Siyaset ‘AB ile yeni süreç başlatabiliriz’

‘AB ile yeni süreç başlatabiliriz’

11.03.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

Avrupa ile enerjiden terörle mücadeleye, göç ve mülteci krizinden güvenliğe kadar her alanda dayanışma ve iş birliğine ihtiyaç olduğunu hatırlatan Erdoğan, “AB ile yeni bir süreç başlatabiliriz. Bunun için biz pek çok adım attık. AB de bu kararlılığı göstermeli” dedi

‘AB ile yeni süreç başlatabiliriz’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel’deki temaslarının ardından yaptığı açıklamada “AB ile yeni bir süreç başlatabiliriz. Bunun için biz pek çok adım attık. AB’nin de bu kararlılığı ve siyasi vizyonu göstermesi halinde mesafe almamız mümkün hale gelecektir” dedi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un salı günü İstanbul’a geleceğini belirten Erdoğan, “Eğer Boris Johnson da gelebilirse bu zirveyi dörtlü, gelmezse üçlü olarak yapacağız” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Belçika’daki temaslarını dönüş yolunda uçaktaki gazetecilere değerlendirdi.

Erdoğan, şu mesajları verdi:

OLUMLU NETİCE BEKLİYORUZ: Hem NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg hem de AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu güvenlik tehditlerini ele aldık. NATO ve AB ilişkilerimizi nasıl güçlendirebiliriz diye müzakerelerde bulunduk. Burada hem NATO’nun hem de AB’nin üzerine düşen görevlerin olduğunu muhataplarımıza ilettik. Çarşamba günü (bugün) yapılacak NATO toplantısından olumlu bir netice çıkmasını bekliyoruz.

YOL HARİTASI: AB Başkanlarıyla yaptığımız görüşmede Türkiye-AB ilişkilerini geniş bir perspektiften ele almamız gerektiğini söyledim. 18 Mart 2016 tarihli Türkiye-AB Mutabakatı’nın gözden geçirilerek güncellenmesi, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, Schengen konusunun halledilmesi, müzakerelerin canlandırılması ve yeni fasılların açılması, mülteciler için vaat edilen 3+3 toplam 6 milyar avro fonun hızla aktarılması ve ilave fon temini konuları üzerinde durduk. AB Başkanları 18 Mart Mutabakatı çerçevesinde Türkiye’nin yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve AB’nin yavaş hareket ettiğini kabul ettiler. Bu süreci hızlandırmak için ortak çalışma yapılacak, teknik ve siyasi ekipler bir yol haritası çıkaracak. Türkiye tarafında Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, AB tarafında Yüksek Temsilcisi Josep Borrell süreci yürütecek. 26 Mart’taki AB liderler zirvesine kadar bu çalışmanın ilk ürünlerini vermesini öngörüyoruz. 

SÜREÇ HIZLANABİLİR: Sıkıntıların temel sebeplerinden biri aramızdaki diyalog kanallarının etkin şekilde kullanılmaması. Bu yönde atılacak adımlar süreci hızlandıracaktır. Avrupa’nın büyük fotoğrafı görmesi gerekiyor. Enerjiden terörle mücadeleye, göç ve mülteci krizinden güvenliğe kadar her alanda dayanışmaya ve iş birliğine ihtiyacımız var. Uyum içinde hareket edersek Türkiye de AB de daha güçlü ve güvenli olur. Bu manada İdlib, Suriye ve mülteci krizi bizden daha ziyade AB için bir irade ve liderlik testidir. Bizim İdlib’de büyük bedeller ödeyerek ateşkes sağladığımız ve sivilleri koruma altına aldığımız bir dönemde AB de üzerine düşeni yapmalıdır. İdlib ateşkesinin uygulanması ve mülteci krizine kalıcı bir çözüm bulunması herkesin menfaatinedir. Netice olarak AB ile yeni bir süreç başlatabiliriz. Bunun için biz pek çok adım attık. Bundan sonra da atmaya devam edeceğiz. AB’nin de bu kararlılığı ve siyasi vizyonu göstermesi halinde mesafe almamız mümkün hale gelecektir. 

