19.09.2021 - 16:22 | Son Güncellenme:
Hüsnü Ümit AVCI-Alperen YILDIZ/DHA
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bir dizi ziyaretlerde bulunmak ve programlara katılmak üzere hava yolu ile Sivas'a geldi.
Nuri Demirağ Havalimanı'nda Vali Salih Ayhan ve il protokolü tarafından karşılanan Bakanı Soylu ilk olarak Güvenlik Toplantısı'na katıldı. İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) toplantı salonunda gerçekleştirilen toplantıya Bakan Soylu’nun yanı sıra Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin, İller İdaresi Genel Müdürü Hüseyin Kürşat Kırbıyık, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Erhan Gülveren, Jandarma İstihbarat Başkanı Tuğgeneral Aykut Tanrıverdi, Jandarma Asayiş Başkanı Tuğgeneral Ferdi Korkmaz, Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Daire Başkanı Hakkı Seydioğulları, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabit Akın Zaimoğlu, Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Daire Başkanı Hasan Yiğit ve Bakan Danışmanı Uğur Sezer katıldı.
Bakan Soylu ve beraberindekiler toplantının ardından 1997 yılında Tunceli’de şehit olan Jandarma Er Muammer Şafak’ın rahatsızlığı nedeniyle dün hayatını kaybeden annesi Zeynep Şafak'ın cenaze cenaze namazına katıldı. Ay-Yıldız Camisi'nde öğle namazına müteakiben kılınan cenaze namazının ardından Bakan Soylu aileye başsağlığı diledi.
Bakan Soylu daha sonra Sivas Valiliği tarafından yaptırılan Çocuk Trafik Eğitim Parkı’nı ziyaret etti. Bakan Soylu burada çocuklarla bir araya gelerek sohbet etti. Çocukların trafik eğitimine de katılan Bakan Soylu ardından kentte bir düğün salonunda düzenlenen 19 Eylül Gaziler Günü programında kentteki gaziler ve yakınları ile bir araya geldi.
'ŞEHİTLİK VE GAZİLİK BU MİLLETİN RUHUNU TEMSİL EDER'
Soylu, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm gazilerimizin gününü tebrik ederek, "Bu topraklarda milletimiz nezdinde şehide ve gaziye saygı ve hürmet her daim yüksekti. Ancak bunu devlet nezdinde eskisinden çok daha yüksek bir seviyeye taşıyan ve bunu bir anlayış haline getiren devlet, sadece Anadolu topraklarının gazileri, şehitleri ve aileleri değil, Orta Asya’nın, Balkanların, Orta Doğu'nun nerede cenk etmişsek, nerede huzur nerede i'lâ-yi kelimetullahı hakim etmeye çalışmışsak, orada Anadolu insanını var etmeye çalışmak oraya dokunan Balkanlar’a köprü yapan, tarihi yerleri restore eden kalelerimizi yapan, Orta Asya’daki Anadolu topraklarına tekrar nefes veren, Çanakkale’yi evlatlarımızla gençlerimiz ve insanlarımızla buluşturan ve hasret kaldığımız tarihimiz ve bizi bir araya getiren kıymetli Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan dün gece konuştuğumuzda 'Yarın Sivas’ta sizlerle birlikte olacağız’ dediğimizde 'Benim Kurtuluş Savaşımın kahraman şehrine selam olsun, Gazilerimize de hem muhabbetlerimi hem de iyi olma dileklerimi ilet' dedi. Zaman zaman tarih kitaplarımızda büyüklerimizin hikayelerini okurken insan sanki o kahramanlıkların o manevi hallerin geçmişte kaldığı günümüzde artık yaşanmadığı hissiyatı bilmenizi isterim. Aslında hepsi tekrar tekrar yaşanmaktadır. Biz aslında tarih kitabında yazacak olan destanların bugünden şehitlerimizle, işte buradaki gazilerimizle birlikte yazıyoruz. Çünkü şehitlik ve gazilik bu milletin ruhunu temsil eder" dedi.
