Tüm hayırlı çalışmalarda yanınızdayım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çalışmadan, çabalamadan, eser vermeden yapılan siyasetin şehirlere ve insanlara vakit kaybettirmekten başka işe yaramayacağını belirterek “Belediye başkanlarının görevi devr-i sabık peşinde koşmak değil şehirlerine en güzel, en kalıcı, en verimli hizmetleri getirmek için çalışmaktır. Medyada her gün çeşitli şehirlerimizdeki belediyelerle ilgili vicdan yaralayıcı habere rastlıyoruz. Unutmayınız, kapının önüne konan, canları yanan, yuvaları başlarına yıkılın insanların ahı üzerinde ne siyaset ne hizmet bina edilebilir” dedi.

Erdoğan, dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde aralarında CHP’lilerin ve görevden alınan HDP’lilerin yerine kayyum olarak atanan 3 valinin de olduğu 29 büyükşehir belediye başkanını kabul etti. Toplantıya sadece yurtdışında olduğu için Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş katılmadı. Toplantıya, Gençlik ve Spor ile Ticaret bakanları dışında tüm bakanlar ile Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu üyeleri de katıldı. “Milletin evine hoş geldiniz” diyerek söze başlayan Erdoğan, başkanlara şu mesajları verdi:

BU FOTOĞRAF ÖNEMLİ

Ülkemizin birliğe, beraberliğe, kardeşliğe en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde burada ortaya koyduğumuz fotoğrafı çok önemli görüyorum. Özellikle terörle, terör örgütleriyle, hukuksuzlukla arasına mesafe koymayı başarmış belediye başkanlarımızla birlikte olmaktan memnuniyet duyuyorum. Her fırsatta ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ derken tam da buradaki manzarayı ifade etmek istiyorum. Milletimizin bizden istediği görüntünün bu olduğuna eminim. Belediye başkanlığından gelme bir siyasetçi olarak sizleri en iyi şahsımın anlayacağını düşünüyorum. 1994’te kazandığım İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na hep iftihar duyduğum ve ömrüm boyunca da gururla yad edeceğim bir vazife olarak baktım..

YAKINDAN İZLİYORUM

Vicdan sahibi herkes kabul edecektir ki 11 yıllık Başbakanlık ve 5 yılı aşkın Cumhurbaşkanlığı görevlerimiz süresince hizmet söz konusu olduğunda hiçbir belediye başkanını partisine bakmadık. İzmir’den Van’a Eskişehir’den Hatay’a Muğla’dan Mardin’e kadar hangi şehrimizin ne tür yatırıma ihtiyacı varsa hepsine de altyapısıyla üstyapısıyla gerekli desteği verdik. Bize karşı aleni husumet içine girmeyen nezaketi ve insani mesafeyi koruyan tüm belediye başkanlarıyla çalıştık. Siyasi çekişmelerin geçici buna karşılık ülkemize ve şehirlerimize yapılan hizmetlerin kalıcı olduğu gerçeğini hiç unutmadık. Bundan sonra da aynı anlayışla hareket edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Cumhurbaşkanı olarak ülkemizin tüm kurumları ve meseleleri gibi büyükşehir belediyelerimizin durumunu da yakından izliyorum. Parti ayırımı olmaksızın belediyelerimizin tamamının durumunu yakından biliyoruz.

HDP’lilerin yerine kayyum olarak atanan Diyarbakır, Mardin ve Van valileri de toplantıya katıldı.

DEVR-İ SABIK OLMAMALI

Belediye başkanlarının görevi devr-i sabık peşinde koşmak değil şehirlerine en güzel, en kalıcı, en verimli hizmetleri getirmek için çalışmaktır. Medyada her gün çeşitli şehirlerimizdeki belediyelerle ilgili sendika değiştirme baskısından işten atmalara envai türden tehditlere kadar pek çok vicdan yaralayıcı habere rastlıyoruz. Unutmayınız kağıt üzerinde bir toplam olarak önünüze gelen personel sayısındaki her rakam bir insana ve onun etrafında şekillenen daha geniş hayata tekabül ediyor.

TAKİP EDİYORUZ

Belediye başkanlarının kurumlarını yönetme tasarrufu, emekleriyle ekmek paralarını kazanma peşindeki insanların hayatlarını diledikleri gibi alt üst edebilecekleri anlamına gelmiyor. Kapının önüne konan, canları yanan, yuvaları başlarına yıkılın insanların ahı üzerinde ne siyaset ne hizmet bina edilebilir. Kamunun diğer kurumları gibi belediyeler de çeşitli statülerde çalışan personelin de tamamına hakka, hukuka, adalete ve elbette vicdana uygun davranılması şarttır. Şayet varsa birkaç kötü örnek bahane edilerek yüzlerce binlerce kişinin ekmeğiyle oynanması ne hakka ne hukuka ne adalete ne de insanlığa sığar. İşte sırf bu sebeple keyfi uygulamalara maruz kalmamaları için kamuda sayıları milyonu bulan taşeron şirketler üzerinde çalışan işçileri sözleşmeli statüyle kadroya geçirdik, sebebi buydu. Buna rağmen son aylarda bazı belediyelerde yaşanan hadiseleri üzüntüyle takip ediyoruz.