KAPIDA BEKLEYEN ÜLKEYİZ: (Türkiye sınır kapılarını kapatmak için nasıl bir somut adım görmek istiyor?) Temenni ederim ki aynı durum devam etmez. Biz kendilerine açık açık bunların hepsini bu akşam söyledik. Sayın Charles Michel ve Sayın Ursula von der Leyen ikili olarak beraberdi. Mevlüt Bey’le birlikte dörtlü çalışma yaptık ve sonra da dedik ki ‘Bakın, 1963’ten bu yana biz AB’de resmi müracaatını yapmış, kapıda bekleyen bir ülkeyiz... Bunun sebebi nedir? Türkiye gibi bir ülkeye yaptığınız çifte standart uygulamaktır. Açık ve net bir şey söyleyeyim, eğer hakikaten farklı bir şey düşünüyorsanız bunları da söyleyin. Biz bu akşam aramızda yaptığımız müzakereyi de iyi niyetlilikle taşıyalım ve vakit kaybetmeden bu aradaki diyaloğu, zinciri koparan konuları ortadan kaldıralım.

İstanbul’da üçlü zirve

Gerek Sayın Merkel gerekse Sayın Macron cuma günü İstanbul’a gelecekti. Hatta Boris Johnson’ın da gelme durumu söz konusu. Tabii şu anda gerçekleşmedi. Pazar günü Fransa’da yerel seçimler olması hasebiyle önümüzdeki hafta salı günü bu buluşmayı İstanbul’da gerçekleştireceğiz. Eğer Boris Johnson da gelebilirse bu zirveyi dörtlü, gelmezse üçlü olarak yapacağız. Bu ifade ettiğiniz konuyu orada da Şansölye Merkel ile görüşme şansımız olacak.

‘Bay Kemal cahil kalmış’

(CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun emir-komuta zinciri yoktur açıklamaları) Bay Kemal bir defa ne Milli Savunma Bakanlığımızı tanıyor ne TSK’yı tanıyor. Buralardan cahil kalmış. Bir defa TSK’nın yapısı bellidir. 2014 itibarıyla AB çerçevesinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanma süreci vardır. Tabii bu yerine getirilmemiştir. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra MSB mevcut şekle dönüştükten sonra da TSK Milli Savunma Bakanlığımıza bağlanmıştır ve şu anda da faaliyetlerini bu şekilde yürütmektedir. Kuvvet Komutanları ise Genelkurmay Başkanımıza bağlıdır. Herhangi bir değişiklik söz konusu değildir ve Genelkurmay Başkanımız aynı temsil kabiliyetine sahiptir... Bu adam bunların hiçbirini takip etmiyor. Bütün derdi, acaba biz ülkenin kurumsal yapılarıyla nasıl oynarız, bunları nasıl yıpratırız!

HADSİZLİK: Düşünün; bu ülkenin bakanının parlamentoya girmesini engelleme gayretlerine varıncaya kadar edep dışı hareketler yapıyor. Niçin geliyor o bakanlar oraya? Parlamentoyu bilgilendirmek için geliyor. Parlamentoyu bilgilendirmek için gelen bakanlara ‘Neden geldi bunlar?’ diyecek kadar ileri gidiyor. Bu kadar hadsizlik olabilir mi! İkinci boyutu ise HSK’ya yaptığı yakıştırma.. Sen bu tür yakıştırmaları yaparsan, tabi HSK da yargı da seninle ilgili olarak gerekli neyse o muameleyi yapacaktır. Bana göre geç bile kalıyorlar. Söylenmesi gereken çok şey var ama bu zatı çok da muhatap almak istemiyorum.

Haberin Devamı

TANSİYONU NEDEN DÜŞÜRMÜYOR?: Bize bazı haberler geliyor; Bay Kemal tansiyonu düşürmek istiyor diye. Böyle bir şeyin farkına vardıysa, o tansiyonu düşürebilir, neden düşürmüyor? Tansiyon zaten durup dururken fırlamaz. Olay bu kadar basit... Ben zaten görevimi yapıyorum. Cumhurbaşkanının atması gereken adım, ülkede barışın egemen olduğu bir sürecin işlemesini sağlamaya yönelik adımdır.

‘Koronavirüs için tedbirlerimizi aldık’

KÜRESEL SALGIN:
Koronavirüsle ilgili dünya genelinde vaka ve ölü sayası artıyor. Küresel bir salgından bahsediyoruz. Salgın belirginleştiği andan itibaren erken bir dönemde hiç tereddüt etmeden bütün tedbirlerimizi kararlı bir şekilde uygulamaya koyduk. Başta Sağlık Bakanlığımız olmak üzere bütün kurumlarımızla belirlediğimiz önlemleri uygulamaya hassasiyetle ve sıkı bir şekilde devam edeceğiz.

