27.03.2011 - 02:15 | Son Güncellenme:
MERİÇ TAFOLAR Ankara
‘Seçim barajı hemen kalkmalı’
Anadolu Kültür Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala: Güçlü bir uzlaşma ve katılım gereğinin vurgulanması yerinde. Yüzde 10’luk seçim barajının, ifade ve örgütlenme özgürlükleriyle ilgili kısıtlamaların anayasa hazırlık süreci için doğurduğu sakıncalara değinilmiş olması da önemli. Biz, barajın hemen kaldırılmasını, bir anayasa değişikliği ile haziran seçimlerinin barajsız yapılabilmesini mümkün ve gerekli görüyoruz. TÜSİAD raporunda yer alan partiler arası uzlaşma komisyonu kurulması, sivil toplum örgütlerinin meclis anayasa komisyonunda temsil edilmeleri de olumlu öneriler. Yeni anayasada değiştirilmesi istenmeyecek maddeler yer alabilir. Bu maddelerin, evrensel hukuk ilkeleri çerçevesine oturması ve farklı kesimlerinden insanların eşit olarak haklarını koruyucu nitelikte olmaları önemlidir.
‘A’dan Z’ye destekliyorum’
Prof. Dr. Baskın Oran: A’dan Z’ye destekliyorum. İlk defa ‘insan’ı odak alan bir metin. Öncekiler hep ‘devlet’ odaklıydı ve sonunda geldi, ‘Derin Devlet’e yaradı, yarıyor. Sadece, vatan tanımında ‘Türkiyeli’ teriminin açıkça kullanılmasını tavsiye ederim. Toprağa ilişkindir, herkesi kucaklar. Bu kadar demokrasi getirilirse parçalanmaya ve irticaya yol açar mı diyen âdemler var. Yahu, bugüne kadar demokrasiye izin verilmedi de ne hale geldik; hiç düşünüyorlar mı? Demokraside sesini duyuramayanların bir kısmı dağa çıktı; bir kısmı da şimdi hükümet oldu. Büyük Burjuvazi buraya nasıl ulaşabildi? Şimdiye kadar tutucuydu, çünkü ‘2K+İ’den korkuyordu: Komünizm, Kürtçülük, İrtica. Birincisi 1991’de ortadan kalktı, ikincisi ise 1997’de ivmesini kaybetti. Üçüncüsü de AKP iktidarıyla bitti.
‘Sadece sermaye grubunun önerisi’
Sosyalist Gelecek Parti Hareketi sözcüsü Ertuğrul Kürkçü: Dehşet verici bir durum görmüyorum. Ancak mevcut anayasada bir kazanım olarak görmemiz gereken laik demokratik, sosyal hakuk devleti ifadelerinin kendilerinden daha geri hükümlerle değiştirilmesine kapı açmış oluyor. İhtilaflı bir konu. Anayasayı kimin yapacağı önemli. Yeni anayasanın seçimden sonra oluşacak bir meclisçe yapılması durumu, eksik temsille yapılacak bir anayasa anlamına gelecek. TÜSİAD’ın önerisi bir sermaye grubunun önerisi, bütün yurttaşların adına konuşma hakkı yok. O kesimin görüşü olarak dikkate alınır ama işçi sendikaları, Kürt ve Alevi kesimleri, çevreciler, yurttaş inisiyatifleri de dikkate alınmalı. Anayasa taslağının eksik bir katılımla hazırlanması, onun meşruiyetini daima tartışma konusu yapacaktır.
‘Diyanet laiklik ilkesiyle çelişiyor’
Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Burhan Şenatalar: Raporun doğrudan TÜSİAD’ın görüşlerini yansıtmıyor. Çalışmaya katılan uzmanların ve kanaat önderlerinin görüşlerini yansıtıyor. Büyük bölümüne katılıyorum. Yüzde 10’luk seçim barajı ile ilgili eleştiriyi ve yeni anayasayı hazırlayacak parlamentonun ya barajsız ya da çok düşük bir barajla seçilmesi gerektiği görüşünü destekliyorum. Başkanlık sistemine karşı parlamenter sistemi net bir şekilde savunmasını ve cumhurbaşkanının yetkilerinin kısılmasını öngörmesini de isabetli buluyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın devlet içinde bir kurum olmasının, sadece Sünni nüfusa hizmet götürmesinin laiklik ilkesiyle çeliştiği görüşüne katılmaktayım. Katılmadığım noktalardan biri, değiştirilemez maddede yalnızca cumhuriyetin yer almış olmasıdır.