inşa ettirdi.
• "Şellale"nin, Tuncel Kurtiz’in de katıldığı çekimleri Antakya’nın Harbiye ilçesinde ay sonuna dek sürecek.
• Ümit Ünal, "9"için Beyoğlu’nda boş bir binayı mesken tuttu. Senaryo gereği oyuncularıyla teker teker çekim yapıyor.
• "O da Beni Seviyor" ekibi bir boğulmayı konu alan son sahnelerini Manavgat Şelalesi yakınlarında tamamlamak üzere.
• Osman Sınav’ın yönettiği "Deliyürek"in film versiyonu Diyarbakır’da çekiliyor.
• "Yazgı"nın kurgusunu tek başına altı günde yapan Zeki Demirkubuz, "İtiraf"ın çekimlerine 20 Temmuz’da Ankara’da başlayacak.
• Yeni Sinemacılar "Maruf"un çekimleri için son hazırlıkları Midyat’ta tamamlamak üzere.




PAZAR



































KEŞFETYENİ
İki ünlü sevgiliden aşk dolu poz! Yeni saçları olay oldu
İki ünlü sevgiliden aşk dolu poz! Yeni saçları olay oldu

Cadde | 07.06.2025 - 08:44

Son dönemin en popüler oyuncularından Kubilay Aka, imaj değişikliğine gitti. Saçlarını pembeye boyayan Aka, sevgilisi Hafsanur Sancaktutan ile dudak dudağa bir fotoğrafını da sosyal medyada paylaştı.

Yazarlar