23.09.2013 - 16:54 | Son Güncellenme:
Ankara/milliyet.com.tr
Kaplan; sözlükte yer alan "Tarlayı düz al; kadını kız al; On beşindeki kız ya erde gerek ya yerde; Kürdün yağı çok olunca, hem yer hem yüzüne sürer" gibi atasözleriyle ilgili olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ile Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'ya bir dizi soru yöneltti.
Sözlükteki tartışmalı atasözleri
BDP Şırnak milletvekili Hasip Kaplan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ile Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı tarafından yanıtlanması istemiyle Meclis Başkanlığı'na soru öngeresi verdi.
Önergede; Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda, öğrencilere alınması tavsiye edilen İnkılap Yayınları’ndan Ömer Asım Aksoy’un Atasözleri ve Deyimleri Sözlüğü'nde şu tartışmalı hususların yer aldığı belirtildi:
Kız ya erde ya yerde
* On beşindeki kız ya erde gerek ya yerde: kız on beş yaşına ulaştı mı evlendirilmelidir. Evlendirilmezse anneyi, babayı güç durumda bırakacak çok üzücü olaylar çıkabilir. Böyle
olacağına kızın ölmesi daha iyidir.
*Sevip dostuna, boşanıp kocana varma: Bir kadın töre dışı sevdiği kimseye varmamalıdır. Çünkü bu adam kendisi gibi başkasıyla da sevişti ya da sevişir diye kadına karşı içinde sürekli bir kuşku duyar. Bu da evlenenler için geçimsizlik kaynağı olur.
*Tarlayı düz al; kadını kız al: Tarla alacak kimse düz yerden almalı, bayırdan engebeli yerden almamalıdır. Evlenecek erkek de dul kadını değil, kızı yeğlemelidir.
* Tarlayı taşlı yerden, kızı kardaşlı yerden: Taşlı tarlanın tahılı daha güzel olur. Erkek kardeşi bulunan kız da hem sarkıntılıklara karşı korunmuş, hem de kardeşine hizmet ederek ileride kocasına nasıl hizmet edileceğine alışmış bulunur.
* Kürdün yağı çok olunca, hem yer hem yüzüne sürer: Malı çok olan akılsız kişi, bunu gerekli olan iş için kullandıktan sonra kalanını tutmasını bilmez, çarçur eder.
* Acemi nalbant Kürt (gavur, ahmak) eşeğinde dener kendini: İşinde ustalığa erişmemiş kimse, ilk denemelerini heder olmasına acınmayacak malzeme üzerinde yapar.
İki bakana sordu
Kaplan, bu atasözlerinin ırkçı ve cinsiyetçi nitelikte olduğunu belirterek, bakanlar Şahin ile Avcı'ya, şu soruları yöneltti:
"Sözlükte yazılı olan deyimler, bireyi aşağılayıcı değil midir?
Türkiye BM Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesine imza koymuş bir ülkedir ve bu sözleşmeye göre 18 yaşından küçük herkes korunmaya muhtaçtır ve devlete düşen görevler vardır. Bu sözler, sözleşmeye aykırı değil midir?
CEDAW (Kadina yönelik her türlü şiddetin önlenmesi ) Türkiye, bu uluslararası sözleşmeye imza atmış bir ülkedir. Sözlükteki bu deyimler sözleşmenin ruhuna aykırı değil midir? İhlal anlamına geldiğini düşünüyor musunuz?
Sözlükte geçen deyimler ve açıklamaları, toplumun kız çocuklarına karşı şiddeti meşru gören bir zihniyet oluşturabileceğini düşünüyor musunuz?
Erkek egemen bakış açısı, kadınlara biçilen rol ve cinsiyetçi yaklaşımı nedeniyle bu sözlüğün toplatılması için herhangi bir çalışmanız var mıdır?
Bu atasözleri ve deyimler sözlüğündeki deyim ve açıklamaları gelişim çağında olan öğrenciler için uygun mudur?"