Bakan Kirişçi: Mayın temizlemede 'adrese teslim ihale' sözkonusu değil

TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Vahit Kirişçi, muhalefetin mayınlı arazilerin temizlenmesi konusundaki tutumunu eleştirerek, "Genelkurmay, 2004’de, bu işin kendileri tarafından makineler satın alınarak yapılaması yerine, bunun hizmet satın alınması oluyla yapılmasının uygun olacağı görüşünü Milli Savunma Bakanlığına bilgi mahiyetinde iletmiş ve başbakanlığa bu işin askerlere yaptırılmasının ekonomik olmayacağını bildirmiştir" dedi. Kirişçi, AK Parti Seyhan İlçe Kongresinde yaptığı konuşmada, tartışmalara
neden olan Türkiye-Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesiyle ilgili yasa tasarısının hiçbir yerinde kaygı verici bir unsur olmadığını, ülke ve ülkelere ait en ufak bir isim telaffuz edilmediğini ve adrese teslim ihalenin de söz konusu olmadığını belirtti.
Bakanlar Kurulunun 1992’de Genelkurmay Başkanlığına mayınlı arazilerin temizlenmesi işini tevdi ettiğini bildiren Kirişçi, şunları söyledi:
"Sorumluluğu alan Genelkurmay Başkanlığıyken 2001’e kadar hiçbir şey yapılmamış. Daha sonra gerekli ofis kurulmuş, bir bütçeye ihtiyaçlarının olduğu ifade edilmiş ve Başbakanımız da 2003’de özel ödenekle buraya istedikleri miktarda kaynağı aktarmıştır. Daha sonra balkanlar başta olmak üzere dünyada mayından muzdarip olan ülkelere bir heyet gönderilesi istenmiştir. Bu işin bir özel donanımlı cihazlarla ve makinelerle yapılabileceği belirlendikten sonra Mardin bölgesinde bu mayın temizleme işlemi gerçekleştirilmiş ama o dönemde fiyatı yaklaşık her biri 5 milyon dolar olan makine tipi, bizim talebimizi gören yapımcı firma tarafından 14-15 milyon dolara çıkarılmıştır.
Bu bir tane ile olmayacak mayın temizleme işi için düşünülen makinelerin yekunu ortaya çıktığında Genelkurmay, 2004’de, bu işin kendileri tarafından bu tür makineler satın alınarak yapılaması yerine bunun hizmet satın alınması yoluyla gerçekleştirilmesinin uygun olacağı görüşünü Milli Savunma Bakanlığına bilgi mahiyetinde iletmiş ve başbakanlığa bu işin askerlere yaptırılmasının ekonomik olmayacağını bildirmiştir. Başbakanlığımız da o günkü başbakan yardımcısının başkanlığında bir araya gelerek, 2004’te yeni bir Bakanlar Kurulu
kararıyla bunun ihale konusunda deneyimli olan Maliye Bakanlığı aracılığıyla yapılması yoluna gitmiştir.
Mayın temizleme işiyle ilgili o gün 14 firmadan en düşük teklif, eski parayla 530 trilyon, en yüksek 2 katrilyon 279 trilyon olarak gelmiştir. Tabii ki bu kadar büyük bir meblağ ile Hükümetimiz (bu konuyu acaba nasıl yaparız) arayışına girmiştir ve Danıştay, bakanlığın, kanun çıkmadan yapmış olduğu ihaleyi iptal etmiştir. Daha sonra bunun özel bir kanunla yapılması yoluna gidilmiştir."
Kirişçi, kanun tasarısının hiçbir yerinde kaygılandıran bir durum söz konusu olmadığı gibi ülke ve ülkelere ait en ufak bir isim telaffuz edilmediğini belirterek, "Adrese teslim ihale söz konusu değildir" dedi.

KIBRIS ADASI BENZETMESİ

Vahit Kirişçi, muhalefetin mayından temizlenecek arazinin büyüklüğünü de abartığını belirterek, Türkiye’nin yaklaşık 2 bin 753 kilometre kara sınırı bulunduğunu, bunun 877 kilometresini Türkiye-Suriye sınırının oluşturduğunu, bu bölgenin tamamının da mayınlı olmadığını bildirdi.
Sınırın sadece 510 kilometresinin 1957-1959 yılları arasında mayınlandığını kaydeden Kirişçi, şunları söyledi: "510 kilometre uzunluğundaki Suriye sınırımızda mayınlı arazi ortalama 350 kilometredir. Dolayısıyla bu uzunluk ve ortalama genişlik üzerinden bir hesap yapıldığında yaklaşık 216 bin dönüme veya dekara karşılık geliyor. Konunun daha anlaşılır olmasını sağlamak istersek; 216 kilometrekaredir.
Bu tartışma ortamında bu iş o kadar abartılıyor ki ’Kıbrıs Adasının 2 katı büyüklüğünde’ deniyor. Kıbrıs adasının yüzölçümü 9 bin 251 kilometrekaredir. 216 kilometrekarenin yaklaşık 25-30 kilometrekaresi de temizlenme sonrası, tekrar güvenlik amaçlı olarak tel çitlerle elektronik birtakım devrelerle kameralarla kontrol altına alınacak ve dolayısıyla geriye 195-200 kilometrekareyi geçmeyen bir büyüklük ortaya çıkacak. Dolayısıyla 216 kilometre üzerinden konuşsak bile bırakın Kıbrıs adasının iki katı olmayı sadece yüzde 2.3’üne tekabül eden bir alandır."