Siyaset Erdoğan’a tepkiler çığ gibi

Erdoğan’a tepkiler çığ gibi

20.09.2008 - 01:46 | Son Güncellenme:

Başbakan’ın ‘basına boykot’ çağrısına, gazeteciler cemiyetleri ve üniversiteler başta olmak üzere, meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinden tepki: Hem demokrasinin geleceği hem de basın çalışanlarının ekmeğiyle oynanıyor

Erdoğan’a tepkiler çığ gibi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, önceki gün AKP Ankara İl Başkanlığı’nın verdiği iftarda “basına boykot” çağrısına yurdun dört bir yanından çığ gibi tepki geldi. İşte tepkiler... 
TOBB: Erdoğan’ın bu çağrısı medyasektörü açısından son derece tehlikeli ve endişe vericidir. Bu tutum sadece bir medya grubuna değil, sektörün tümüne yöneliktir. Erdoğan, bu yanlış tutumdan vazgeçmelidir. Bu kampanyanın yarın ekonomik boyutları da dahil farklı mecralara kayabileceğini düşünmek bile istemiyoruz. Bu çağrının toplumu farklı kutuplara itebilecek başka bir gelişmeyi de beraberinde getirebileceği endişesi taşıyoruz.
Süleyman Çelebi (DİSK Genel Başkanı): Erdoğan’ın eleştiriye, farklı seslere tahammülü olmadığını öteden beri biliyor, bu konudaki tutumunun gittikçe katılaşmasını endişeyle izliyoruz. Sözleriyle, muhaliflerine yaşama şansı tanımadığını açıkça beyan etmiştir. Elbette herkes demokrat olmak durumunda değildir.
Rıza Mete (Adana Tabip Odası Başkanı):  Basın özgürlüğü yoksa insan özgürlüğü de yoktur.
Hamdi Yurdakul (Merkez Mersin Gazeteciler Derneği Başkanı): Boykotun basın özgürlüğü ve demokrasiyle bağdaşır bir yanı yoktur. 

‘BAŞBAKAN GAFLET İÇİNDE’
Bülent Ecevit (Antalya’daki Akdeniz Basın Vakfı Başkanı): Başbakan, gaflet ve delalet içine düşmüştür.
Ümit Özgümüş (Adana Sanayi Odası Başkanı): Bunun sonu totaliter rejimdir, korku imparatorluğudur.  Başbakan yarın da kendisiyle iyi geçinmeyen sanayi grupları için de boykot kampanyası açabilir ve işadamlarını sindirme yoluna gidebilir.
Ali Doğan (Mersin Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı): Bu yaklaşım basın özgürlüğüyle bağdaşmaz.
Ayla Yüksel (Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Antalya Şube Başkanı): Bu zihniyet bizi, karanlığa götürür. 

‘TARAF OLMASI TALİHSİZLİK’
Kemal Özgen (Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı): Ülkenin çok önemli sorunları varken bu tür meselelerle uğraşmak ekonomimize büyük bir zarar veriyor.
Mustafa Durna (Atatürkçü Düşünce Derneği Antalya Şube Başkanı): Olaylara at gözlüğüyle yaklaşmak hiçbir zaman bir ülke liderine yakışmaz.
Ali Rıza Akıncı (Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği): Bu tür bir çıkışla demokrasiden asla söz edilemez.
Ünal Türkeş (Muğla Gazeteciler Cemiyeti Başkanı): Devletin tepesindeki bir kişinin taraf olması talihsizliktir.
Nevzat Erdemir (İzmir Barosu Başkanı): Bu tavrını  hukukun temel ilkeleriyle bağdaştırmak mümkün değil.
Suat Kaptaner (İzmir Tabip Odası Başkanı): Başbakan’ın demokrasi kültürüyle uzaktan yakından alakası olmadığı ortaya çıkıyor.
Cemal Elmasoğlu (Ege Genç İşadamları Derneği Başkanı): Başbakan’ın söylemi demokrasiyle örtüşmüyor.

‘BU BİR SUÇTUR’
Remzi Demirkol (Manisa Barosu Başkanı): Başbakan bir kızgınlık haliyle gündem değiştirmeye çalışıyor. 
Erol Akıncılar (İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı): Cumhuriyet tarihinde hiçbir başbakan basına karşı böyle bir tavır içinde olmamıştır.  Bu suçtur.
Prof. Dr. Haluk Günuğur (Türkiye Avrupa Birliği Derneği Genel Başkanı): AB standartlarında düşünülmesi ürkütücü bir yaklaşımdır.
Abdurrahman Yavuz (Uşak Gazeteciler Cemiyeti Başkanı: İktidar sahibi bir kişinin insanların okuma özgürlüğüne yön vermesi, Afrika’da bile görülmemiş olay.
Ahmet Gürel (Samsun Baro Başkanı):  Sayın Başbakan’ın bu açıklaması devletin alması gereken tedbirlerin tam tersidir.
Sezai Matur (Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı): Psikolojisi bozulmuş durumda, Başbakan ne söylediğini bilmiyor. Başbakan’ın bir an önce sakinleşmesi ve normal duruma gelmesi gerekiyor. Sağlıklı düşünemiyor.
Adil Demir (Denizli Barosu Başkanı): Başbakan gözdağı veriyor, şantaj yapıyor. Sözleriyle demokrasiyi içine sindirmiş başbakan olmadığını ortaya çıkarmış oldu. 

‘KUTUPLAŞMA YARATIYOR’
Prof. Dr. Osman Metin Öztürk (Giresun Üniversitesi Rektörü): Bu tür yaklaşımın demokrasiyle uyup uyuşmadığını kamu oyunun takdirine bırakıyorum.
Prof.Dr. Nejdet Atabek (Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Dekanı): Medyaya müdahalenin bütün özgürlüklere müdahale anlamına geldiğini görmeliyiz.
Sezgin Tanrıkulu (Diyarbakır Barosu Başkanı): Bu açıklamayla halkın haber alma özgürlüğünü içselleştirmediğini ortaya koymuştur.
Mahmut Oral (Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu üyesi): Başbakan’ın bu açıklamaları toplumda kutuplaşma yaratmakladır.
Dr.Selçuk Mızraklı (Diyarbakır Tabipler Odası Başkanı): Medyanın önüne bu tür ipotekleri çıkarmak esasen bir tür istibdat anlayışıdır. Bunu demokratik teamüllere uygun bulmuyorum.
Özgür Ulaş Kaplan (Tunceli Barosu Başkanı): Başbakan tek tip düşünceyi hâkim kılmaya çalışıyor.
Recep Bulut (Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Başkanı): Bu durum demokratik gidişat açısından endişe verici.