İKMALDE İYİYİZ: Koronavirüse yönelik alt yapı ve ön hazırlıklarımızı iyi yaptık. Sağlık tesislerimiz zaten bu konuda tartışılmaz. Koronavirüse yönelik bütün malzemelerin ikmalinde iyiyiz. Bu malzemelerin üretimini de ülkemizde yapar hale geldik. Ama maalesef ahlaksızlar da yok değil. Onlar da bunu fırsata dönüştürmek suretiyle bakıyorsunuz ihracatta olsun, iç piyasada olsun, yüksek fiyatlarla bunları satmaya çalışıyorlar. Bu konuda bakanlıklarımızın kesin tedbirleri var... Turizm noktasında da Kültür ve Turizm Bakanımız uluslararası zemini de iyi okuyan bir arkadaşımız. Temmuza kadar gelişmeler çok önemli. Haziran, temmuz inşallah toparlanma ayı olur ve hızla yükseliriz.

'Putin arabaya kadar uğurladı’

Haberin Devamı


(Rus medyasının bekletme iddiaları) Her ülkenin medyasında maalesef bu tür fevri örnekler yer alabiliyor. Ancak Türkiye ve Rusya ilişkileri bu tür medyatik manipülasyonlara kurban edilemez. Arkadaşlarımız muhataplarıyla konuyu görüştüler. Herhangi bir kastın kesinlikle söz konusu olmadığını, kendilerinin de bundan ciddi manada rahatsız olduklarını ifade ettiler. Rutin bir sürecin bile birilerince manipüle edilerek farklı noktalara çekilmeye çalışılması buradaki kötü niyeti gösteriyor aslında. Nitekim bizim medyaya görüntü vereceğimiz Putin’in çalışma ofisi bir uçta, biz ise öbür uçtan geliyoruz. Bazıları da art niyetli çıkarımlar yapmaya çalışıyor. Sayın Putin bizi arabaya kadar uğurladı. Tabii niyet kötü olunca bunu yazmıyorlar, göstermiyorlar.

‘Yunanistan’dan hesap sorarız’

(Merkel ve Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in ‘sığınmacıları geri çekilsin’ açıklamaları) Tabi Merkel bunu hangi anlamda söyledi, ne şartlarda söyledi bunu bilmiyorum. Salı günü kendisiyle konuşuruz. Bir defa Yunanistan uluslararası hukuku bilmiyor. Bu konularda Sayın Miçotakis maalesef çok geri kalmış bir konumda. Kendisinin önce uluslararası hukuku öğrenmesi lazım. Sınır hattında takındıkları tavrın bir cinayet olduğunu bilmeleri lazım. Bunların sınırda öldürdükleri 4-5 tane mülteci var. Bunların hesabını soracağız. O çırılçıplak soydukları insanları BM Genel Kurul toplantısında gözler önüne sereceğiz. Şimdi bunlar yetmezmiş gibi bütün sınırlarını keskin tellerle çeviriyorlar. Fakat tabi bizim artık bu kapıları kapatma gibi bir düşüncemiz yok. 

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu iddiaları değerlendirdi: ‘Rus medyası saygısızlık yaptı’  

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rus medyasında son dönemde Türkiye aleyhine yapılan haberler ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Moskova ziyaretinde “bekletildiği” şeklindeki görüntüleri değerlendirdi. Çavuşoğlu, “Rus medyasının yaptığı saygısızlıktır. Esasen Cumhurbaşkanımıza Putin de söylemişti, ‘Size yapılan bir saygısızlık bana yapılan bir saygısızlık’ demiştir.

(Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov) Bunun kendi tutumları olmadığını, basının seviyesinin düşük olduğunu bizzat söyledi. Sputnik’te de aynı şekilde görüyoruz, bazen Russia Today bunu pompalıyor. Hemen en ufak bir görüş ayrılığında kara propaganda başlatıyor. Biz bunu yapıyor muyuz? Geçmişte uçak düşürme hadisesinden sonra da çok ciddi kara propaganda yaptılar. Sonra ne oldu? Hepsini yediler, yuttular” dedi.