EKMEĞİNDEN ETMEDİK

Biz, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine geldiğimizde bizden bir önceki iki önceki, üç önceki hatta çok daha önceki dönemden kalma personel vardı. Çalışan birikimi ve gayretiyle bulunduğu yeri hak eden hiç kimseye dokunmadım. Hiç kimseyi yerinden, ekmeğinden, aşından etmedik. Göreve geldiğimizde kendimizi şehrin üzerine kabus gibi çökmüş devasa sorunlarla ve en az onlar kadar büyük borç yüküyle karşı karşıya bulduk. Şayet derdimiz hizmet etmekse, eser ortaya koymaksa şehrimize de aşkla bağlıysak çözülemeyecek hiçbir mesele yoktur. Bizde teker teker her meseleyi çözüm yolana koyarken borçlarımızı sabırla ödedik.

ARAÇLA UĞRAŞMADIK

Ne personelle ne araçlarla ne de başka bir şeyle uğraştık. Tüm vaktimizi ve imkanları doğrudan şehrin sorunlarının, şehrin halkının sıkıntılarının çözümüne teksif ettik. Diğer görevlerde de bu çizgiden sapmadık. Tüm belediye başkanlarımızdan da aynı hassasiyeti bekliyoruz. Şehirlerinize ve oralarda yaşayanlara hizmet için yapacağınız tüm hayırlı çalışmalarda yanınızda olacağımı tekrar tekrar ifade ediyorum.

‘Sorunların üstesinden birlikte gelebiliriz’

Erdoğan, “Belediyelerin bugün içinde bulunduğu durumun sistemden de uygulamadan da kaynaklanan sebepleri var. Bu ülke 81 vilayetinin tamamıyla hepimizin olduğuna göre bu sorunların tespiti ve çözüm yollarının bulunması bizlerin ortak sorumluluğudur. 30 büyük şehrimiz başta olmak üzere tüm belediye başkanlarımızın teklif ve tespitleri doğrultusunda bu sorunların üstesinden gelebiliriz. Kanun değişikliği gereken konuları Meclis’te kararname gereken konuları Cumhurbaşkanlığı’nda diğer idare düzenlemeleri ilgili kurumlarımızda çalışabiliriz. Önemli olan bu sürece tüm belediye başkanlarımızın ve partilerinin samimi destek vermesidir. Türkiye için 81 ilin tamamı için bu işbirliği zeminini oluşturup işletmeliyiz. Belediye hizmetleri gibi ülkemiz nüfusunun tamamına yakınını ilgilendiren bir konuda bu yönde göstereceğimiz ortak çaba milletimize umut verecektir” dedi.

Bakanlar not aldı

Erdoğan’ın 29 belediye başkanı ile toplantısı 3.5 saat sürdü. Toplantıda, belediye başkanlarının beklenti ve talepleri, bakanlar tarafından not alınırken başkanlardan beklentiler de görüşüldü.

‘Faydalı bir toplantı oldu’

Toplantının ardından belediye başkanları basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Başkanlar özetle şunları dile getirdi:

Ekrem İmamoğlu (İstanbul): Cumhurbaşkanı’na teşekkür ediyoruz. Bir komisyon önerimiz oldu. Kendileri kabul etti. Hem CHP hem AK Partililerden oluşan bir komisyon kurulması yönünde bir karar verildi. Karşılıklı sorular soruldu. Sayın bakanlar da cevap verdiler. Tümüyle iyi bir başlangıç.

Zeydan Karalar (Adana): Toplantının ana konusu belediyelerin düştüğü ekonomik krizdi. Bugünün bence en önemli teması seçimden beri gerilen Türkiye’nin, sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesi ile bugünden sonra yumuşayacağını beyan etmesi.

Yılmaz Büyükerşen (Eskişehir): Bizim açımızdan çok faydalı ve güzel bir toplantı oldu. Büyükşehir belediye başkanlarımız ayrıca her birisi gerek belediyeler ve yerel yönetimler sistemi üzerinde bizzat kendi belediyelerinin sorunlarını içeren dosyalarla hazırlıklı gelmiştik. Onları da hem sayın Cumhurbaşkanına hem de bakanlara ilettik.

Memduh Büyükkılıç (Kayseri): Sayın Cumhurbaşkanımız bir kesimi hedef alan mantık içerisinde değil, sadece sağlıklı uygulamalar yapma anlayışı içerisinde hepimize önerilerde, tavsiyelerde bulundu. Hepimizin uygulamalar açısından bunlara dikkat etmemiz gerektiğini vurguladı.

Selahattin Gürkan (Malatya): Biz bunu Türkiye buluşması olarak tarif ediyoruz. Bu Türkiye buluşması inanıyorum ki huzurun, ahengin, birlik ve beraberliğin, bugün ülkemiz üzerinde oynanmak istenen oyunların hem dış  cephesinden hem iç mahfiller açısından önemli bir ders niteliğinde olduğunu, bir mesaj niteliğinde olduğunu ifade etmek istiyorum. Bu birliktelik teröre karşı dik duruşun, birlikte olunması gerektiğinin en güzel mesajıdır.