Siyaset Terör toplantısında demokrasi tartışması

Terör toplantısında demokrasi tartışması

26.06.2010 - 00:27 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Gül, dün Tarabya’daki Huber Köşkü’nde 17 sivil toplum kuruluşunun (STK) temsilcilerini kabul etti

Terör toplantısında demokrasi tartışması

Son günlerde artan terör olaylarının nasıl önlenebileceği üzerine Cumhurbaşkanı’nın görüşlerini dinlediği sivil toplum kuruluşları demokratikleşmede ayrıştı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dün Tarabya’daki Huber Köşkü’nde TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, MÜSİAD Başkanı Ömer Cihat Vardar, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu, Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, Hak-İş Başkanı Salim Uslu, Memursen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ve KESK Hukuk ve Uluslararası İlişkiler Sekreteri Adnan Gölpunar’ın da aralarında bulunduğu 17 sivil toplum kuruluşunun (STK) temsilcilerini kabul etti.

‘Teröre hepimiz karşıyız’
Toplantının sonunda katılanlar adına açıklama yapan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “İki ortak nokta tespit edildi.
Birincisi, teröre hepimiz karşıyız, şiddetle kınıyoruz. İkinci nokta ise Türkiye’nin demokratikleşme yolunda atacağı adımlardan kesinlikle vazgeçmemesinde mutabık kaldık” dedi.

Üç buçuk saat sürdü
Bu açıklamaya rağmen toplantıda tüm STK’ların temsilcilerinin şiddet olaylarının durması ve PKK’nın silah bırakması konusunda görüşbirliği içinde olduğu ancak demokratikleşme konusunda aynı mutabakatın bulunmadığı öğrenildi. DİSK Başkanı Çelebi, sorunun demokratikleşmeyle çözülemeyeceğine inanan katılımcıların bulunduğunu söyledi.
Kamu-Sen Başkanı Bircan Akyıldız da, “Daha çok demokratikleşme derken demokratikleşmenin nereye kadar olduğu sorusunun cevabı bulunmalı” dedi.
Önceki gün TÜSİAD’da gündeme gelen federal yapı konusunun açılmadığı toplantıda Gül’ün, “Terörle ve terör örgütüyle Kürt sorununu ayrıştırmalıyız” dediği belirtildi. Toplantının planlanan süreyi aşarak üç buçuk saat sürmesi nedeniyle Gül, cuma namazına gidemedi.

Haberin Devamı

Kim ne önerdi?
Hak-İş: OHAL’i kabul etmek demek terör örgütünün ekmeğine yağ sürmek anlamına gelir. Terör nedeni ile mezra ve köylerinden ayrılmak zorunda kalıp, kent varoşlarında gecekondular oluşturan köy nüfusunun tekrar köyüne dönmesi sağlanmalı. GAP bir an önce tamamlanmalı.
MÜSİAD: Artan terör ve şiddet olayları demokratik açılım süreciyle doğrudan ilişkilendirilmemeli, bilakis yaşanan tüm sorunlara ve sıkıntılara rağmen milli birlik ve kardeşlik projesine devam edilmeli, bu süreçteki kararlı duruş korunmalı.
DİSK: PKK silah bırakmalı. Türkiye’nin toprak bütünlüğü içerisinde, kardeşçe ve eşit şekilde bir arada yaşama iradesi vazgeçilmez ilke olmalı. Bölge halkını ucuz işgücü deposu olarak gören çözümlere başvurulmamalı, bölgesel asgari ücret çalışmalarına son verilmeli. Koruculuk sistemi dağıtılmalı. Seçim barajı kaldırılmalı.
Kamu-Sen: Çok bilinmeyenli bu problemi çözmek için gereken denklem çok dikkatli kurulmalı. Üniter yapı, cumhuriyetin temel ilkeleri, başkent ve dil tartışılmamalı.
Türk-İş: İktidar ve muhalefet, TBMM çatısı altında teröre karşı ortak bir eylem planında buluşmalı. Terörle mücadelede güvenlik güçlerini zaafta gösterecek tüm yaklaşımlardan uzaklaşılmalı.