'AMAÇ BU ÜLKEYİ ZAYIFLATMAK'
Türkiye’nin şehit ve gazilerinin kimisinin Kıbrıs’ta, kimisinin Kore’de, kimisi de PKK ile mücadelede bu mertebeye eriştiğine dikkat çeken Bakan Soylu şöyle devam etti:
"Bu PKK yıllarca batı ülkelerinden yardım aldı. Aleni olarak silah ve para gönderdiler. Eğitim aldırdılar. Avrupa’nın modern şehirlerinde bile kamplar kurup eğittiler. Bir başka ülkeye beş kuruş faizsiz bile borç vermeyen bu ülkeler PKK’ya karşılığında bir kuruş bile almadan hatta uyuşturucu ticaretinden zarar görme pahasına yıllarca yatırım yaptılar. Amaç bu ülkeyi zayıflatmak. Ne karları, ne kazançları var. Bu asil millet mazluma el uzatan, mazluma umut olan, Müslüman coğrafyasına liderlik etme potansiyeline sahip tek millet olan bu büyük millet zorlansın, geri kalsın ve ayağa kalkmasın yeter ki Türkiye gelişmesin. Biz her türlü maliyete razıyız ve parasını da veririz. Terör örgütü PKK’nın 2016’dan bu zamana kadar şehit ettiği sivil sayısı 408, hiç kimseden çıt çıkmadı. Hani insan hakları, hani demokrasi, hani huzur, hani barış. 12-13 yaşlarındaki çocukları anne ve babalarında koparıp dağlara götürdüler. 14 yaşındaki kızlara, bu toprakların değerlerine hiç uymayacak şekilde her türlü rezilliği gerçekleştirdiler. İnsan hakları diye yıllarca ensemizde masa işgal edenler içeride PKK’nın sözcülüğünü yapan siyasi partiyle ve o partiyle ittifak hesabı yapanların hiçbirinden ses çıkmadı. Hala da çıkmıyor. Meclis kürsüsünde 408 sivilin katledildiği söylendiği zaman hiçbirinden ses çıkmadı. Meclis kürsüsünden tek tek fotoğrafları gösterdiğimiz zaman da hiçbirinden ses çıkmamıştı. İşte bizim karşımızda böyle karanlık bir zihniyet var. İşte bunun için yıllarca PKK’ya ve onun içindeki diğer terör örgütlerine birliğimizin ve beraberliğimizin bozulması için kavgalarına milyonlarca dolar para aktardılar. Ama Allah’a şükürler olsun bu baskı sizler sayesinde yıkılmıştır."
'BU MİLLETİN YAPACAĞI ÇOK İŞ VAR'
Türkiye olarak 'Hakk'ın davasını yürüttüklerini belirten Bakan Soylu şunları söyledi:
"Biz İ'la-yı Kelimetullahı, biz ezanı Muhammediye’yi, İstiklal Marşı'nın her satırını, biz ay yıldız bayrağımızı gönlümüzde hissediyoruz. Biz, bizim üzerimize oyun kurgulayan ülkelere benzemeyiz, biz bir taraftan güçlü olmayı, zengin olmayı, şımarmayı değil, etrafımızdaki fukara el uzatıp ‘Ey Müslüman; komşun açken, tok yatan bizden değildir’ diyen anlayışın mensuplarıyız. Biz şımarık bir millet değil, sorumlu bir milletiz. Biz millet olarak daha yolun başındayız. Bu milletin yapacağı çok iş var. Dünyadaki mazlumların çıkaracağı çok ses var. Bu milletin etrafındaki coğrafyaya ‘ben zenginim’ diye ensemizde boza pişirenlere karşı söyleyeceği ve yapacağı çok şey var. Biz evladının tabutu başında ‘vatan sağ olsun’ diyebilecek kadar büyük bir milletiz. Sorumluluğumuzun farkındayız. PKK’dan, DEAŞ’a kadar tek bir terör örgütü bırakmayan yine bizim evlatlarımızdır. Biz neyin ne olduğunu ve nasıl bir süre içinde yaşadığımızı biliyoruz. Bu ülkenin Anadolu topraklarında nasıl bir görevle görevlendirildiğini biliyoruz. Bu topraklarda ecdadımızın bize nasıl bir sorumluluk bıraktığını biliyoruz. Ülkemizin yapacağı çok iş var. Milletimizin yapacağı çok iş var. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhur İttifakı'nın yapacağı çok iş var. Allah inşallah bize dünyaya söyleyecek sözümüzü hüküm yerine getirecek. Allah bizim milletimize, Allah bizi bu ülkeye hizmet edip de bugünlerin rahmetine konuşan her kim varsa onlardan gazilerimize, şehitlerimize, şehit ailelerimize ve Allah bizi mahcup etmesin."