Baş döndüren Ankara trafiği

Ankara olağanüstü günlerden geçiyor. Sadece önceki gün, dün ve bugünkü görüşme ve açıklama trafiği bile bunu anlamak için yeterli.
Önce Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştü.
Feyzioğlu, dün bu görüşmeye ilişkin açıklama yaptı ve özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını istediğini söyledi.
Feyzioğlu’nun açıklama yaptığı saatlerde iki kritik açıklama daha vardı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek, aynı saatlerde çarpıcı mesajlar verdi.

Baykal sahneye çıktı
Sabah saatlerinde ise CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile eski CHP lideri Deniz Baykal görüştü.
Baykal, bu görüşmeden sonra TBMM Başkanı Çiçek’le bir araya geldi. Baykal’ın Cumhurbaşkanı Gül ile de önce bugün görüşeceği açıklandı daha sonra görüşmenin önümüzdeki çarşambaya alındığı bildirildi. Feyzioğlu’nun ise daha önce sert biçimde eleştirdiği Başbakan Erdoğan’dan randevu istediği, bu konuşmayı eleştiren Erdoğan’ın da bugün için randevu verdiği bildirildi.

17 Aralık depremi
Aslında haberciler, 17 Aralık’tan bu yana benzer trafiğe alıştılar.
Bakan çocuklarının gözaltına alınarak tutuklanması, 3 bakanın istifası, 10 isimden oluşan kabine revizyonu, emniyette atama dalgasının yaşanması, bu dalganın bürokrasinin başka kanatlarına da sıçraması, paralel devlet tartışmaları, paralel yapının geçmişteki davaları etkilediği iddiaları, ikinci dalga soruşturmayı yapmak isteyen savcının talimatlarının yerine getirilmemesi, dosyanın bu savcıdan alınması, HSYK’nın hükümetin jet hızıyla değiştirdiği Adli Kontrol Yönetmeliği ile ilgili açıklama yapması, Danıştay’ın yönetmeliğin yürütmesini durdurması, Kırıkhan’da mühimmat yüklü olduğu iddia edilen bir TIR’ın durdurulması, ancak aranamadan bırakılmak zorunda kalınması, Anayasa Mahkemesi’nden çıkan tutuklu milletvekili kararı, TBMM’de tutuklu vekil sorunu için komisyon oluşturması, cemaatin yargı imamı olduğu iddiaları, Genelkurmay’ın Balyoz, Ergenekon gibi davalarda orduya kumpas kurulduğuna yönelik suç duyurusu akla ilk gelenler. Bütün bu başlıkların alt başlıkları, yan tartışmaları, ayrı ayrı derinlikleri var ki, bunların birçoğuna sıra bile gelemiyor. Ancak bütün bu gelişmelerin gündemi sürükleyebileceği yeni başlıklar ve yollar ufukta belirmiş durumda.

Kulislerdeki iddialar
- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, her iki dosyayı inceledi ve Genelkurmay’ın suç duyurusunu, suç yeri nedeniyle İstanbul’a, “yargı imamı” dosyasını da soruşturma yetkisi nedeniyle Yargıtay’a gönderdi. İstanbul Başsavcılığı’nın ve Yargıtay’ın bu dosyalarda yapacakları işlemler, hayati önemde. Bu soruşturmaların sonunda somut işlemler yapılırsa, Balyoz, Ergenekon, şike, askeri casusluk davası, KCK davaları gibi bazı davalarda yeniden yargılama yolu açılabilir. Özellikle bu soruşturmalarda, yargıda, olağan yollar dışında bazı yol ve yöntemlerin kullanıldığı saptanırsa, bu tek başına birçok dava için yeniden yargılama yolu oluşturabilir. Örneğin dinleme kararlarının yasaya aykırı biçimde alınması bile yeniden yargılamayı gerektirebilir.
- Yargıtay da ilk olarak, Yargıtay’dan bir üyenin dosyanı, ne yapması gerektiğini sormak için Fethullah Gülen’e gönderdiği iddiasını ortaya atan Mehmet Ali Şahin’i dinlemekle işe başlayacak. Bu soruşturmanın derinleşmesi de yeniden yargılamalara ve daha kapsamlı “yargı” soruşturmasına yol açabilir.
- Diğer yandan da savcılık bu soruşturmalarda, özellikle cemaat bağlantılı olduğu iddia edilen hatta isimlerinin belirli listelerde yazılı olduğu iddia edilen kişi veya kişilere yönelik operasyon da yapabilir. Böylece paralel devlet iddialarına paralel yürütülen soruşturmalar yeni bir gündem yaratır.
- HSYK’nın ve özel yetkili mahkemelerin yapısının değiştirilmesi için anayasal ve yasal adımlar atılabilir.
- HSYK’nın yapısının değiştirilmesi halinde açacağı seri soruşturmalarda birçok savcı ve hâkim hakkında cezai işlemler yapılabilir.
- Bu gelişmeler yaşanırken, yolsuzluk soruşturmasına paralel olarak, farklı kentlerde, farklı soruşturmalar açılabilir ve bu soruşturmalarda yeni gözaltı dalgaları yaşanabilir.