08.04.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:
ÇİN Büyükelçisi Yao Kuangyi, Ankara'da görevli Türkçe konuşan az sayıda yabancı büyükelçilerden biri. Ankara'da üçüncü kez görev alan ve kariyerinin 10 yıldan fazlasını Türkiye'de geçiren Kuangyi, kusursuz bir Türkçe konuşuyor. Baştan sona Türkçe gerçekleşen, Çin çayı eşliğindeki sohbetimizde, Büyükelçi tek bir hata yapmıyor.
Kuangyi, Türkçe'yi, Ankara'ya ilk kez geldiği 1978'de öğrenmeye başlamış. 1983'e kadar kadar Türkiye'de kalan Kuangyi, 1988 - 1993 arasında Ankara'da görev yapmış. Ağustos 1997'de Türkiye'ye büyükelçi olarak atanmasına çok sevindiğini belirten Kuangyi, hiç zorlanmadan Türkçe'yi kullanabilmesine karşın, "Türkçe benim için dünyanın en zor dillerinden biri" demekten kendini alamıyor.
Türkçe'nin Büyükelçi'yi en çok zorlayan yönlerinden biri, Çince'nin tersine fiilin cümlenin sonunda kullanılması. Gazete okuyarak ve televizyon izleyerek Türkçesi'ni ilerlettiğini belirten Büyükelçi, Türk dilinde yıllar içinde yaşanan değişimlerden etkilenerek, her gelişinde yeniden uyum sağlamak zorunda kalmış. Kuangyi, "Başta daha çok Arapça kelime vardı. Sonra öztürkçeye dönüldü. Ama şimdi bile hala kullanılan Arapça kelimeler var" diye konuşuyor. Türkçe bilmenin kendisine büyük avantajlar sağladığını belirten Büyükelçi, "Daha kolay dostluklar kuruyorum. Beni yabancı gibi değil de kendi vatandaşları gibi görüyorlar" diyor.
Gerek hayatının önemli bir kısmını Türkiye'de geçirmiş olması, gerekse iki kültür arasında ortak yönler bulunması nedeniyle "hiç yabancılık çekmiyorum, kendi ülkemde yaşar gibiyim" diyen Büyükelçi Kuangyi, "aradaki mesafeye karşın tarihten gelen bir dostluk var. İki ülke de doğulu. Kültürlerimizde büyük benzerlikler var. Misafirperverlik, iki halkın en önemli ortak yanı" diye konuşuyor.
Türkiye'yi çok sevdiğini belirten Büyükelçi, Edirne'den Hakkari'ye Türkiye'de gezmediği yer kalmadığını söyledi. Yerel halkın tepkisini sorduğumuzda ise "çok şaşırıyorlar. Hakkari'ye her zaman Çinli gitmiyor" diye yanıtlıyor. Büyükelçi, Çinli müslüman eşi Fatma ile Türk mutfağını, en az Çin mutfağı kadar sevdiklerini belirtiyor.
Büyükelçinin en büyük dertlerinden biri, aradaki uzaklık nedeniyle iki halkın birbirini az tanıması. Bir topluluğa girdiğinde kendisini ya Japon yada Koreli sanıyorlar.
1979'da başlayan açılım ve reform politikası çerçevesinde son 27 yılda Çin'de büyük değişim yaşandığını belirten Kuangyi, "Maalesef Türkiye Çin pazarına girmekte geç kaldı" diye konuşuyor. Türk işadamlarının Çin'e gitmediğini, Çin'i kapalı kutu olarak gördüklerini belirten Büyükelçi, aradaki mesafenin büyük engel oluşturduğunu vurguluyor. Yıllar boyunca Türkiye'yi gözleme imkanı bulan Büyükelçi, Türkiye'de de büyük değişimler yaşandığını, refah düzeyinin sürekli yükseldiğini belirtiyor.