"Yerli otomobilin önünü kesemezler"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, vatandaşların “Türkiye’nin otomobili”ne sahip çıktığını ifade ederek, “Devrim otomobilinin önünü kestiler ama devrin otomobilinin önünü kesemeyecekler.  Milletimizin projeyi böylesine sahiplenmesi, yerli ve milli teknoloji hamlelerinin başına gelenlerin inşallah devrin otomobilinde tekrarlanmayacağının en büyük ispatıdır” dedi. Kanal İstanbul tartışmalarına da değinen Erdoğan, “Biz artık isteseler de istemeseler de Kanal İstanbul’u yapacağız” diye konuştu.

Erdoğan, TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşmada şu mesajları verdi:

DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTIYORUZ: TÜBİTAK 56 yıldır bilim ve teknolojinin mihmandarlığında ülkemizin kalkınmasını destekleyecek adımlar atıyor. Dışa bağımlılığımızı azaltacak projeler üretiyoruz. Savunmadan uzaya, kutup çalışmalarından astronomiye, akademiden sanayiye uzanan geniş bir alanda atılımları ve yenilikleri destekliyoruz. 2002 yılında bilim insanlarımıza sadece 150 milyon lira destek sağlanırken bu sene verdiğimiz destek 1.8 milyar liraya ulaştı. Ar-Ge harcamalarının milli gelirimizdeki payı ilk defa yüzde 1’i aştı. Bu oranı çok da artıracağız. Güçlü ve sürdürülebilir büyüme oranlarını yakalayabilmemiz için üretimimizi yüksek teknolojiye dayalı katma değerli ürünlere yöneltmek mecburiyetindeyiz. Bilgi ve teknolojiyi üretmeyen, bunları iyi şekilde kullanamayan ülkelerin geleceğin dünyasında işi doğrusu çok zor.

DÜNYANIN DÖRT YANINDAN BAŞVURU: Ülkemizi dünyadaki tüm bilim insanları için çekim merkezi haline getirmek istiyoruz. Uluslararası lider araştırmacılar programı ile oldukça yenilikçi bir mekanizma oluşturduk. Dünyanın dört bir yanından başvuru aldık. En iyi küresel şirketlerden ve dünyanın en iyi üniversitelerinden araştırmacılar Türkiye’ye gelip bizim kurduğumuz altyapılarda çalışmayı tercih ettiler. 98’i Türk, dokuzu yabancı olmak üzere 127 üst düzey araştırmacı bu programdan faydalanıyor.

ÜRETEN ÜLKE OLACAĞIZ: Gebze’de iki tarihi anı birlikte yaşadık. Bilişim Vadisi’nin resmi açılışını gerçekleştirdik. Savunma sanayindeki başarı hamlesini sivil alanlara da aktarmak için kolları sıvadık. Artık yeni teknolojilerin sadece pazarı olmakla kalmayacağız, bu teknolojileri üreten tüm dünyaya yayan ve kendi koyduğu standartları kabul ettiren bir ülke haline gelmekte kararlıyız. Bilişim Vadisi kritik bir rol üstlenecek.

SİPARİŞLERİ ALMAYA BAŞLADIK: Türkiye’nin otomobili projesinin burada şekillendirilmiş olması doğru yolda ilerlediğimizi gösteriyor. Belirlenen tarihte üretime de geçilecektir. 2022’nin sonunda seri üretim. Bursa Gemlik’te Silahlı Kuvvetlerimize ait 4 milyon metrekarelik alanın 1 milyon metrekaresini otomobil girişim grubuna tahsis ettik. Oradan uluslararası sulara açılma imkanımız olacak. Limanı da orada yapacağız. Milletimiz de Türkiye’nin otomobiline tüm kalbiyle sahip çıkmıştır. Başta şahsım olmak üzere siparişleri de almaya başladık. Devrim otomobilinin önünü kestiler ama devrin otomobilinin önünü kesemeyecekler. Milletimizin projeyi böylesine sahiplenmesi, terli ve milli teknoloji hamlelerinin başına gelenlerin inşallah devrin otomobilinde tekrarlanmayacağının en büyük ispatıdır.

KENE GİBİ YAPIŞAN ZİHNİYET: Ülkemizde maalesef atılan her hayırlı adımın karşısında yer almayı marifet sanan sığ bir anlayış bulunuyor. Türkiye’de hayata geçirilmiş hiçbir proje yoktur ki milletimizin vücuduna 200 yıldır adeta kene gibi yapışan bu zihniyete rağmen yapılmamış olsun. Biz de ne yapsak ‘yapamazsınız başaramazsınız’ diyen şeamet tellallarına rağmen başardık. Hiçbir şey üretmediği halde varlığını sürdüren bu asalak zihniyete teslim olmadık, olmayacağız.

Demek ki doğru istikametteyiz

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Erdoğan’a TÜBİTAK Bilim Teknik’in 1990 Ağustos sayısını hediye etti. Varank, dergide merhum Jeoloji Yüksek Mühendisi Yüksel Önem’in bir makalesi olduğunu ve makalenin sonunda “İstanbul Kanalı şimdilik şüphesiz bir hayaldir ama insanoğlu tarih boyunca hep gönlündeki büyük hayalleri erişmek savaşını vermemiş midir? Bu da onlardan biridir işte” ifadelerine yer verdiğini söyledi.

Bunun üzerine Erdoğan şöyle konuştu: “Bilim Teknik’te okuduğumuzda da dedik ki demek ki doğru istikametteyiz. ‘Bunu yapmamız lazım’ dedik. İstanbullulara bu projeyi defaatle takdim ettik. Ne yazık ki hâlâ anlamayanlar, anlamak istemeyenler var. Bunu Birinci Köprü’de yaptılar, ikide yaptılar, üçte yaptılar, Marmaray’da yaptılar, Avrasya Tüneli’nde yaptılar, Osmangazi Köprüsü’nde yaptılar, yaptılar, yaptılar, hepsinde yaptılar. Biz artık isteseler de istemeseler de Kanal İstanbul’u yapacağız. Şu anda dünyada 50’ye yakın, bu şekilde kanal var. Bütün bu kanallar sadece bir lüks olsun diye yapılmıyor. Hepsi bir ihtiyaca dayalı olarak yapılıyor. Burada biz Kanal İstanbul’u yaparken iki tane de modern, akıllı şehri bununla beraber inşa edeceğiz. İki yolumuz var. Ya yap-işlet-devret ile yapacağız veya milli bütçeyle yapacağız. Türkiye bunu yapmaya zaten kendisi de muktedirdir. Ama yap-işlet-devret ile olursa bizim için çok daha iyi olur.”

‘Kutuplarda söz sahibi olacağız’

Kutuplarda ülkemizin bayrağını dalgalandıran bilimsel araştırma kampı da kuruldu. Meteoroloji istasyonu faaliyete geçti. Konuyu İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile de görüştüm, belki de İngiltere ile birlikte orada bu çalışmayı yaygınlaştırarak sürdüreceğiz. Nihai hedefimiz gözlemci ülke statüsünden danışman ülke statüsüne geçerek kıtanın geleceğinde söz sahibi olmaktır.