25.03.2008 - 16:57 | Son Güncellenme:
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yapılacak
anayasa değişikliğinin, sıradan bir anayasa değişikliği değil; Anayasayı
tebdil ve tağyir etme girişimi olduğunu savunarak, "Anayasa değişikliği
paketinin oylaması, laikliğin oylaması olacaktır" dedi.
Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, yapılması
düşünülen anayasa değişikliğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Anayasayı değiştirerek, AK Parti hakkında açılan kapatma davası
girişimini etkisiz kılma çabasıyla karşı karşıya olduklarını belirten
Baykal, bu değişikliğin, sadece AK Parti’nin kendisini kurtarma sonucunu
doğurmayacağını söyledi.
Baykal, başlayan bir yargı sürecini boşlukta bırakmak için anayasa
değiştirmenin, aklın, mantığın ve sağduyunun kabul edemeyeceği bir şey
olduğunu, Türkiye’de ise bunun denendiğini savundu.
Anayasanın 138. maddesine işaret eden Baykal, davayı etkilememek için
konuşmanın yasak olduğunu anımsattı. Baykal, Anayasanın, bunu içine
sindirebileceğini, doğal karşılayabileceğini düşünmenin mümkün
olmadığını bildirdi.
"ÇIKARLARINI KORUMAK İÇİN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, "Laiklik laiklik diyorsunuz.
Cumhuriyetin başka nitelikleri de var; sosyal, demokratik, laik bir
hukuk devletidir" dediğini ifade eden Baykal, "İşte Anayasadaki o
hukuk devleti var ya, işte bu saçmalıklar yapılmasın anlamında bir hukuk
devleti anlayışıdır. Hem bunları yapacaksınız hem de Anayasadaki hukuk
devleti kimliğini koruduğunuzu düşüneceksiniz, böyle bir şey olmaz"
dedi.
"Kendinizi kurtarmak için, defalarca yönetmelik, yasa değiştirdiniz.
Başbakan kendisiyle ilgili yargı sürecini askıya almak için kanun
çıkardı, bakanlar 4 kez af çıkardı, bir iş adamının, yabancı şirketin
talebiyle kanun çıkarıldı. Ama anayasa çıkmamıştı" görüşünü savunan
Baykal, şimdi, kendi çıkarlarını korumak için Anayasa çıkarma noktasına
gelindiğini söyledi.
"ANAYASAMIZIN DİŞİNİ ÇEKECEKLERDİR" Baykal, anayasa değişikliğiyle, sadece AK Parti’nin kapatılmasına
ilişkin yargı sürecinin askıya alınmayacağını, Anayasadan, laiklik
ilkesinin ihlal edilmesi halinde, yaptırım uygulanmasının çıkarılacağını
öne sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anayasamızın dişini çekeceklerdir. Anayasamızın laiklik konusundaki
kararlılığının uygulanabilirliğini ortadan kaldıracaklar, laiklik
ilkesinin içini boşaltacaklardır. Bu değişiklik yapıldıktan sonra,
laikliği ihlal eden bir siyasi parti hakkında yaptırım talep edilmesi,
laikliği ihlal edenlerin iznine bağlanacaktır. Anayasanın laiklik
konusundaki duyarlılığını ortadan kaldıracaktır. Türkiye, artık
Anayasayı, laiklik ilkesini ihlal eden bir siyasi kuruma karşı seyirci
kalmak durumunda olacaksa, Anayasanın değiştirilmesi dahi teklif
edilemez o maddesinin hiçbir değeri, anlamı kalmayacaktır. Düşünülen
mini paketin, sıradan bir anayasa değişikliği olmanın ötesine geçmiştir.
Bu düşünülen mini paket, sıradan bir anayasa değişikliği değildir. Bu
Anayasayı tebdil ve tağyir etme girişimidir. Bu yapılırsa, o Anayasa
bildiğiniz anayasa olmayacaktır, Anayasa tağyir edilmiş,
başkalaştırılmış, tebdil edilmiş, dönüştürülmüş olacaktır. Herkes aklını
başına alsın."
"GÖRMEMEK İÇİN BAŞBAKAN OLMAK GEREKİR"
Baykal, "Türban çok önemli gelişmelere yol açar" dediğini anımsatarak,
"Bunun üzerine Başbakan, kimlerle paslaşarak, bunu söylediğimi sordu.
Anayasayı, Türkiye’nin siyasi tarihini bilen herkes, o girişimin önemli
sonuçlar doğuracağını görür. Görmemek için belki de sadece Başbakan
olmak gerekir" dedi.
Baykal, kimseyle paylaşmadan ve paslaşmadan, mini Anayasa değişikliği
paketinin çok önemli gelişmelere yol açacağını söylediğini kaydetti.
Erdoğan’ın, "Baykal ayet okuyor bir şey olmuyor, ben okuyorum kıyamet
kopuyor" dediğini ifade eden Baykal, ayet okumanın, İslamiyet’i sevmek,
övmek ve özünün ne olduğunu anlatmanın suç olmadığını vurguladı.
İslamiyet’in özünde siyasi istismarın olmadığını, bunun yanlış olduğunu
anlattıklarını belirten Baykal, "Ama sen tescillisin, bu konuda sicilin
ortada, sen din istismarını, siyasetinin temeli yapmış insansın. Sen
kendini nasıl olur da Anayasaya, laikliğe, cumhuriyete inanan siyaset
adamlarıyla mukayese edersin" diye konuştu.
Baykal, Anayasa değişikliği paketinin oylamasının, laikliğin oylaması
olacağını öne sürdü.
"BEN SUSTUĞUM ZAMAN..."
Başbakan Erdoğan’ın, bazen meydan meydan dolaşarak kendilerini
eleştirdiğini, sıkıştığında ise "Gerilim istemiyoruz" dediğini savunan
Baykal, şöyle devam etti:
"Türkiye’de yaşanan olaylar, iktidar ile anamuhalefet -muhalefet mi tek
muhalefet mi onu da bilmiyorum- arasında siyasi tartışmadan kaynaklı bir
olay değildir. Başbakan ile polemik yaptığımız için gerginlik var, yok
böyle bir şey. Olayın tarafı biz değiliz. Gerginlik iktidar ile
muhalefet arasındaki tartışmadan değil, iktidarın, Türkiye’nin
Anayasasıyla, devlet düzeniyle, laiklik anlayışıyla kavgasından
kaynaklanıyor. Kavga bizimle değil. Muhalefet sustuğunda Türkiye’de
gerilim olmayacak mı? Ben sustuğum zaman, bu yoldan çıkacağını sen
garanti ediyor musun?"
-"YARGIYI, SİYASETİN PARÇASI HALİNE DÖNÜŞTÜREBİLİR"-
Baykal, Türkiye’nin çok tehlikeli bir bölünmeye girdiğini, ülkenin bir
coğrafyasında kentlerin içinde barikatlar kurulduğunu, bayrağın ayaklar
altına alındığını, güvenlik güçlerinin hedef haline getirildiğini,
PKK’ya övgülerde bulunulduğunu söyledi.
"Sen bunu seyrettin, destek verdin, yolunu açtın" diyen Baykal, "5
yıl içinde Türkiye’yi nereye getirdiler. 5 yıl daha kalsın, Türkiye’de
daha ağır olaylarla karşı karşıya kalacaktır. Gerilimi düşürmek
isteyenler, iktidarı muhatap alma cesaretini göstermelidirler. Bu
çatışma, yer yer yargıyı siyasetin bir parçası haline dönüştürebilir.
Partiler, siyasetçiler gelip geçer ama Türkiye devam edecektir" dedi.
"BU BİR BOMBA" Baykal, devletin, AK Parti zihniyeti doğrultusunda yeniden
yapılandırıldığını, bunun anayasanın temellerini değiştirmeye yönelik
sistematik çaba olduğunu öne sürdü.
Ergenekon soruşturmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Baykal,
bu sürecin bir an önce netleştirilmesini, herkesin sorumluluğunu
üstlenerek, bildiklerini delilleriyle ortaya koymasını istedi. Baykal,
kimsenin, ülkeyi, sisleme, suçlama dönemine getirmeye hakkı olmadığını
dile getirerek, "Kim ne yaptıysa, ortaya konulmalı, yapanların hakkında
da yargı organı gelmelidir. Buna biz de destek olmaya hazırız" diye
konuştu.
"Bu bir bomba, nerede patlar, kime yönelir, önümüzdeki dönemde
göreceğiz" diyen Baykal, yapılan açıklamaların kaygıları arttırdığını
söyledi. Baykal, olayın artık deşifre edildiğini, bağlantıların,
ilişkilerin görüldüğünü kaydetti.
Friends' dizisinin yıldızı Jennifer Aniston'ın güvenlik ekibi, ünlü oyuncunun evde bulunduğu sırada malikanesinin kapılarını kırarak içeri giren bir adamı etkisiz hale getirdi. Saldırganın takıntılı paylaşımları ortaya çıkarken mahkemedeki tuhaf halleri dikkatleri çekti.